HDP’nin Van Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkan adayları Bedia Özgökçe Ertan ve Mustafa Avcı, kentteki 14 belediyenin tamamını alarak kayyum politikasına son vereceklerini, ilk işlerinden birinin karakola dönüştürülen belediye binalarını halka açmak olduğunu dile getirdi.
Van’da 1963 yılından 2009 yılına kadar her dönem el değiştiren belediye yönetimine 2009 yılında son veren Demokratik Toplum Partisi (DTP) ve ardından 2014 yılında Barış ve Demokrasi Partisi’nin (BDP) sürdürdüğü gelenek, 31 Mart’ta kurulacak sandıklarda Halkları Demokratik Partisi (HDP) ile çıtayı yükselterek 14 belediyenin tamamını almayı hedefliyor. 2009 yılında yapılan seçimlerde DTP’nin aldığı Van Büyükşehir Belediyesi, Başkale, Özalp, Muradiye, Edremit, Bostaniçi ve Çelebibağı belediyelerini 2014 yılında 14 belediyeden 12’sini aynı gelenekten gelen Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) alarak çıtayı yükseltti. 3 bin oyla Tuşba Belediyesi’ni ve 7 oyla Gevaş Belediyesi’ni kaybeden DBP’nin yerine bu kez seçime girecek olan HDP’nin genel seçimlerde arttırdığı oy farkıyla 14 belediyenin tamamına talip.
Hizmetler suç sayıldı!
Halk tarafından onaylanan ve büyük başarılara imza atan tüm belediye eşbaşkanlarının yerine kayyum atanırken, birçok seçilmiş de tutuklandı. Tüm hizmetleri “suç” sayılan Van Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Bekir Kaya’ya 18 yıl hapis cezası verilirken, Erciş Belediye Eşbaşkanı Diba Keskin ve Saray Belediye Eşbaşkanı Abdulkadir Çalışkan tutukluluğu sürüyor. Kayyum atamalarından sonra adeta karakola dönüştürülen belediye binaları halka kapatıldı. Kayyum atanan belediyelerin neredeyse tüm varlıkları satılırken, aynı zamanda milyonlarca TL borcun altına sokuldu. Sayıştay’ın yayımlanan son raporlarında, kayyumların usulsüzlük, yolsuzluk, rüşvet ve kayırmacılığı ifşa oldu.
Mezopotamya Ajansı’ndan Adnan Bilen – Müjdat Can’a değerlendirmelerde bulunan Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkan adaylar Bedia Özgökçe Ertan ve Mustafa Avcı, kendilerine gösterilen teveccühe lâyık olacaklarını dile getirdi. Kürt siyasetinin deneyimli iki ismi seçim stratejilerine ilişkin bilgi verirken, belediyelerin tamamını alacaklarına inanıyor.
‘İrademiz gasp edilmiştir’
Eşbaşkan adayı Bedia Özgökçe Ertan, önceki gün kendilerini karşılayan kalabalığa dikkat çekerek, seçimlere çok büyük bir anlam biçtiklerini söyledi. Halkın meşru temsilcilerinin haksız yere görevden alındığını ve yerlerine kayyum atandığını hatırlatan Özgökçe, “Yerel yönetim anlayışı bir bütün olarak halkın kendini yönetmesi anlayışına dayanır. Hükümetler, cumhuriyet tarihi boyunca yerel yönetimlere bizim baktığımız anlamda bakmadı. Çünkü onların başka dertleri var. Onların 90 yıldır bahsettiğimiz asimilasyoncu bir sistematikle hareket eden bir anlayışları var. Kayyum atama politikası tam da bu anlayıştır. Kürt halkının toplum olarak yok sayan, inkar eden bir politika üzerinden kayyumlar atanmıştır. O yüzden bizim irademiz gasp edilmiştir. Bize, ‘Sizin seçme ve seçilme hakkınız yok’ denilmiştir. Kürt halkı da bunu görüyor ve bu anlayışla hareket ediyor. Halktaki bütün heyecanın, bekleyişin, kararlı duruşun ve öfkenin sebepleri de bu anlayış ve kayyumlara yöneliktir” dedi.
