Hükümetin ekonomik krizden çıkmak, döviz rezervlerini yerine koymak ve ticaret açığını kapatmak için ulusal varlıkları satabileceğini belirten iktisatçı Aydın Arı, ‘Enflasyon dalgasıyla yeni bir ekonomik döneme girilecek’ dedi
Cumhurbaşkanlığı ve Genel Seçimlerin ardından hızla yükselen döviz kuru ve temel gıda maddelerine yapılan zamlar, ekonomik krizi derinleştiriyor. Alım gücünün düşmesinin yanı sıra iktidarın vergilerde yaptığı artışlar, hayat pahalılığını artık çekilemez duruma getirdi. Seçimler öncesi 19 lira seviyelerinde olan dolar, seçimin hemen sonrasında hızla yükselişe geçerek, gelinen aşamada 26 lirayı geçti.
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla 7 Temmuz’da Resmi Gazetede yayımlanan kararlara göre; Katma Değer Vergisi (KDV), yüzde 18 olan ürünlerde yüzde 20’ye, yüzde 8 olan ürünlerde ise yüzde 10’a çıkarıldı. Aynı gün yayınlanan başka kararla da yargı, noter, vergi yargısı, tapu ve kadastro, konsolosluk, pasaport, ikamet tezkeresi, çalışma izni, çalışma izni muafiyeti, vize, dışişleri bakanlığı tasdik, gemi ve liman, imtiyazname, ruhsatname, diploma ve trafik harçlarını kapsayan 492 Sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı tariflerde yer alan maktu harçlara yüzde 50 oranında artış yapıldı.
‘Vergiler artacak’
Öte yandan AKP grubunun imzasıyla Meclis’e sunulan kanun teklifiyle, yalnızca bu yıl tüm araç sahipleri ek bir Motorlu Taşıtlar Vergisi (MTV) ödeyecek. En düşük memur maaşının 22 bin liraya çıkarılması amacıyla verilen torba kanun teklifinde, akaryakıta otomatik enflasyon zammı, banka ve finansal kuruluşlar için kurumlar vergisi artışı da var. Akaryakıtta alınan Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) Ocak ve Temmuz aylarında geriye dönük 6 aylık enflasyon kadar artacak. 2023 yılı için belirlenen genel kurumlar vergisi oranı ise yüzde 20’den yüzde 25’e yükseltildi.
‘İktidar bir çok yeri özelleştirdi’
Bir yandan vergi artırımları yapan iktidar, diğer yandan özelleştirmelere devam ediyor. Daha önce kamuya ait birçok limanı özelleştiren iktidarın, bu kez İzmir’de bulunan Alsancak Limanı’nı özelleştirmesi gündeme geldi. 2017 yılında Türkiye Varlık Fonu’na devredilen İzmir Alsancak Limanı’nın, 2021 yılında Varlık Fonu ile liman ve lojistik yatırımları yapma amacı ile stratejik ortaklık anlaşması imzalayan Abu Dhabi Port tarafından satın alındığı iddia edildi.
Ayrıca AKP’li İzmir Menderes Belediyesi de ilçe sınırları içerisinde yer alan 20 taşınmazı satışa çıkardı. Açık teklif yöntemi ile gerçekleştirilecek ihaleler, 19 Temmuz’da Belediye Meclisi Toplantı Salonu’nda yapılacak.
‘Yoksullaşmaya yol açacak politikalar’
Ekonomideki gelişmeleri ve kötü gidişatı Mezopotamya Ajansı’ndan Tolga Güney’e değerlendiren ekonomist Aydın Arı, Mehmet Şimşek’in Hazine ve Maliye Bakanlığı’na gelmesiyle birlikte başladığı politikaların halkın geniş kesimleri için bir tür gelir azaltıcı, daha yoksullaşamaya yol açacak politikalar olduğunu belirtti. Arı, diğer yandan sermaye birikim sürecini destekleyici politikalar izleyeceğini vurguladı. Şimşek’in ilk icraatlarından birisinin faiz artırımı olduğunu ifade eden Arı, “Uluslararası yatırımcılar ve sermaye için beklenen faiz artırımı yapıldı. Muhtemelen 20 Temmuz’da yapılacak olan para politikaları toplantısında bu faiz artırımı sürecek. Dövizin baskılanmasının azaltılması gibi değişiklikleri de bu krediyle sağlamaya çalışacaklar” dedi.
