Büyük bir felaketin yaratıcısı olacağı bilinen İliç Altın Madeni ilk büyük vukuatını gerçekleştirdi. Resmi olarak 20 ton siyanürün çevreye yayıldığı açıklaması doğruyu yansıtmazken, dereye atık karışmadı iddiası ise yalanlandı
İliç’te 60 milyon ton siyanür havuzuyla bölgeyi ve Fırat Nehri ile tüm havzayı yok etmeye hazırlananan altın madeni atık havuzunda yaşanan boru patlaması sonucu resmi açıklamalara göre 20 ton siyanür yüklü atık çevreye yayıldı. Bu durum ise Jandarma tutanaklarıyla sabit hale gelirken, çevreye yayılan atık miktarıyla ilgili soru işaretleri gündem de yer tutmaya devam ediyor. Diğer yandan bakanlık atığın ‘kuru’ dere yatağına ulaşmadığını belirtirken, derenin aktığı ise yapılan video çekimlerinde net olarak görülüyor.
Bakanlık açıklamaları!
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan gelen açıklamada inceleme yapıldığı ve boru hattından kaynaklanan sızıntının tesis sınırlarının dışına taşarak eğimli arazide aktığı, mevsim itibarıyla alt kotta bulunan dere yatağında herhangi bir su akışı bulunmadığı, dolayısıyla kuru dere yatağına ulaşan kirlilik olmadığının tespit edildiği belirtildi. Bakanlık dere yatağına karışmadı açıklamasının ardından şirkete 16 milyon 441 bin lira idari para cezası kesmesi ve şirketle ilgili savcılığa suç duyurusunda bulunulduğunu açıklaması dikkat çekti.
Bakanlık yalanlandı!
Diğer yandan bölgede İliç atın madeni ve siyanür atık havuzuyla ilgili yıllardır çalışma yapan Sedat Cezayirlioğlu’na bakanlığın açıklamasıda yer alan kuru dere iddiasını sorduk. Cezayirlioğlu, ‘Yalan kesinlikle yalan, Kurudere diyor, benim videomda o derenin aktığı gayet net, onlarla ilgili olarakta yarın suç duyurusunda bulunacağız avukatım şu anda dilekçeleri yazıyor. Aldatmaca politikası izliyorlar kardeşim, videolar gerçek ortada herşey açık ve net” diye belirtti.
Bakanlık 20 ton atığın çevreye yayıldığını iddia ederken, atık borusunun sabah saat 5’te patladığının farkedilmiş olması 20 ton olarak açıklanan atığın çok daha fazla olacağını gösterirken, atık miktarı rakamını kimin ve nasıl tespit ettiği açıklamalarda yer almaması ise manidar bir duruma işaret ediyor. Atık havuzunun Çalık Holding tarafından inşa edildiği ve bu süreçte yüzde 20 madene ortak olması bazı grift ilişkilere işaret ediyor.
Bölge sürekli zehirleniyor
Erzincan’a bağlı İliç’in Çöpler mevkiinde 13 yıldır doğal yaşam alt üst edilip yağmalanırken, dünyanın en büyük alanlarından biri olan siyanür atık havuzu Fırat Nehri’nin hemen üstünde bulunuyor. 66 milyon tonluk bu siyanür havuzunun dolmasını önlemek adına 10 adet evaporatörle sık sık havaya püskürtme yapılarak siyanür ve diğer ağır metaller atmosfere salınıyor. Bu yolla bölge tamamen zehirlenirken, şirket siyanür havuzunu genişletmeye çalışıyor. Evaporatörlerle atmosfere püskürtülen ve hava akımları ile Kemaliye’ye oradan Munzur Dağları’na kadar yayılan siyanür tüm coğrafyayı zehirliyor.
Siyanür havuzu 3 kat büyüyecek!
