İlk Kürt filmi olarak kabul edilen Zarê, 1926 yılında Ermenistan’da bir Ermeni yönetmen tarafından çekildi. Sessiz sinema tekniği ile çekilen film daha sonra seslendirildi. Zarê filmi Kürt toplumsal yapısına dair önemli veriler içeriyor
Hüseyin Kalkan
Zarê, 1926 yılında Ermenistan’da çekildi. Filmin senaryosu Hakob Gazaryan’ın ‘Zarê’nin Kaderi’ adlı öyküsünden esinlenerek yazıldı. Filmin yönetmeni ise Ermeni sinemasının kurucusu olarak kabul edilen Hamo Beknazaryan’dır. Film, Türkiye’de ilk kez ‘!f İstanbul 2011’ kapsamında gösterildi. Filmin 3.35 mm kopyası bu gösterim için Ermenistan’dan getirildi. DVD haline dönüştürülen film ilk kez Türkiye’de seyirci ile buluştu. Sessiz çekilen film daha sonra 1970 yılında Sovyetler Birliği’nde yaşayan Kürt aydınlarından olan Casimê Celil ve müzisyen kızı Cemila Celil’in danışmanlığı ve yardımcılığında, Keremê Seyyat’ın seslendirmesiyle sesli hale getirildi. Sesli versiyonu Ermenistan’da gösterildi. Türkiye’de Kürtçe ve Türkçe altyazılı olarak gösterildi.
Zarê’nin konusu
Film bir Kürt ağası olan Temur Bey tarafından Kürtlerin kararsızlığı ile bilgisizliğini kullanarak acımasızca ezilmesini ve sömürülmesini konu alır. Filmde birbirine âşık olan Zarê ile çoban Seydo üzerinden ağalık, başlık parası, kumalık gibi konulara değinilmektedir. Film ayrıca arka planında zengin ile fakir arasındaki çatışmalara ve dönemin bürokrasisinde yaygın olan rüşvet gibi toplumsal sorunlara eleştirel olarak değinmektedir. Filmde, Zarê köyün çobanına aşık genç ve güzel bir kadındır. Evli olan köyün ağası Temur Bey ise Zarê’yi kendine ikinci kadın (kuma) olarak istemektedir. Temur Bey, Zarê’yi alabilmek için köyün şeyhi ve yerel Sovyet bürokratlarına başvurarak büyük bir çaba sarf eder. Temur Bey ardından Zarê’yi kaçırır ve bir düğün düzenler ve zorla Zarê ile birlikte olmak ister. Fakat Zarê buna direnir. Bunun üzerine ağa Zarê’nin bakire olmadığını ve namustan yoksun olduğunu söyler ve adet olduğu üzere köyün sokaklarında eşeğe ters bindirip gezdirir. Bu yaşananların ardından çoban Seydo ve arkadaşları, Temur beyi öldürüp Zarê’yi kaçırırlar. Böylelikle filmin sonunda çoban Seydo ve Zarê kavuşmuşlardır.
İç içe öyküler
Film tek bir öyküden oluşmaz. İç içe geçmiş birçok öykü kısa kısa ve art arda sıralanır. Örneğin önemli bir öykü, merkezi hükümetin isteği üzerine Kürtlerde bir gönüllü birliğin oluşturulması ve savaşa gitmesidir. Filmde bu birliğin bütün öyküsünü izleriz. Bir kafile halinde giden birlik yaralı ve ölüler halinde geri döner. Cenaze töreni ve yaralarının tedavisini izleriz. Bir başka öykü ise yazın yaylalara çıkan Kürt köylülerinin kış yaklaştığında köye dönmelerinin öyküsüdür. Zaten film 7 öykü (bölüm) olarak tasarlanmıştır. Zarê filmi, Elegez Dağı eteklerindeki Kürt köylerinde çekilmiştir. Elegez Dağlarındaki köylüler ve Saribulax köylüleri filmde rol alırlar. Köylüler öyle içten katılırlar ki çoğu zaman film çekiminde olduklarını unuturlar.
