İnsanı insan yapan en önemli duygudur vicdan. Vicdan insanın iyiliği esas alması, kötülükten kaçınması ve haksızlıklar karşısında uyarıcı iç mekanizmasıdır. İnsan çoğu zaman kendisi ile yaptığı iç muhasebede vicdanı ile tartışır. Vicdanı, insanın en gizli ve en mahrem yeri olarak tanımlamak yanlış olmaz. Vicdanı dürüstlük, bilinç, erdem, ahlak olarak betimleyemeyiz ama bu duygularla ilişkisi olduğu konusunda çoğumuz hem fikiriz. Vicdan, bireyin kendi yargıcı olduğu gibi varlığını hissettiren kavram olarak da tanımlanabilir. Vicdan ötekini yargılamaz, sadece kendi kendini yargılayan ve içsel sonuca götüren bir duygu bütünlüğüdür. Acıma veya merhamet değildir, pasif bir duygusallık, sulu gözlülük, birilerine yardım edip kendinden memnun kalmak hiç değildir. Dışa yansımaz, kendini belli etmez; kişinin, en derinlerinde bir yerlerde akıl değil, iç gözüyle insanlığını, hakikati aramasıdır.
Dünyaya geldiğimiz andan itibaren kimi duygularımız yakın çevremizdeki insanlar tarafından şekillenir. Ancak zamanla yanlış olan fark edilir ve hakikate doğru yol alınır, vicdan eğitilir, geliştirilir. Vicdan insana özgü bir duygudur. Doğal yaşamda bunun bir karşılığı var mı bilinmez. Doğal yaşamda güçlü olan yaşamda kalır ve bundan dolayı tabiatın döngüsünde, diğer canlılarda vicdanın olduğunu söylemek tartışma konusu olabilir.
Zor ama imkansız değil
Yaşadıklarımız karşısında kendimizle kıyasıya hesaplaşma cesareti gösterdiğimiz her anda vicdanımız derinleşir. Nereden bakarsak bakalım kendimizi seyredeceğiniz en önemli iç hesaplaşmadır. Her birey vicdandan söz eder ama vicdanlı olmak, onu korumak ve yaşatmak sanıldığı kadar kolay değildir. Vicdan insanın kendisiyle karşılaşması olduğu için bunu yapmak çoğu zaman tercih edilmez. Çünkü dil, din, ırk, mezhep, renk, cinsiyet ayrımları, kendini üstün görmenin yarattığı kibir bunu engeller. Ancak bunlara rağmen insanı insan yapan vicdan duygusunun geliştirilmesi için gerekli çaba gösterildiğinde aşılabilir.
İnsana erdemlik katar
Felsefe, psikoloji, hukuk, sosyoloji ve din vicdana farklı anlamlar yükler. Yıllardır biriktirilen deneyimler, dini ve felsefi öğretiler, insana hep vicdanlı olmayı öğütler. Vicdan eğitimi yaşam boyu sürecek bir görevdir. İlk yıllardan itibaren, ahlaki vicdan tarafından kabul edilen içsel yasanın çocuk tarafından tanınmasını ve uygulanmasını sağlar. Sakınan bir eğitim erdemi öğretir; insanın zayıflıklarından ve kabahatlerinden doğmuş olan hoşnutluk ve suçluluk duygularından, kibirden ve bencillikten, korkudan korur ya da bunları iyileştirir. Vicdan eğitimi, özgürlüğün teminatı ve iç huzurun kaynağıdır.
İçe dönme isteği
Bana göre vicdan, insanın kendine dışarıdan bakmasına; kendini yontmasına imkân veren bir niteliktir. Pişmanlığı mayalayan, hatamızı fark etmemizi sağlayan bilince vicdan eşlik eder. Herkesin vicdanın sesini duymak ve onu izlemek için yeterince kendisinde olması kendisinin yararınadır. Bu içe dönme isteği çok gerekli, çünkü yaşamın akışında çoğu zaman bizim kendi içimize dönmemizi, vicdan muhasebesi yapmamızı engelleyen faktörler olabiliyor.
Vicdanlara seslenen bir direniş
İnsanın bazen vicdanının kararsız kaldığı ve zor karar alacağı durumlarla karşı karşıya kaldığı zamanlar olur. Bu gibi durumlarda insan her zaman hakikati aramalı. Vicdan en temel durumlarda kendini daha net gösterir. Bir insanı üstün kılan, onu kendi arzu ve ihtiraslarından kurtaran, sadece vicdanıdır. Bunun en önemli örneği DTK Eşbaşkanı ve HDP Milletvekili Leyla Güven’dir. 81 gündür süresiz-dönüşümsüz açlık grevinde olan Güven, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması için milyonlarca Kürdün talebini bedenini açlığa yatırarak gösterdi. Milyonlar, talebi talebimizdir diyerek Güven’e destek verdi, vermeye devam ediyor. Cezaevindeki direnişini dışarıya da taşıyan Güven, tüm kararlılığıyla eyleminin süreceğini söyledi. Vicdanlara seslenen bu direnişte şimdi asıl görev Güven’i yaşamda tutmak ve güç olmak için daha güçlü sesimizi yükseltmemiz.
Gülcan Kılagöz