Hayatını Kürt halkının dilinin, kültürünün, kimliğinin özgürlük mücadelesine adamış bir yoldaşı toprağa, suya, güneşe sırlarken yükseldi bir ses: İlk toprağı yoldaşları atsın! Uğruna mücadele ettiği ülke ile kendi topraklarında özgürlük türküsünü toprağa sırlanarak söylüyordu. Özgürlük, toprak ve ülke bütünleşiyordu onun bedeninde.
İlk toprağı yoldaşları atsın sözünü duyduğumda ölüm haberini aldığım günden beri içimde biriken duygular taştı ve yanımdaki yoldaşla birlikte bir avuç toprak serpiştirdim, bir damla gözyaşının eşliğinde. Elbette bir ömür birlikte yürüyenler, her anı birlikte yaşayanların hakkıydı toprağa saklayıp sırlarken ilk toprağı atmak.
Oldukça anlamlı, değerli ve yüreğe delice çarpan bir söz değil mi sizce de? Yapay gündemlerin pençesinden kendini çekebilenler için… Yoldaşlık değerlerine sıkı sıkıya bağlı olanların anlam dünyasında derya deniz büyüyenler için… Dedikoduyu, bireyciliği, bencilliği ve her türden zaafı mücadelenin sıcak alanlarından gelen bir habere yeğlemeyenler için… Tali gündemler etrafında dönenip durmayanlar için…
Herkes değer ve anlamdan bahseder ama herkeste farklı gerçekleşir.
En çok da utanmanın devrimci bir duygu olduğunu bilenlerin hak edebileceği bir şey olabilir toprağı son yolculuğunda ilk atanlar olmak. Yiten her candan, yanan her ağaçtan, ağlayan her çocuktan ve kutu içerisinde verilen her cenazeden kendini sorumlu görenlerin kalbinin en derinlerinde karşılık bulabilecek bir şeydir ilk toprağı atmanın anlamı.
Yoldaşlığın ince ve derin manasını bilene, bildiğini pratikleştirene, söze anlam ve değer biçene, yoldaşlığı bir yaşam biçimi haline getirene değerlidir böyle sözler.
Peki, ilk toprağı akrabalık bağı ile birbirine bağlı olanların değil de yoldaşlık bağı ile birbirine bağlı olanların atmasını söyleten bu sözün derin anlamı nedir? Nedir bu yoldaşlık?
Yoldaşlık, en çok da Kürt halkının verdiği özgürlük mücadelesini yürütenlerin değerli bağlarından biridir. Yoldaş, yol demektir, yön demektir, soluksuz yürümek demektir. Yürümek hem de nasıl yürümek, durmadan maraton koşarcasına yürümek, daima yürümek, sapmadan, hesap yapmadan yürümek. İkirciliğe, tereddüde kapılmadan yürümek…
Ortak amaçlar, aynı idealler için birlikte omuz omuza yürüyenlerin birbirlerine sımsıkı bağlılıklarının adıdır yoldaşlık. Tüm hayatlarını ortak amaç için adamış insanların yaşayabileceği duygunun adıdır yoldaşlık. Amed’de de Kobanê’de de aynı sözü söyleyenlerin bedeni ve ruhudur yoldaşlık.
Yoldaşlık içten bir gülüştür, ısıtır tüm yürekleri, iyileştirir hastalıkları, dindirir acıları. Sıradan değil, candan yol arkadaşlığıdır. Zorlukta önce ben diyendir, dara düştüğünüzde elinizden ilk tutandır. Kaygısı, korkusu, endişesi, acısı, amacı ortak olandır. Sizi uzakta farklı mekanlarda olsanız da hissedendir, özleyendir.
Kalbi sizinle atan, ömrünü ömrünüze, yüreğini yüreğinize katandır. Candır yoldaşlık, canandır. Ax etmeden wax demeden yapandır ve en çok da düşmana inat tüm içtenliğiyle gülendir. Çünkü yoldaşlık, sıradan bir birliktelik değil, duyguda, ruhta ve düşüncede bütünleşmektir. Aynı şeye üzülüp sevinmektir.
Yoldaşlık, yeri geldiğinde aynı kaşıkta yemek yemek, aynı bardakta çay içebilmektir. Yoldaşlık, yoldaşının üzüntüsüne ve sevincine ortak olmaktır; onunla birlikte gülüp birlikte ağlamaktır.
Yoldaşlık, aynı amaç için yaşamak, aynı amaç için mücadele etmek, aynı amaç için özveriyle çalışmaktır. Yoldaşlık, birlikte emek vermek, birlikte üretmek, birlikte paylaşmaktır. “Ben” değil, “biz” olabilmektir. Benimsenmiş, özümsenmiş bir ilişkidir.
Gönüllü olarak yapılan kolektif bir bütünün parçası olmaktır yoldaşlık. Yapılamayan işler konusunda gerekçeler üretmeyen, kendi eksikliği ya da hatasını açıkça kabul etmekten korkmayan, yeri geldiğinde kendisini de eleştirebilen insanların arasında anlam kazanan bir ilişkidir.
İşte bu yüzden bir cenaze töreninde açığa çıkan ilk toprağı yoldaşları atsın sözcüğü yoldaşlığın ne kadar derin ve kutsal bir bağ olduğunu tekrardan gösteriyor bize.
Bundandır yoldaşını kaybetmenin yeryüzünde yaşanabilecek en büyük, en sarsıcı ve en dayanılmaz acı olması, yoldaşlık yapabilen ve yoldaş olmayı bilenler için.
Açlığa, soğuğa, sıcağa, yorgunluğa, kısacası her türden zorluğa ve zorbalığa dayanır insan ama yoldaşını kaybetmeye asla.
Hayat Kürt halkına büyük acılarla bir şeyi daha öğretti. Yaşamını yitiren yoldaşının son yolculuğunda üzerine ilk toprağı atmayı hak etmek gerektiğini…
Ne mutlu hak edenlere.