Enes Ata ile Mahsum Mızrak’ın ölümününe ilişkin 3 polis hakkında verilen beraat kararının gerekçesi açıklandı. Mahkeme ‘sanıkların tutarlı ve ısrarlı biçimde suçlamaları inkâr etmesini’ gerekçe olarak sundu
Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi, 2006 yılında polisin attığı gaz kapsülü nedeniyle yaşamını yitiren Enes Ata (8) ile Mahsum Mızrak’ın (14) ölümüne sebebiyet vermekten ömür boyu hapis istemiyle yargılanan özel harekat polisleri H.A., N.Ö. ve B.Ö hakkında verilen beraat kararının gerekçesini açıkladı. Mahkeme, gerekçeli kararda 26 Nisan’da görülen karar duruşmasında sanık polisler H.A., B.Ö. ve N.Ö.’nün ‘Olası kastla çocuğu öldürme’ suçunu işlediklerinin sabit olmaması nedeniyle beraatlerine karar verdi. Mahkeme, gerekçeli kararda yapılan yargılama sonucunda sanıkların atılı suçu işlediklerine dair inkara yönelik savunmalarının aksini ispatlayacak yeterlilikte, “soyut” iddia dışında, cezalandırılmalarına yeterli, her türlü şüpheden arındırılmış, kesin, somut ve inandırıcı delil elde edilemediğini ileri sürdü.
Sanıklar tutarlı ve ısrarlı!
Mahkeme, bu doğrultuda verilen beraat kararlarının gerekçesini ise şöyle açıkladı: “Söz konusu gaz fişeklerin bulunamaması, adli emanetten kaybolması sebebiyle, suç konusu delillerin atıldığı silah ya da silahların tespit edilememesi, sanıkların tüm aşamalarda tutarlı ve ısrarlı bir biçimde suçlamaları inkâr etmeleri, ölümlere neden olan kapsüllerin sanıkların silahlarından ateşlendiğine dair tanık beyanı, kamera görüntüsü, uzmanlık raporu gibi somut, maddi deliller elde edilememesi mevcut delillerden sanıkların beyanına itibar edilmiştir. Mevcut şüphe sanıklar lehine değerlendirilerek, müsnet suçun sanıklar tarafından işlendiği sabit olmadığından müsnet suçtan ayrı ayrı beraatine karar vermek gerekmiştir.”
‘Cezasızlık meşrulaştırılıyor’
Mahkemenin gerekçeli kararını değerlendiren Mızrak ailesi avukatı İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şube Başkanı Av. Abdullah Zeytun, soruşturmayı yürüten savcılığın olayın en başından beri delilerin toplanmasını ve muhafaza altına alınması konusunda kasıtlı bir şekilde davranarak failleri koruduğunu söyledi. Zeytun, “Davanın esasına etki edecek delillerin kaybedilmesi, değiştirilmesi ile ilgili çok açık şekilde müdahalenin olduğu görülmesine rağmen failler korundu. AİHM, davaya ilişkin verdiği ihlal kararında da açıkça soruşturmanın etkin bir şekilde yürütülmediği işaret etti. Buna rağmen kovuşturma aşamasında taleplerimiz ret edilmekle birlikte sürüncemeye bırakılan dosyada fail polisler beraat edildi. Bu kararla cezasızlığın meşrulaştırılmaya çalışıldığını görüyoruz” dedi.
Deniz Tekin/Diyarbakır-MA