PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın ailesiyle görüştürülmesi 14 Eylül 2018’den bu yana 3 aylık “disiplin cezası” gerekçe gösterilerek reddediliyor. Disiplin cezasının 14 Aralık’ta bitmesine rağmen başvuruların aynı gerekçeyle reddedilmesine itiraz eden avukatlara; hakimlik, disiplin cezasının 14 Eylül’de değil, 19 Ekim’de başladığını söyledi.
Yasin Kobulan / MA
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan, 11 Eylül 2016 tarihinden bu yana çeşitli gerekçeler gösterilerek ailesiyle görüştürülmüyor. Yine, aynı cezaevinde bulunan Hamili Yıldırım, Ömer Hayri Konar ve Veysel Aktaş’ın ailelerinin de İmralı’ya gitmesine izin verilmiyor.
Olağanüstü Hal (OHAL) öne sürülerek izin verilmeyen aile görüşleri, OHAL kaldırıldıktan sonra “gemi bozuk” gerekçesiyle engellendi. 14 Eylül 2018’de yapılan başvuruya ise sözlü yanıt verilerek, ret kararına gerekçe olarak disiplin cezaları gösterildi. Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı, ret kararını İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü Disiplin Kurulunca 14 Eylül 2018 tarihinde Öcalan’a verilen disiplin cezası nedeniyle 3 aylık aile görüş yasağı gerekçesine dayandırdı.
Savcının hesabı ayrı hakimin ayrı
Söz konusu kısıtlılık kararı 14 Aralık’ta bitmesine rağmen; 14, 21 ve 28 Aralık’ta yapılan başvurular da aynı gerekçeyle reddedildi. “5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunda” yer alan “Hükümlüler hakkında getirilen kısıtlamaları” ibaresine dayandırılan ret kararına ilişkin ailelerin avukatları Bursa 1’inci İnfaz Hakimliği’ne başvuruda bulundu. Hakimlik, başvuruyu savcının mütalaası doğrultusunda reddetti. 3 aylık disiplin cezasının Bursa 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararıyla 19 Ekim günü kesinleştiğini ve kesinleşme tarihini disiplin cezasının başlama tarihi olarak yorumlayan hakimlik, 3 aylık disiplin cezasının süresinin bitmediğini ileri sürdü. Her ne kadar hakimlik, 3 aylık disiplin cezasının 19 Ekim’de başladığını öne sürse de 14 Aralık’tan bu yana Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı vermiş olduğu ret kararlarının tümünde aile görüşlerine izin verilmemesini İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü Disiplin Kurulunca 14 Eylül 2018 tarihinde verilen 3 aylık disiplin cezasına dayandırdı.
‘Yargının keyfiyetçiliği’
Bursa 1’inci İnfaz Hakimliği’nin kararını “yargının keyfiyetçiliği” şeklinde niteleyen Öcalan’ın avukatlarından Rezan Sarıca, İmralı’da bulunan müvekkillerinin ailelerinin her hafta Cuma günü Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’na görüşme başvurusu yaparak, Pazartesi günü için talepte bulunduğunu belirtti. Müvekkillerinin her 15 günde bir, biri açık biri kapalı olmak üzere iki görüş hakkının olduğunu dile getiren Sarıca, çok uzun süredir görüş başvurularının reddedildiğini kaydetti. 2016 yılından Eylül 2018’e kadar avukatlar görüşleri gibi aile görüşlerinin yargı kararlarıyla engellendiğini dile getiren Sarıca, “Ancak Eylül ayı ile birlikte mahkeme kararlarının aile görüş yasağını kapsamadığını gördük. Daha sonra aileler başvuru yaptığında ‘gemi bozuk’ gerekçesiyle görüşmelerin gerçekleştirilemeyeceğini öğrendi. 14 Eylül’de bir başvuru daha yapıldı. Bu defa sözlü olarak cezaevi idaresi, disiplin cezası gerekçesiyle ziyaretçi görüşleri için 3 ay men kararı verildiğini belirtti. 14 Eylül’de bu karar fiili olarak uygulanmaya başlandı. 21 Eylül’de yapılan başvuruya resmi olarak yanıt veren Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı disiplin kurulu kararını gerekçe göstererek aile görüş başvurusunu reddetti” dedi.