‘Hedefimiz tüm belediyeleri kazanmak’
Hedeflerinin 14 belediyenin tamamını almak olduğunu vurgulayan Özgökçe, halkın bu seçime rövanş olarak baktığını ve büyük bir umutla seçim gününü beklediğini ifade etti. Bölgede başarılı bir seçim geçireceklerine inandıklarını belirten Özgökçe, bunun bir referandum niteliği taşıdığını söyledi. Özgökçe, sözlerini şöyle sürdürdü: “HDP bu seçimde çok büyük bir başarı gösterecektir. Bizim perspektifimiz demokratik, kadın özgürlükçü, eşitlikçi ve ekolojik perspektiftir. Bunu sadece tüzüğümüzde var olan söylemler değil tam da hayat bulan, gün geçtikçe kendini geliştiren bir yerden bakıyor ve bunun pratiğini sergiliyoruz. Eşbaşkanlık sistemi bugün tüm dünyada sempati ile karşılanan bir sistemdir. HDP tarafından dünyaya kazandırılmış bir modeldir. Özellikle bu modelin Kürt halkı tarafından ortaya konulması, benimsenmesi ve gün geçtikçe yaygınlaşması bütün dünyada kadın özgürlükçü, cinsiyet eşitlikçi modelimizin, varılamayacak bir seviye taşıdı. Kadına yönelik her türlü kazanılmış hakkın önüne geçen, saldıran, yok etmeye çalışan bir anlayışa geçit vermeyeceğiz. Biz kaldığımız yerden inşa etmeye, tesis etmeye, anlamlandırmaya, hayata geçirmeye geliyoruz.”
‘İlk işimiz belediyeleri halka açmak’
Eşbaşkan adayı Mustafa Avcı da, kayyum zihniyetinin ademi merkeziyetçiliğe karşı iktidarcı merkeziyetçiliğin bir ürünü olduğunu, Kürt karşıtı bir politika olduğunu dile getirdi. İktidarcı merkeziyetçiliğe karşı mücadele edeceklerini ifade eden Avcı, 31 Mart’ta belediyeleri yeniden halka teslim edeceklerini söyledi. Avcı, “Sadece kazanmak yetmez, tesis etmeye çalışacağız. Geçmiş bir pratiğimiz var, bu biliniyor. Kaç dönemdir yerel yönetimlerde bir tecrübe var. Bunlar doğal olarak bize güç ve moral veriyor. Geçmişten bugüne komünal bir emek söz konusudur. Yani yoğunlaşmış, harcanmış bir emek söz konusudur. Onu devralarak, eksik bırakılan ne varsa tamamlama yoluna gideceğiz. Her şeyden önce gasp edilmiş, kalekol durumuna getirilmiş o belediyeleri, hizmet binalarına dönüştürmek ilk hedefimizdir. O belediyeleri yeniden halkımızın hizmetine açacağız” diye belirtti.
‘Özeleştirisini güçlü bir şekilde vereceğiz’
Eşbaşkanlık sisteminin önemine dikkat çeken Avcı, şunları ifade etti: “Bu noktada eksik bırakılan yerleri tamamlama çabamız olacak. Bazı şeyleri slogan olmaktan çıkarmak zorundayız. Klasik belediyecilik anlayışıyla toplumun nereye kadar götürüldüğü ortadadır. Bizim belediyecilik anlayışımız vardır. Ekolojik, demokratik, katılımcı, özgürlükçü, şeffaf sayıp gidiyoruz. Teorik olarak çok güzel şeyler bunlar ama arkadaşlarımızın da geçmiş süreçlerden bugüne yoğun emekleri oldu. Her şeye rağmen, bütün daraltmalara rağmen bir çabaları oldu. Fakat özeleştirisi verilecek noktalar mutlaka vardır. Biz bunun özeleştirisini güçlü bir şekilde vereceğiz. Biz kurumsal olarak özeleştiriden söz ediyoruz. O yüzden o boyutuyla eksik kalan yanlarımızı da tamamlama sözünü halklarımıza veriyoruz. Biz bütün sivil toplum örgütlerini, toplumun tüm kesimlerini bu sürece katacağız. Eğer politik olarak siyaseten bir sorun çözülecekse, böyle çözülür. Doğrudan demokrasi de budur. Biz kendi belediyecilik pratiğimizde biraz bunlara özen göstereceğiz. Onun dışında zaten halkımızla birlikte tartışmayı esas aldığımızda hangi sorunlar öne çıkıyor ya da nasıl çözülüyor onları belirleriz. Örgütlü halk gücü en büyük moral kaynağımızdır. Dünden bugüne kalan yoğunlaşmış, birikmiş bir emek var. İşte o emek bizim gücümüzdür. Bunları birleştirip yolumuza devam edeceğiz ve büyük kazanacağımıza inanıyoruz.”