İki çocuğun cinsel istismara uğraması ve öldürülmesi sonrası çokça duyduğumuz kelime infial. TDK sözlüğündeki karşılığı ise şu şekilde: 1. Birine içerleme, gücenme, kızgınlık duyma. 2. Herhangi bir şeyden etkilenme…
Bu olay sonrası tv haber bültenleri, tartışma programları, başkaca programlar bolca infial sözcüğünü kullandılar, ‘Halkta infial yaratabilecek bu olaylar…’ gibi cümlelerle meseleyi verdiler. Ardından Antep’ten bir haber geldi. ‘Antep’te cinsel istismar iddiası mahalleliyi sokağa döktü’ başlığı ile verilen haberin görselinde bir sürü bağıran çağıran erkek vardı. Aralarında tek bir kadın görmedim. Üstelik bu erkekler olayın failinin Suriyeli olması sebebiyle Suriyelilerin dükkanlarının tabelalarına da zarar vermişlerdi. (Görüntüler internette mevcut)
Burada iki şeye değinmek istiyorum. Birincisi Antep’te sokaklara dökülen, bağırıp çağıran, ağızlarını kocaman sineklerin gireceği kadar açıp bize küçük dillerini gösteren kitle, yani infial halinde olanların tamamı erkek. Bu memlekette binlerce cinsel istismar davasının mahkemelerde görüldüğü söyleniyor. Net sayıyı bilmiyoruz. Zaten önemli olan çocukların yaşamı.
Cinsel istismar vakalarının failleri erkek. Her bölgeden, her yaştan, sınıftan erkekler var bu faillerin içinde ve bu failler yakın akrabadan tutun da sokaktaki adama kadar farklı yakınlık derecelerindeler istismar ettikleri çocuklara. Peki şimdi sormak gerek; bu denli yüksek cinsel istismar oranına ve faillerin de açıklamaya çalıştığım cinsiyet kimliklerine rağmen, neden en çok bağıranlar, kırıp dökenler, yakıp yıkanlar, infial halinde olanlar hep ve sadece erkekler? Bir kimse ne kadar çok bağırıyorsa o kadar bir şeyin üstünü örtüyordur der eskiler. Ciğeri yanıp bağıranları, hesap soranları, sokaklara dökülenleri kastetmiyorum. Anlatmak istediğim bir takiye yapma, suç bastırma hali.
İkinci değinmek istediğim şey ise şu: Bu infial halindeki ve aynı zamanda ırkçı da olan erkek kitle, Suriyeli’lerin dükkanlarına zarar vermiş. Ne alakası var bu olayın Suriyeli olmakla? Sormazlar mı size binlerce dava dosyasının faili olan adamlar nereli diye? Ben cevabını vereyim. Hepsi sizin aranızda, sizden biri. Çocuklara para verip, şeker çikolata alıp, onları tehdit edip, sevecen bir abi, amca gibi yaklaşıp, hayatlarını mahvedenler sokaklarda herhangi biri gibi dolaşanlar… Irkçılık yapıp, bir halkı hedef gösterip alçaklaşarak da, bağırıp çağırıp işi gösteriye dökerek de kendi günahlarınızın üzerini örtmeye çalışıyorsunuz. Tüm bu gürültünüz patırtınız ondan işte.
Türkiye’nin her şehrinde görülen ve gizlilik içerisinde yürütülen bu davaların pek çoğunun üzeri ise itina ile örtülüyor, ya da aileler bir biçimde davalardan vazgeçiriliyor. Çünkü kelli felli insanlar da işin içinde olabiliyor. Hafta sonu bir araya geldiğim ve yargıç olarak görev yapan dönem arkadaşımın anlattıkları durumun çok vahim olduğunu gösteriyor. Arkadaşımın görev yaptığı şehirdeki cinsel istismar dosyalarının sayısı çok fazla. Bunlar sadece mahkemeye taşınanlar. Ya taşınamayanlar? Ya diğer şehirlerde olanlar?