‘Mali disiplin’
Bakan Şimşek’in sık sık yaptığı ‘mali disiplin’ vurgusuna değinen Arı, bu terimin de tartışmaya açık olduğunu söyledi. Meclis’e gelen ek bütçenin mali disiplin ile çeliştiğine dikkat çeken Arı, “Ek bütçe tasarısında kamu harcamalarının kısıldığını gözlemlemiyoruz. Belirli bazı bakanlıklara çok miktarda pay ayrıldığını görüyoruz. Belediyelere aktarılacak kaynak kısmı ek bütçenin yüzde 25’i kadarını oluşturuyor. Dolayısıyla yerel seçimlere hazırlık olarak belediyelere aktarılan pay arttırıldı. Bütçenin yılın geri kalanında mali disiplinle uyumlu olmayacak bir takım harcamaların planlandığını anlıyoruz. Hal böyle olunca bu büyük bütçeyi devlet gelir aktarım mekanizması olarak kullanıyor ve bunun önemli bir kısmını KDV, ÖTV gibi kişilerden topladığı vergilerden oluşturuyor” diye belirtti.
‘Satın alma gücü eriyecek’
Türkiye’nin uluslararası makro göstergelerde krizde olan bir ülke olmadığı görünümü verdiğini aktaran Arı, fakat döviz kurlarının hızlıca yükselmesi, faiz politikasındaki alt üst oluşlar ve finansal kesimdeki belirsizliğin de bir kriz göstergesi olduğunun altını çizdi. Yine halkın büyük kısmını ilgilendiren hayat pahalılığının kriz anlamına geldiğini dile getiren Arı, “Bu durum daha ne kadar kötüleşebilir bilmiyorum. Ama vergi artışlarıyla birlikte enflasyon dalgasının geleceği, satın alma gücünün daha da eriyeceği, insanların zorunlu ihtiyaç mallarını almaktan vazgeçeceği bir ekonomik döneme gireceğimiz anlaşılıyor” ifadelerini kullandı.
‘Varlıklar satılacak’
Hükümetin bu durumdan çıkmak, döviz rezervlerini yerine koymak ve ticaret açığını kapatmak için ülkeye döviz girişi sağlamak zorunda hissettiğini kaydeden Arı, şöyle devam etti:
“Doğrudan yabancı yatırımcılar ile sıcak para girişleri ya da satışlar yapmalı. Bunun için İzmir Alsancak Limanı’nın satışı en kolay işlerden bir tanesi. Dolayısıyla buna benzer elde kalan ulusal varlıkların satışı söz konusu olacaktır. Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar gibi ülke ziyaretlerinden anlaşılan şeylerden birisi de bu. Ekolojik yıkıma yol açan madencilik faaliyetlerinin de genişleyeceğini öngörmek yanlış olmaz. Büyük ormanlık ve zeytin alanlarının tekrar elden çıkarılmak istenmesi mümkün olacaktır. Belediyelerin sahip olduğu mülklerin elden çıkarılarak, belediyelere kaynak sağlanması yoluna zaten uzun zamandır gidiliyor. Bu dönem onları da daha kolaylaştırıcı düzenlemeler yapılabilir. Eğitim, sağlık, sosyal güvenlik, ulusal güvenlik gibi hizmetlerde özelleştirildi. Hükümetin bu konudaki maharetini önümüzdeki günlerde izleyeceğiz.”
İZMİR