‘Görüşler derhal sağlanmalı’
Kararın hukuksuz olmasına rağmen ailelerin başvuru yapmaya devam ettiğini söyleyen Sarıca, yapılan her başvurunun savcılık tarafından resmi olarak reddedildiğini ve buna dair kararların ellerinde olduğunu belirtti. Sarıca, “14 Eylül’de fiili, 21 Eylül’de de resmi olarak başlayan aile görüş yasağı; 14 Aralık’ta bitmesi gerekiyordu. 14 Aralık’ta yapılan başvuru 3 aylık yasak bittiği için de derhal görüşlerin sağlanması gerekiyordu. Ancak 17 Aralık’ta yapılmak istenen görüş talebi de Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından reddedildi. Resmi kararlar, tarafımıza tebliğ edildi. Bu kararın hukuka açıkça aykırı olduğunu belirttik. Çünkü 3 aylık süre bitti. Buna rağmen savcılık aile görüşlerini resmi kararlarla engelliyor” ifadelerini kullandı.
‘Kararları görmezden gelmek kabul edilemez’
Kararın, uygulama koşullarının kalmadığını dolayısıyla görüşme koşullarının gerçekleşmesi için Bursa 1’inci İnfaz Hakimliği’ne talepte bulunduklarını dile getiren Sarıca, şöyle devam etti: “Hakimlik başvuruyu reddetti. Gerekçe olarak disiplin kurulu kararının 19 Ekim’de kesinleştiğini ifade etti. Bu nedenle kararın 19 Ekim’de uygulanmaya başladığını belirten hakimlik, 3 aylık sürenin dolmadığını gerekçe göstererek talebimizi reddetti. Bizim yaptığımız başvuruda Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın resmi olarak ret kararları hakimliğin bilgisi dahilinde. Resmi olarak; 21 Eylül’de başlandığı, fiili olarak 14 Eylül’den itibaren engellenmeye başlandığı da hakimliğin bilgisi dahilinde. Dolayısıyla hakimlik fiili ve gerçek koşulları değerlendirmesi gerekiyordu. 14 Eylül’de niçin engellendi? Bunun araştırmasına girdi mi? Girmedi. Savcılığın resmi kararlarını görmezden gelmek kabul edilir bir durum değil.”
‘Yargının keyfi tutumudur’
Hakimliğin kararının elle tutulur hiçbir yanının olmadığını vurgulayan Sarıca, “Tamamen hukuka aykırı bir karar. Bütün yargı mercilerinin adalete saygı çerçevesinde, adalete uygun bir şekilde, en önemlisi hukukilik ve kanuna uygunluk koşulları çerçevesinde karar vermek mecburiyetindedir. Keyfi bir karar hiçbir şekilde veremezler. 3 aylık yasak kararı bitmiş, gözlerimizin içine baka baka resmi makamlar, yargı mercileri aynı kararı gerekçe göstererek taleplerimizi reddediyor. Bu, idarenin keyfi bir tutumu değil, yargının keyfi bir tutumudur. Yıllardır idarenin ‘gemi bozuk’, ‘hava muhalefeti’ gibi keyfi kararları, bugün yargının keyfi kararlarına dönüşmüş durumda. Artık yargıya taşmış bir keyfiyet söz konusu” dedi.
‘Kabul edilir yanı yok’
İnfaz Hakimliğinin kararını savcılığın mütalaası doğrultusunda verdiğinin altını çizen Sarıca, “Kendi görevinin aksine Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın mütalaasını baz alarak karar vermiş. Suçu işleyen savcılık, engellemeleri yapan savcılık, aile görüşmelerini hukuku aykırı gayri resmi kararlarla engelleyen savcılık iken savcılığın mütalaası doğrultusunda karar veriyor. Bu, hukukun hiçbir şekilde kabul etmeyeceği bir husus” diye konuştu.
‘Vasi engeli hukuki değildir’
Aile görüşleriyle birlikte vasi görüşmesinin de engellendiğini belirten Sarıca, “Bu da, hukuku ihlal eden başka bir durum. İnfaz hakimliği, bu talebimizi hiçbir şekilde değerlendirmedi bile” dedi. Sarıca, “3 aylık aile ziyaretinden men şeklindeki disiplin kurulu kararı 5275 sayılı yasanın 43’üncü maddesine dayandırılıyor. Aynı kanun maddesinin son fıkrası ‘bu hüküm yasal temsilci için uygulanmaz’ demesine rağmen 14 Eylül’den günümüze kadar disiplin cezası gerekçesiyle engelleniyor. Buna dair itirazlarımız, infaz hakimliği tarafından hiçbir şekilde dikkate alınmamış, karara konu edilmemiştir. Gerekçeli karar ilkesi, başvurumuzu değerlendirme kapsamında Anayasal başvuru hakkı ve bununla birlikte aile hayatına saygı hakkı ihlal edilmiştir” ifadelerini kullandı.