İnşaat Mühendisleri Odası, Mereş merkezli 6 Şubat depremlerinin birinci yıl dönümünde rapor yayınladı. İktidarın deprem bölgesinde konut yapımına dair verdikleri sözlerin gerisinde olduğu belirtilen açıklamada, hayatın normale dönmesi için güvenli konutların yapımının önemine vurgu yapıldı
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası (İMO), Mereş merkezli 6 Şubat depremlerinin birinci yılına dair rapor yayınladı.
Şubat 2023 depremlerinin Türkiye tarihindeki en büyük depremlerinden biri olduğu belirtilen açıklamada, “Ortaya çıkan yıkımın ve kayıpların böylesi dehşet verici seviyelerde olmasının önüne geçmek mümkündü” ifadelerine yer verildi.
Depremlerin gösterdikleri görmezden gelindi
Marmara depremlerinin üzerinden geçen 24 yıllık zaman diliminde yapılanların zayıf kaldığı vurgulanan açıklamada, son yıllarda Elazığ ve İzmir depremlerinde meydana gelen yıkımların uyarı niteliğinde olmasına rağmen depreme hazırlık konusunda zafiyetler görmezden gelindiği belirtildi.
Açıklamada “Şubat 2023 depremlerinin büyüklüğü bahane edilerek yüzbinlerce konutun yıkımı veya ağır hasarlı hale gelmesi ilahi takdirle izah edilmiştir” ifadelerine yer verildi.
‘Deprem sonrası kriz yönetilemedi’
Afet sonrası krizin devlet tarafından yönetilemediği belirtilen açıklamada,” Geçici yerleşim alanlarının kurulması, enkaz kaldırma işlemleri, ulaşım, elektrik, su, kanalizasyon, haberleşme gibi altyapı hizmetleri, depremin üzerinden aylar geçmesine rağmen sağlanamamıştır” denildi.
Depremin birinci yılında deprem bölgesinde sorunların devam etmesine dair, “Yıkılmayı bekleyen ağır hasarlı yapılar insan hayatını tehlikeye sokmaya devam ederken, kontrolsüz bir şekilde yürütülen enkaz kaldırma işlemleri çevreye ve insan sağlığına zararlar vermekte, enkaz toplama alanları ise içme suyu kaynaklarını kirletmesi bakımından ciddi riskler oluşturmaktadır” denildi.
‘Yapılan kentleşme kaygı verici’
Şehirlerin yeniden kurulması, yeni yerleşim alanlarının oluşturulması konularında seçim öncesi verilen taahhütlerin ötelendiği belirtilen açıklamada, yapılan çalışmaların da sağlıklı kentleşme ve güvenli yapılaşma açısından kaygı verici örnekler içerdiği ifade edildi.
İMO; depremde yıkılan/yıkılacak binaların verileri ile teslim sözü verilen ve %70’i tamamlanan bina verilerinin yer aldığı tablo yayımladı.
674 bin 416 bina yıkılacak
Tabloya göre, orta ve hafif hasarlı yapılar hariç olmak üzere, deprem bölgesindeki 11 il kapsamında yıkılan veya yıkılacak olan toplam 674 bin 416 bağımsız bölüm olduğu, siyasi yetkililerin 650 bin konut yapılacağına dair ifadelerinin bu ihtiyaca yönelik olduğu belirtildi.
Son 1 yılda TOKİ tarafından ihalesi yapılmış konut miktarının ise toplamda 108 bin 936 adet olduğu ifade edilen açıklamada, bu ihalelerin toplam bedelinin yaklaşık 203 milyar 974 bin TL olduğu belirtildi.
Bunlardan bir kısmının inşasına henüz hiç başlanmadığı belirtilen açıklamada, “Tamamlanma oranı yüzde 70’in üzerinde olan konut sayısı 25 bin 119 adettir. Yani kısa vadede bitirilip teslim edilebilecek konut miktarı TOKİ verilerine göre 25 bin civarındadır. Bu durum siyasilerin geçen yıl verdikleri sözlerin veya ortaya koydukları hedefin ancak yüzde 8’ine tekabül etmektedir” denildi.
