Abdullah Aysu
Tarım ve Orman Bakanı değişti. Bekir Pakdemirli’nin yerine Vahit Krişçi bakan oldu.
Pakdemirli geride ne bıraktı?
Bilindiği üzere, Pakdemirli 2021 yılı üretim sezonunda çiftçilerin ürettiği buğdayın ton fiyatına 2 bin 250 TL değer biçmişti. Bakanın açıkladığı bu fiyat üzerinden çiftçi buğdayını sattı. Şimdi oradan elde ettiği para ile mazotunu alacak. Toprağını sürecek. Alacağı o mazot ile gübresini saçacak. İlacını atacak. Ama mazotun litresi şimdi 22 TL. Yani çiftçinin 1 litre mazot alabilmek için 10 kg buğday parası vermesi gerekiyor. Nerde çiftçide o para? Yok ki! Şimdi bütün mesele buğday nasıl üretilsin ki, buğday un olsun, un ekmeğe dönüşsün.
Mazot
Dünyada kriz var, mazot dışarıdan döviz ile alınıyor, döviz kuru yükseldi, ondan bu mazot fiyatının yüksekliği diyenler olacak. Duyda inanma!
Çiftçinin mazota ödediği paranın yüzde 30’u ÖTV ve KDV. Daha somut açıklamak gerekirse, mazotun litresi 22 TL, bunun yaklaşık 6,8 TL’si hükümetin mazota bindirdiği vergi. Ne var bunda diyebilirsiniz, şöyle; çiftçiler yıllık 4 milyar litre mazot kullanır. 4 milyar×6,8 TL=27,2 milyar TL eder. Nerde çiftçide bu para? Yok! Peki para kimde? Para, bankacıda. Bankacı da parayı faizsiz koklatmaz. Uygulan bu politikalar sonucunda çiftçilere ait traktörlerin 2 tekeri vergiler için devlete, 1 tekeri bankalar için dönüyor.
Ya gübre?
Gübre hammaddesinin yüzde 90’ı ithal ediliyor. Fiyatı döviz kurunun ritmine bağlı. Bu günlerde gübrenin kg fiyatı ortalama 10 TL. Bu durumda çiftçi 1 kg gübre satın almak için yaklaşık geçen sezon ürettiği 4 kg buğday parasını gübreciye ödemek durumunda. Kısacası traktörün son tekeri de gübre şirketleri için dönüyor. Çiftçinin üretim yapabilmesi için daha tohum, ilaç, su, elektrik, biçim, nakliye, kantariye, hamaliye, devlete ödemek zorunda olacağı stopaj için vergi maliyeti var. Bunlar için gerekli parayı bulmak hiç kolay değil. Çiftçi mecburen traktörünü arazi vitesine takıyor öyle yol alıyor şimdilerde. Yani arazisinin bir kısmını satarak veya tarlasını, evini bankaya ipotek ederek üretim yapabiliyor ancak. İşte Pakdemirli’den geriye kalan tarım bu! Gelin bunların sağlamasını yapalım.
Matematiksel sağlama
Çiftçi üretime devam edebilmesi için dekara 20 kg tohum kullanır. Ekim ayında buğday tohumunun kg fiyatı 3,5 TL idi, 20×3,5= 70 TL, yani tohumluk için 70 TL ödedi. 70 TL’yi sattığı buğday fiyatına böldüğümüzde 31 kg buğdayın parasını çiftçi tohum şirketine verdi.
Buğday üreticisinin verim elde edebilmesi için dekara yaklaşık 40 kg civarında taban ve üst gübre kullanır. Kullandığı/kullanacağı bu miktar gübreye yaklaşık 400 TL ödeme yapması gerekir. Çiftçi hasat sonrası sattığı 178 kg buğdayın parasını da gübre alımı için kullanacak. Ayrıca çiftçi bir dekar arazide buğday üretimi için 8 litre mazot kullanır. 8×22= 176 TL. Mazot için de 78 kg buğday parası vermek zorunda. Evet, çiftçi bu sezon 1 dekar arazide buğday üretimi yapmak için mazota 78 kg + gübreye 178 kg+ Tohumluğa 31 kg= 287 kg verecek. Türkiye’de ortalama buğday verimi (Kuru+Sulu) 277 kg/dekardır. Üretim yapmak için şu ana kadar çiftçinin kullandığı buğday miktarı 287 kg. Bu maliyet hesabının içinde daha ilaç, su, elektrik, amortisman, ana para faizi, biçim parası, nakliye, hamaliye, kantariye ve devlete verilecek stopaj vergisi yok. Varın ekmeğin kaç para olacağını siz düşünün.
Siyasal sağlama
Pakdemirli’nin bakanlık döneminde yeni bakan Vahit Kirişçi, Meclis Tarım ve Orman Komisyonu Başkanı idi. Başka bir deyişle AKP Hükümetinin tarım politikalarının yasama “birim” başkanı Kirişçi, bu kez yürütme görevini deruhte etmek üzere bakan. Vahit Kirişçi, 6.5.2009 tarihinde Ankara milletvekili N. Haluk Özdalga ve Kütahya milletvekili Dr. Soner Aksoy ile birlikte Meclis Başkanlığı’na verdikleri kanun teklifinde Zeytincilik Kanunu’nun 20. maddesinin “…Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın izni alınmak kaydıyla, zeytin ağaçlarına zarar vermeyecek şekilde her türlü teknik önlemi alınmış zeytinyağı fabrikaları, tarımsal sanayi işletmeleri, yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik üretim tesisleri ile diğer işletme ve tesisler yapılabilir ve işletilebilir” şeklinde değiştirilmesini teklif etmişti. Yorum yok!
Pandemi ve savaş bize göstermiştir ki; ille tarım! Çünkü tarımın iyiyse her şeysin, tarımını iyi yönetemiyorsan hiçbir şeysin!