AKP-MHP iktidarı, seçim ve partiler yasasında bazı düzenlemeler yaptıktan sonra erken seçime hazırlanıyor. AKP’nin resmi yayın organı niteliğindeki Sabah Gazetesi’nde “Seçim kanunuyla ilgili son dakika gelişmesi” başlığıyla yayınlanan haberde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla Siyasi Partiler Kanunu’nun ve Seçim Kanunu’nun Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne uyumlu hale getirilmesi için yürütülen çalışmada sona gelindiği vurgulandı. Habere göre, seçim ve partiler yasasında 5 başlıkta öngörülen düzenlemeler şöyle sıralandı:
Birincisi, seçim ittifakları içinde ve dışında farklı baraj uygulaması yapılmasıdır. Barajın yüzde 5-7 arasında olması düşünülen bu değişiklikle küçük partilerin ittifaklara girmesi önlenecek. Barajı aşamayan küçük partiler aynı zamanda Meclis’e giremeyecek. Bu değişiklik küçük partilerin siyasette tamamen tasfiye edilmesini sağlayacak.
İkincisi, dar bölge değil, daha da daraltılmış olan dar bölge sisteminin getirilmesidir. Daraltılmış bölge sisteminde iller, 5 milletvekili çıkaracak şekilde seçim çevrelerine ayrılacak. Ülke düzeyinde en az %5 oy alan partiler aldıkları oya göre bu vekillikleri, D’hont sisteminin bilinen kurallarıyla paylaşacak. 5’ten az vekil çıkaran iller için yeni bir düzenlemeye gerek duyulmayacak. Bu sistem 1987/1991 döneminde uygulandı, ancak bölgesi barajları (çifte baraj) getirildiği için temsilde adalet ilkesi zedelenmişti. Bu düzenleme, en yüksek oy alan partiye, yani AKP’ye büyük bir avantaj sağlayacak.
Üçüncüsü, milletvekillerinin istifa ederek başka bir partiye geçmelerinin engellenmesi ve partilerarası geçişler için bekleme süresi konulmasıdır. Bunun için seçimlere 1 yıl kala ya da seçim kararı alındıktan sonra milletvekili geçişleri engelleniyor. İYİP örneğinden hareketle düşünülen bu değişiklik aynı zamanda GP ile Veda partileri için getiriliyor. Böylelikle AKP’den veya diğer partilerden milletvekili transferi engellenerek bu partilerin Meclis’e girmeleri önlenecek.
Dördüncüsü, milletvekili sayısının 550’den 600’e çıkarılmasıdır. Bu değişiklikle Meclis’te grup kurmak için milletvekili yeterlilik sayısı 30’a çıkarılıyor. Böylelikle küçük partilerin Meclis’te grup kurması zorlaştırılıyor.
Beşincisi, muhtarlık seçimlerinin yerel yönetim seçimlerinin dışında başka bir günde yapılmasıdır. Muhtarlık seçimleri şimdiye kadar doğrudan demokrasi yöntemleriyle yapılıyordu. Adayların herhangi bir merciye haber vermeden sandık günü kendi oy pusulasını ve ihtiyar heyetini mahalle veya köyde kurulan sandık kuruluna vermesi yetiyordu. Bu değişiklikle muhtar adayları YSK’nin onayından geçecek. Böylelikle iktidarın istediği adaylar YSK’den onay alacak, muhalefet konumunda olanlar dışlanacak ve muhtarlıklar iktidar partilerinin temsilcileri niteliği kazanacak.
Bu düzenlemenin zamanlaması önem kazanıyor. Eğer iktidar bu düzenlemeleri önümüzdeki günlerde Meclis’e sunarak yasalaşmasını düşünüyorsa, Anayasa’ya göre bu değişiklik ancak 1 yıl sonra yapılacak bir seçimde kullanılabilecektir. Yani böyle bir düzenlemenin yapılması erken seçimin bir yıl sonra (2021’in sonbaharında) yapılması anlamına gelecek ve bu karar iktidarın erken seçime hazırlanmasının ilk adımı olacak.
Bu yeni sistem AKP’ye büyük avantaj sağlayacak, ancak iktidar ortağı MHP için dezavantaj yaratacağı için iki parti arasında bir uzlaşmayı zorunlu kılıyor. Bu bakımdan AKP’nin, MHP’nin etkili olduğu yerleri gözetmesi, o bölgelerde aday göstermemesi ve hatta oy vermesi gibi desteği gerekecek. Bu sistemden bölgedeki gücü nedeniyle HDP de yararlanacağı için iktidar seçim bölgelerinin düzenlenmesi konusunda HDP’yi geriletecek (etkili olduğu yerleri AKP’nin kontrol edebileceği il ve ilçelere bağlamak, adayları kabul etmemek ve oy kullandırmamak gibi) adımlar atacaktır. Erdoğan’ın yeniden seçilebilmesi için erken seçim yapılması gerekiyor, ancak erken seçim kararının kimin tarafından alınacağı önem kazanıyor. Eğer seçim kararı Erdoğan tarafından alınırsa, üçüncü dönemi olacağı için yeniden aday olamıyor, fakat bu karar Meclis tarafından alınırsa aday olabiliyor. Meclis’in bu kararı alabilmesi için 360 oy gerektirdiği için muhalefet partilerinden birinin desteği gerekiyor. İYİP, başkanlık rejiminin revizyonu için bazı şartlarla bu desteği verebilir ve hatta CHP de bu pazarlığa girişebilir. Birinci parti düzeyini koruyan AKP ve partisinden de yüksek oya sahip olan Erdoğan, bu koşullarda partisi ve kendi bekası için böyle bir pazarlığa girişebilir.