Açıklamada ayrıca kalıcı konutların bir an önce yapılıp teslim edilmesinin bölgede hayatın normale dönmesi açısından çok önemli olduğu ancak sağlıklı ve güvenli konutlar için planlı ve denetimli bir yapılaşmanın şart olduğu vurgulandı.
Öneriler
6 Şubat depremlerinin coğrafyamızın tanık olduğu ilk büyük deprem olmadığı gibi son da olmayacağının altı çizilen açıklamada “Ne zaman nerede büyük bir depremin meydana geleceği bilinmemekle birlikte felakete dönüşmesini önlemek için ivedilikle hayata geçirilmesi gerekenler bellidir” denildi.
İMO’nun önerileri şu şekilde:
*Öncelikle sağlam, kararlı ve istikrarlı bir siyasi irade ile kamunun ihtiyaç ve menfaatlerini gözeten, meselelere bütüncül ve bilimsel bakabilen politik bir anlayışa ihtiyaç vardır.
*Afetlere hazırlık çalışmaları kaynak ve zaman gerektiren uzun soluklu çalışmalardır. Yani siyasi kadroların ihtiyaç duyduğu ve kendi dönemlerinde yapıp bitirebilecekleri gösterişli yapılar/faaliyetler olma özelliğine sahip değildir. Dolayısıyla gerek merkezi, gerekse yerel yöneticilerin esnetip gevşetemeyeceği yasal düzenlemeler yapılmalı, kaynakların doğru ve yerinde kullanımı için önlemler alınmalı, aksine davranışların hukuki ve cezai yaptırımları olmalıdır.
*Rant odaklı imar düzeni ile yapılaşmada kuralsızlığın ve cezasızlığın hakim olması kaçak yapılaşmanın önünü açmakta bunun sonucunda da imar afları zorunlu hale gelmektedir. Unutulmamalıdır ki, yozlaşma kültürü büyükten başlayıp küçüğe doğru yayılmaktadır. Sermaye gruplarının, “güçlü” kesimlerin inşaatlarına göz yumup tam tersine özel düzenlemelerle hukukileştirmeye çalışılması toplumun geneline emsal teşkil etmektedir. İmarda kural kuraldır. Merkezi ya da yerel siyasi/iktisadi aktörlerin çıkarlarına göre delinmemelidir.
*Ülkedeki riskli yapı stoku belirlenmeli, yapı envanteri çıkarılarak belirli bir risk sırası ile tüm binaların deprem güvenliğinin belirlenmesi zorunlu hale getirilmelidir.
*Kentsel dönüşümde kamu yararı gözetilmeli, rant odaklı kentsel dönüşüm anlayışı terk edilmelidir. Dönüşüm sosyal, ekonomik ve mekânsal gelişmenin bir bütünü olarak ele alınmalıdır.
*Yetkin mühendislik uygulaması muhakkak hayata geçirilmelidir. İnşaat mühendisliğinin ilgi alanına giren konularda halkın güvenli yaşam hakkının korunması ve mühendisliğin gerekliliklerinin yerine getirilmesi amacıyla bilgili, deneyimli ve etik kurallara bağlı mühendisler eliyle yapılabilmesi için, meslek kuruluşlarının sorumluluğunda yetkin mühendislik uygulamasına geçilmelidir.
*Mevcut Yapı Denetim Yasası’nın öngördüğü, ticari yanı ağır basan yapı denetim şirketi modeli yerine; mesleğinde yetkin yapı denetçilerinin faaliyetlerine dayalı, meslek odalarının sürece etkin katılımını sağlayacak yeni bir model hayata geçirilmelidir. Proje denetimi ve yapı denetimi birbirinden ayrılmalı, Proje Denetimi doğrudan kamu tarafında ve yetkin mühendisler eliyle yapılmalı, Yapı Denetim Kuruluşları ve Laboratuvarları doğrudan kamuya karşı sorumlu olmalı ve onun denetiminde çalışmalıdır.
HABER MERKEZİ