Yine buruk bir İnsan Hakları Haftası’ndayız.
Bilindiği gibi; Birleşmiş Milletler, 10 Aralık 1948 yılında İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’ni kabul etti. Bu bildirgeye göre; herkes; ırk, renk, cins, din, siyasal ya da başka herhangi bir ayrılık gözetmeksizin, bildiride yazılı bütün haklardan ve özgürlüklerden yararlanma hakkına sahiptir.
Bu bildirgenin kabul edilişinden bu yana, her yıl 10 Aralık ile başlayan hafta, Birleşmiş Milletler’e üye ülkelerde İnsan Hakları Haftası olarak kutlanır. Dünyanın birçok ülkesinde bu hafta kutlamalarla karşılanırken, ne yazık ki Türkiye’de yine kapkara tablolarla karşılanıyor.
***
Demokrasi ve insan hakları kavramları birbirine doğrudan bağlantılı kavramlardır. Siyasal rejim olarak demokrasi, insan haklarının gerçekleştirildiği düzeni temsil etmektedir. İnsan hakları ise temel olarak, demokrasilerin düşünsel temelini oluşturmaktadır. Demokrasi kavramına nitelik kazandırılmadıkça, demokrasi ve insan hakları üzerine söylenecek sözler, geliştirilecek yorumlar sağlam bir taban oluşturamaz.
İnsan hakları konusundaki ilerlemeler, egemen güçlerin hoşgörüsü ile değil, toplumsal kesimlerin kendi haklarını elde etmek için verdikleri mücadelelerle sağlanabilmiştir.
***
Türkiye’de İnsan hakları alanında mücadele eden kurumların başında; İnsan Hakları Derneği (İHD) Uluslararası Af Örgütü ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) yer alır.
Gönüllü bir insan hakları kuruluşu olarak, “İnsan Haklarıyla İnsandır” şiarıyla, Türkiye’nin en karanlık dönemlerinde 17 Temmuz 1986 tarihinde, aralarında tutuklu-hükümlü yakınları, yazar-gazeteci, hekim, hukukçu, mimar- mühendis ve akademisyenlerin yer aldığı çeşitli meslek gruplarına mensup 98 insan hakları savunucusu tarafından kurulan İnsan Hakları Derneği (İHD) kurulduğu günden bu yana Türkiye’de insan hakları konusunda önemli bir misyon yüklenmiş, yönetici ve üyeleri, bir yanda insan hak ve özgürlüklerini savunurken, diğer yanda devletin ve hakları ihlal eden kesimlerin baskılarına maruz kaldı. Yıllar içinde 23 üye ve yöneticisi faili meçhul cinayetler sonucu yaşamını yitirirken, yüzlerce üyesi yaralandı. Derneğin birçok yönetici ve üyesi, insan hakları alanındaki faaliyetlerinden dolayı yargılandı, hapis ve para cezalarına mahkûm edildi.
***
Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi ise bundan 20 yıl önce kuruldu. Uluslararası Af Örgütü̈, 150’den fazla ülkede, 10 milyondan fazla insandan oluşan ve insan hakları ihlallerinin sona erdirilmesi için çalışan küresel bir harekettir. 1977 yılında çalışmaları nedeniyle Nobel Barış Ödülü’ne layık görüldü. İnsan hakları ihlallerini araştırıp, belgeler ve bu ihlalleri durdurmak için kampanyalar yürütüyor. İnsan hakları eğitimi ve savunuculuk faaliyetleri aracılığıyla tüm dünyada herkesin insan haklarından faydalanabilmesini sağlamak için çalışıyor.
***
İnsan hakları alanında gönüllü bir başka kuruluş Türkiye İnsan Hakları Vakfı’dır (TİHV).
İnsan Hakları Derneği (IHD) ve 32 insan hakları savunucusu tarafından 1990 yılında kurulmuştur.
Ankara, Diyarbakır, İstanbul ve İzmir’de Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezleri, Cizre ve Van’da Referans Merkezleri bulunan TİHV, kurulduğu yıldan bugüne kadar yaklaşık 18.000’den fazla işkence ve diğer kötü muameleye maruz kalmış kişiye tedavi ve rehabilitasyon hizmeti sunmuştur.
***
TİHV 13. İnsan Hakları Belgesel Film Günleri bu yıl da insanı ve insan haklarını odağına alan filmleri sinemaseverlerle buluşturuyor.
Türkiye’de ve dünyada insan hakları açısından yaşanan çok farklı sorunlara yönelik izleyenlerde bir farkındalık ve duyarlılık oluşturmayı hedefleyen film gösterileri olacak.
Programda yer alan filmler, bugünden başlayarak 8-11 Aralık tarihleri arasında İzmir’de, Fransız Kültür Merkezi salonunda izleyicilerle buluşacak. Filmlerin bir bölümü 17- 18 Aralık tarihlerinde Van Barosu salonunda, 16-18 Aralık tarihlerinde ise Diyarbakır Mordem Sanat Merkezi salonunda izlenebilecek.