Yeşil Sol Parti Milletvekili Öznur Bartın, İmralı tecridinin son bulması ve hukukun sağlanması amacıyla Meclis’e araştırma önergesi verdi
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tecrit altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan ile cezaevindeki diğer tutuklular Hamili Yıldırım, Ömer Hayri Konar ve Veysi Aktaş’tan 29 aydır haber alınamıyor.
Konuya dair Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Colamêrg Milletvekili Öznur Bartın, Meclis Başkanlığı’na yazılı araştırma önergesi verdi.
Önergenin gerekçesinde, “İmralı Ada Hapishanesi’nde tutulan Sayın Abdullah Öcalan ve beraberindeki üç kişiye uygulanan görüş yasağı ve mutlak iletişimsizlik hali hem Türkiye’de hem de diğer Ortadoğu ülkelerinde yaşanan siyasal ve toplumsal krizlerin daha da derinleşmesine neden olmaktadır” denildi.
Mutlak tecrit nitelemesi
“Mutlak tecrit” olarak nitelendirdikleri hukuksuzluk nedeniyle Abdullah Öcalan ile 4 yıldır avukat ziyaretinin gerçekleşmediği hatırlatılan önergede, “15 Şubat 1999’dan bu yana İmralı Ada Cezaevi’nde tek kişilik hücrede tutulan Sayın Abdullah Öcalan ile aynı cezaevinde tutulan diğer hükümlülerin aile ve avukat görüşleri ile iletişim hakkı, tüm yasal mevzuat yok sayılarak engellenmektedir. Sayın Öcalan ile avukatları en son 7 Ağustos 2019 tarihinde görüşürken, kardeşi Mehmet Öcalan ile de en son 25 Mart 2021’de ‘kesintili’ bir telefonla görüşebilmiştir. Ayrıca kanunda yeri olmadığı halde 2011 yılına kadar Öcalan’ın avukatlarıyla görüşme hakkı, haftada bir gün bir saat ile sınırlı tutulmuş; bu sınırlandırmaya rağmen ‘hava muhalefeti’, ‘koster arızası’ gibi gerekçelerle sürekli bir biçimde engellenmiştir. Sayın Öcalan ile 27 Temmuz 2011 tarihinden bu yana geçen sürede ise sadece 2 Mayıs ve 7 Ağustos 2019 tarihleri arasında 5 avukat görüşmesi yapılabilmiştir. Bu 5 görüşmenin sonuncusu 7 Ağustos 2019’da gerçekleşmiştir.
Hukuka uygun değildir
İmralı Ada Cezaevi’nde 24 yıldır sürdürülen ve son 4 yıldır mutlak bir şekilde devrede tutulan tecrit sistemi; ulusal mevzuat ve uluslararası sözleşmelere aykırı olduğu gibi keyfi ve ayrımcı bir tutumdur. Devlet politikası halini almış İmralı’daki bu tecrit sistemini yalnızca sıradan bir cezaevi uygulaması olarak görmek, tecridi yalnızca hukuki açıdan ele almak eksiklik olacağı gibi Sayın Öcalan’ın dışarı ile temasının kesilmesi ile coğrafyamızda yaşanan siyasal-toplumsal sorunların derinleşmesine olan etkisini de görmemek olacaktır. Sayın Öcalan’ın rolü tüm kamuoyu tarafından bilinmesine rağmen İmralı’da sürdürülen tecrit sistemi; Kürt sorununda çözümsüzlük, güvenlikçi bakış açısı ve Ortadoğu’da izlenen savaş politikalarının tercih edildiğini ortaya koymaktadır. Kürt sorununda demokratik çözüm başta olmak üzere diğer tüm sorunların, krizlerin, acıların son bulması ile bu topraklarda kalıcı bir barışın tesisi için İmralı Ada Cezaevi’nde Sayın Öcalan ve diğer 3 hükümlüye karşı uygulanan avukat ve aile görüş yasağı ile mutlak iletişimsizlik hali olan tecridin son bulması hayati bir önem taşımaktadır.
Araştırma talebi
Bu bağlamda; CPT raporları ve BM İnsan Hakları Komitesi’nin kararlarının bir gereği olarak da İmralı Ada Cezaevi’nde tutulan Sayın Öcalan ve diğer hükümlülere karşı uygulanan hukuksuzluklar ile mutlak bir şekilde sürdürülen tecridin araştırılması, son bulması ve hukukun sağlanması amacıyla bir Meclis Araştırması açılmasını arz ve talep ediyoruz.”
ANKARA