DBP Riha İl Eşbaşkanı Av. Hidayet Enmek, PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan haber alamamanın kaygıları arttırdığına vurgu yaparken Efrînli kadınlar ise tecrit son buluncaya kadar alanlarda olacaklarını söyledi
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde 23 yıldır ağır tecrit koşulları altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan, 25 Mart 2021 tarihinde kardeşi Mehmet Öcalan ile yaptığı kesintili telefon görüşmesinden bu yana haber alınamıyor. Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Riha (Urfa) İl Eşbaşkanı avukat Hidayet Enmek, tepkilere rağmen devam eden tecrit ve yansımalarını değerlendirdi. Ülkenin en temel sorununun Kürt sorununun çözümsüzlüğü olduğuna dikkati çeken Av. Enmek, “Güvenlik politikaları ile çözüme kavuşturulmak istenilen Kürt sorunuyla birlikte birçok problem gelişti. Toplumda yaratılan kaos ve huzursuzluk ortamı, artık insanların geleceğe dair hayal kurmasını, buna ilişki kendini güvende hissetmesini engellemektedir” diye konuştu.
‘Kendi hukukuna uymuyor’
PKK Lideri üzerinde ağırlaştırılan tecride dikkati çeken Enmek, “Sayın Abdullah Öcalan’ın uzun süredir ailesi, avukatlarıyla fiziki ve telefon görüşmesi engellenmekte. Bu ister istemez Sayın Abdullah Öcalan’ı irade olarak kabul eden büyük bir kesimi, Kürtleri endişeye sokmakta. Büyük bir huzursuzluğa neden olan bu durum, endişe verici noktaya evirildi” dedi.
İmralı Cezaevi’nin diğer cezaevleri gibi aynı yasalara tabi olması gerektiğini dile getiren Enmek, “Bu yönüyle bakıldığında anayasanın ‘eşitlik ilkesi’ uygulanmıyor. Hakların kullanılmaması hukuksuzluğu ortaya koyuyor. Kendi anayasa ve kanunlarına uymayan bir devlet yaklaşımı var” ifadelerini kullandı.
‘Görüşme sağlanmalı’
Öcalan’a tecrit içinde tecrit uygulandığına dikkati çeken Enmek, şunları söyledi: “Kürt sorununu aynı yöntemle çözmeye çalışan devlet aklı, Kürt halkının kaygılarının artmasına neden olmakta. Toplumsal barışa hizmet etmeyen bu uygulama toplumda daha çok ayrıştıran hal almaya başladı. Çözüme, barışa hiçbir şekilde katkı sunmayan bu hukuksuzluğun bir an önce bitirilmesi gerekmekte. Bu yöntem topluma daha çok zarar verir.”
Toplumun hukuka ve geleceğe dair güvenin sağlanmasının savaş hali ve gerginliğin sonlanmasıyla mümkün olacağını ifade eden Enmek, “Tecride devam edilmesi, Abdullah Öcalan’dan haber alınamaması toplumda gerginlik yaratmaktadır. Bu gerginliğin ortadan kaldırılması için bir an önce görüşme yapılması gerekir” diye konuştu.
Efrînli kadınlar: Direnmeye devam edeceğiz
İmralı tecridine tepki gösteren Efrînli kadınlar da, tecrit son bulana kadar eylemde olacaklarına vurgu yaptı. Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi kınayan Efrîn Şehit Aileleri Meclisi Yöneticisi Xedîce Îbo, “Bu halk asla teslimiyeti kabul etmedi ve geri adım atmadı. Uluslararası hukuka göre yaşlı insanların zindanda tutulmaması gerekiyor. Ancak Önder Apo yaşına rağmen hala zindanda ve direniyor. Uzun bir süredir avukatlar Önder Apo’nun yanına gidemiyor. Bu kınanacak bir durum” dedi.
Uluslararası komplocu güçlerin Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi ağırlaştırdığını belirten Efrîn Bölgesi Şehit Eşleri Kurumu Yöneticisi Fatime Remedan, “Bizler şehit aileleri olarak ağırlaştırılmış tecride karşı sürekli ayaktayız ve eylemler yapıyoruz. Bu Önder Apo özgürleşene ve İmralı sistemi yıkılıncaya kadar da devam edecek. Bizler Şehba’da Önder Apo özgürleşinceye kadar direnmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Abdullah Öcalan’ın avukatları ve ailesi ile görüştürülmesi gerektiğini belirten Nisrîn Cim ise “Özellikle insan hakları savunucuları ve yabancı avukatların sorumluluklarını yerine getirmeleri gerekiyor. Tecridin amacı onun düşüncelerinden bizi koparmak. Ancak komplocuların hayalleri asla gerçekleşmeyecek. Bizler önderliğimizin düşüncelerinden ve özgürlüğünden asla vazgeçmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
Kaynak: ANHA/MA