Genel Kurul’da bugün görüşülecek yeni infaz düzenlemesi, siyasi tutuklulara ayrımcılık içerdiği gibi koşullarını daha da zorlaştırıyor. Hak savunucuları, düzenlemenin kendisinin bir hak ihlali olduğunu söylüyor
Cezaevleri için büyük bir tehdit oluşturan koronavirüsü salgını nedeniyle gündeme gelen yeni infaz yasasında siyasi tutuklular kapsam dışı bırakılmak isteniyor. Eşitlik ilkesine aykırı olması nedeni ile kamuoyunda tepki çeken 70 maddelik “Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” geçtiğimiz günlerde Meclis Adalet Komisyonu’ndan geçmişti.
AKP ve MHP’nin ortak hazırladığı düzenleme bugün ise Meclis Genel Kurulu’nda görüşülecek. Kanun teklifinin bu hali ile yasalaşmasına tepki gösteren sivil toplum kuruluşu temsilcileri, hukukçular ve siyasetçiler, ayrımcılığa ve oluşabilecek tehlikelere dikkat çekiyor.
İyileştirme yok fırsatçılık var
Aynı zamanda bir hukukçu olan Hakların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Züleyha Gülüm, iktidarın daha önce gündeme getirdiği af yasasını ‘salgını fırsat bilerek’ hayata geçirmeye çalıştığını ve ‘fırsatçılık yaptığını’ söyledi.
Tasarıda siyasi tutuklular lehine bir şey içermenin aksine aleyhte düzenlemeler olduğunu söyleyen Gülüm, yeni düzenleme ile siyasi tutuklular için şartlı salıvermenin hiç olmayacağı, disiplin soruşturmalarının daha da ağırlaştırılacağı ve açık cezaevine gitme koşullarının zorlaştırılacağı gibi düzenlemelerin yer aldığını ifade etti.
İnfaz hakimlerinin yetkileri genişletildi
Tasarıda aynı zamanda infaz hakimliklerinin yetkilerinin genişletildiğini vurgulayan Gülüm, infaz hakimliğinin aldığı kararların itiraz yolunun sadece Ağır Ceza Mahkemeleri’ne olacağını kaydetti. Gülüm, “Ağır ceza mahkemelerine itirazların bu ülkede otomatik olarak ret olduğunu biliyoruz. İtiraz yolunun istinaf ve Yargıtay’a açık olmasını ancak bu şekilde hukuki denetimin sağlanabileceğini söyledik. Ama reddedildi” diye belirtti.
Muhaliflere gözdağı
Önceki ceza infaz hukukundan daha ağır ağırlaştırılmış bir yasal düzenleme olduğunu dile getiren Gülüm, şöyle devam etti: “Tasarıda cezaevlerinde hukuka aykırı olmasına rağmen fiilen uygulanan düzenlemeler mevcut. disiplin soruşturmaları yaptırıma tabi tutuluyor. Bir kısmının da uygulanması yönetmenlikle belirlenmemiş. Yönetmenlikte ne çıkacağı ise tamamen idarenin keyfiliğine bırakılıyor. O konuda da keyfi bir uygulamanın önü açılıyor.”
Düzenlemede en çok tartışma konusu olan 18 ay altında ceza alanlarının cezalarının yüzde 40’ı cezaevinde geçirmesiyle ilgili düzenleme olduğunu belirten Gülüm, “İktidarın küçük ortağı MHP’nin ısrarlıyla getirilmiş madde. Akıl alır gibi değil. Yapılmak istenen bu düzenlemeyle muhaliflere, ‘Az ceza alsanız da sizi cezaevinde yatıracağım’ demek. Bir tehdit yöntemi. Bu düzenlemeyle gözdağı verilmek isteniyor” ifadelerini kullandı.
‘Yakınlarını ölüme terk edip insanlara evde kal diyemezsiniz’
Gülüm sözlerini şöyle sonlandırdı: “Düzenleme siyasi tutuklular için ‘Diğerlerini çıkarayım, siyasi tutuklular içerde kalsın. Ölen ölür, kalan olursa da cezaevinde tutmaya çalışırım’ demektir. Uzun zamandır yargı eliyle süren ‘düşman hukuku’ dediğimiz bir düzenlemeden ibaret. İktidar tamamen fırsatçılık üzerinden bir yasa tasarı önümüze getirdi. ‘Toplumsal muhalefete daha da saldıracağım’ diyen bir düzenlemedir. Toplumun vicdanından çok uzak bir düzenleme. Tasarı bugün Genel Kurul’a geliyor. Umarız ki AKP toplumun tepkilerine kulak verir. Yoksa sonuçları çok ağır olur. Siz insanların yakınlarını cezaevlerinde ölüme terk ederek, ‘Evde kal‘ diyemezsiniz.”
‘İdamdan farkı yok’
Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı (TOHAV) Başkanı Didar Erdem ise düzenlemenin kimi tutukluları kapsayıp kimini kapsamamasının ‘yaşam hakkı ihlali’ olduğunu belirtti. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde (AİHS) “yaşama
hakkı”nın dokunulmaz bir hak olarak tanımlandığına işaret eden Erdem, “Eğer mahpusların tahliyesi gerçekleşmez ve gerekli tedbirler alınmazsa çok kısa sürede virüsün yayılması ve özellikle kronik hastalıklara bağlı olarak ölümlerin gerçekleşmesi olasıdır.”
Yasanın ayrımcılık içerdiğini vurgulayan Erdem, bunun “idam uygulamasından hiçbir farkı olmadığını” belirtti ve ekledi: “İnsan bedeni üzerinde cezalandırma ne kadar ilkel ve insan haklarına aykırı ise, ölümcül bir virüs karşısında belli bir grubu yok sayıp bu kişileri kaderlerine terk etmek aynı derecede hukuka aykırıdır. Kitlesel ölümlerle dahi karşılaşabiliriz.”
‘AKP koronavirüsten daha tehlikeli’
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Şırnak Milletvekili Nuran İmir de, düzenlemenin kendisinin bir hak ihlali olduğunu ve binlerce tutuklunun ölüme terk edileceğini söyledi.
İmir, düzenlemede, “terör” adı altında ifade özgürlüğü, haber verme, örgütlenme, siyasi faaliyet, meslek ve sanat
icrası niteliğinde olan eylemlerin kapsam dışında tutularak, AKP’nin “terör” kavramını genişlettiğini ifade etti. Bugüne kadar getirilen torba yasalarının hiçbirinde Anayasa’ya uygunluk söz konusu olmadığını sözlerine ekleyen İmir, “Saraydan geçmişse tamamdır, Anayasa’dan geçmesine gerek yok, her getirilen torba yasa yurttaşlar açısından bir hak ihlalidir” dedi.
İmir sözlerine şöyle devam etti: “AKP iktidarı terör suçları adı altında ayrımcılık yaparak binlerce tutsağı ölüme terk etti. Koronavirüs salgını infaz düzenlemesi için vesile oldu, hazır gündem bu kadar yoğunken bunu da aradan geçirelim diye hızlandırdılar. Ancak böyle bir salgın karşısında dahi eşitliği sağlamaktan kaçındılar. AKP zihniyeti koronavirüsten daha tehlikeli bir zihniyet.”
Kaynak: MA