Çekimler sırasında ilginç olaylar gerçekleşir. Eski köy adetlerine göre, bir kadın ‘namussuzluk’ yaparsa, onu bir eşeğin sırtına bindirir, sokak sokak dolaştırır, köylüler arasında rezil ederlerdi. Senaryo gereği de Zarê’yi canlandıran oyuncu Mareto Tadevosian’ı eşeğe bindirdikleri zaman, Kürt köyünde sokak sokak gezdirdiler. Birkaç Kürt kadını, Zarê’yi canlandıran kadın oyuncuya gerçekten de saldırırlar. Artık onun ‘kötü’ bir kadın olduğunu düşünürler. Onlara göre Zarê ‘namussuz’ bir kadındır. Yönetmen ve çekim ekibi kadın oyuncuyu ellerinden zor kurtarır ve köylü kadınları bunun bir film olduğuna inandırmaya çalışırlar. Bu kadının bir artist olduğunu ve ‘namussuz’ olmadığı konusunda ikna ederler
Kürtlerin sosyolojisi
Zarê bir aşk filmi olmanın yanı sıra Kürtlerin günlük hayatına dair de bir filmdir. O günün geri teknolojik imkanlarına rağmen günlük hayata dair çok önemli görüntüler içerir. Sadece bu görüntüler üzerinden Kürt kültürüne ve günlük yaşamına dair bazı okumalar yapmak mümkün. Zaten filmin alt başlığı ‘Kürtlerin yaşamına dair 7 bölümlük bir filmdir.’ Yan rollerin çoğunu filmin çekildiği köylerdeki köylüler oynamıştır. Yönetmen Hamo Beknazaryan, filmin çekimine başlamadan önce Kürt kültürüne dair okumalar yaptığını, Kürtlerin yaşam tarzını incelediğini 1968’de yayınlanan hatıralarında anlatmıştır. (Yusuf Kılıç, Kürt Tarihi, Dergisi. s. 2, s. 9)
Güney ile benzerlik
Zarê filminin konusu ve bazı görüntüler (sinema dili) Yılmaz Güney’in bazı filmlerini çağrıştırır. Mesela konu olarak Güney’in Seyit Han filmi ile büyük benzerlik taşır. Seyit Han’da da zengin ve yoksul çatışmasının aşkı üzerinden geliştiği bir öykü söz konusudur. Sürü filminde ise ele aldığı toplumsal yapı (Kürt sosyolojisi) olarak önemli benzerlikler taşır. Elbette ki bu benzerlik tesadüfi değildir. Yılmaz Güney, bu filmleri çektiği dönem Zarê, Türkiye’de bilinmiyordu. Ama her iki yönetmen de aynı toplumu ve toplumsal yapıya çevirmişler kameralarını. Bu benzerlikler, çağrışım bize Ermenistan’daki Kürtlerin ve Kuzey’deki Kürtlerin benzer bir sosyolojiye sahip olduğunu gösterir. Bunlar, benim Zarê’yi izlerken yaptığım okumaların bazıları. Başkaları mutlaka daha önemli konularla bazı okumalar yapacaktır. Son not, Zarê izlenmesi zor bir film. Ama bu zorluğa katlanıp izlendiğinde de dilinizde ve zihninizde önemli tatlar bırakacaktır.
Filmin künyesi
Yönetmen: Hamo Beknazaryan Görüntü Yönetmeni: Garosh Beknazaryan-Ankdi Yalovoy Senaryo: Hamo Beknazaryan Oyuncular: M. Todaosion (Zarê) Hrachizn Nersisyan (Seydo) Avet Avestisyan (Silo) Ülke: Ermenistan Sessiz Film Yapım Yılı: 1926 Süre: 72 dakika