Madenin sülfürik asit havuzunun olduğu bölgeyle ilgili konuşam Prof. Dr. Naci Görür’ün İliç altın madeninin de bulunduğu fay zonunda 7 büyüklüğünde bir deprem olabileceği uyarısında bulunmuştu. 7 şiddetinden daha büyük bir depremin beklendiği Yedisu fay zonunun üzerindeki İliç Çöpler altın madeni üzerindeki atık havuzu büyütülmek isteniyor. Bu büyütme olması halinde 197 futbol sahası büyüklüğündeki atık havuzu, 600 futbol sahası büyüklüğüne çıkacağı belirtiliyor. Mevcut atık havuzunun üst bölgesini kompla kazmaya ve köyler için yeni yollar yapmaya başlayan şirkete devletin dur demiyeceği bir gerçeken, bu yağma ve yok oluş sürecinin durdurabilecek yegane güç sadece bölge halkı olduğunu hatırlatalım.
Maden sahalarını genişletiyorlar
Munzur Dağları’na doğru genişleme hedefinde olan şirket, Çöpler Altın Madeni’ne yakın birçok lisanslarla, zengin altın ve bakır sahalarını barındırdığını ve en önemlilerinin ise Çakmaktepe ve Ovacık ilçesine bağlı Cevizlidere köyü, Sin köyü ve Mamlis üçgeninde bulunan 80 bin hektarlık alanda siyanürlü madencilik girişimlerine ‘Mavi Altın Kuşağı’ adını verdikleri sahalar olduğu belinmektedir. Tunç Pınar Madencilik A.Ş eliyle yürütülen bu yağma da yine Alacer ve Lidya ortaklığıyla sürmektedir. Munzur Dağları’nın önemli bir bölümünü içine alarak genişlemeye çalışan madenin yeni hedefi ise Çakmaktepe’de doğa yağmasını büyütmek.
–
Çalık Holding kilit rolde
2009 yılnda AKP’li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’ın damadı olan Berat Albayrak’ın CEO’luğunu yaptığı Çalık Holding’e bağlı Lidya Madencilik ile Anatolia Minerals’ın sahibi olduğu Alacer Gold ortaklığında Anagold şirketi kuruldu. 2010 yılında Erzincan İliç’te çalışmaya başlayan Anagold’un yüzde 80’i Alacer Gold’a, yüzde 20’si ise Lidya madenciliğe ait. ABD ve Kanada ortaklı SSR Madencilik ile Çalık Holding’e bağlı Lıdya Madencilik’in ortaklığında bölgeyi yerle bir edip zehirleyen altın madeni ve siyanür liçiyle atın elde edilen işletme çalışmaya devam ederken bu süreçte kilit rol Çalık Holding’e aitken, tüm sürecin baş patronu ise Rio Tinto adlı dünya maden tekelidir.
Rio Tinto!
Dünyanın en büyük ikinci madencilik ve metal şirketi olan Rio Tinto, Avustralya’da yerlilerin 46 bin yıllık kutsal alanını havaya uçurmuştu. Pilbara bölgesinde yer alan Juukan Gorge kaya mağaralarında yaklaşık 7 bin kalıntı bulunmuştu. Aralarında biley taşları, yontularak alet aline getirilmiş kemik, 4 bin yıllık örülmüş saç da vardı. Juukan Gorge mağaralarını içeren toprakların vasileri Puutu Kunti Kurrama ve Pinikura kabileleri, kutsal alanı korumak için 2013 yılından bu yana hukuk mücadelesi yürütüyordu. Yargı sürecine rağmen 24 Mayıs 2020’de yıkımı gerçekleştiren Rio Tinto Grubu’nun CEO’larından Chris Salisbury, yaptığı açıklamada, “Puutu Kunti Kurrama ve Pinikura (PKKP) Halklarına saygımızı sunuyoruz. Verdiğimiz rahatsızlık için üzgünüz” diyerek halkla adeta dalga geçmişti.
EKOLOJİ SERVİSİ