Dr. Hayri Hazargöl
M. Ali Erbil’in oynadığı bir dizide, grup içinde herhangi bir sorun çıktığında İstiklal marşını okuması gibi AKP-MHP iktidarı her sallandığında bir yere savaş açıyor. Böylece muhalefeti de vatan, millet, Sakarya ile kuyruğuna takıyor. Eğer bu muhalefet bu iktidarın savaş politikalarına karşı çıkmazsa; bu savaşın gerekçelerini halka anlatmazsa iktidarı bazı serap anlarında görebilirler
Tayyip Erdoğan son günlerde yine Suriye’ye gireceğim, diyerek esip gürlemektedir. AKP-MHP ittifakı en zayıf durumunu yaşamaktadır. Bu durumdan çıkmak için NATO ve ABD desteğini almayı hedefledi. Bu nedenle biraz Rusya’dan uzaklaşıp ABD ve NATO’ya sizin tam hizmetinizdeyim, dedi. Ancak ABD ve NATO 20 yıl içinde Tayyip Erdoğan’ı iyi tanıdıklarından ve yürüttüğü politikaların kendilerinin itibarını ve etkisini zayıflattığını gördüklerinden AKP-MHP iktidarının beklediği desteği vermediler. Bu defa Rusya’ya koştu ama oradan da kendisini kurtaracak düzeyde bir destek bulamadı. Bu ortamda AKP-MHP iktidarı ayakta kalmak için bazı başarılara ihtiyaç duymaktadır. Yoksa ya seçim yapmamak için bazı provokasyonlar yapacak ya da iktidardan düşecektir. Mevcut durumda toplumsal muhalefet biraz daha gelişse bu iktidar kısa sürede yıkılır.
Suriye’ye yeni askeri harekatlar yapılması ya da bazı hava saldırılarıyla bazı Kürt güçlerinin vurulması kesinlikle AKP-MHP iktidarının ömrünü uzatmaya yönelik olacaktır. Kendi iktidarları için Türkiye’yi sonu belirsiz maceralara sürüklemektedirler. Rojava ile Kuzey ve Doğu Suriye denilen yerde Türk ordusunun himayesinde bazı cihatçı çeteler Kürtleri yerinden sürmüş, oralara yerleştirilmiştir. Burada Kürtler, Araplar ve Süryanilerden oluşan QSD güçleri ya da YPG güçleri Kürtleri yerinden eden bu cihatçı çetelere karşı zaman zaman eylem yapıyorlar. Savaş alanı olan bu alanlarda Türk askerlerine yönelik de bazı eylemler yapıyorlardı. Ancak şimdiye kadar asker ölümlerini vermeyen ya da manşete çıkarmayan yandaş basın özel harekat polislerine yönelik saldırıya sıkça yer verdi. Bunu Suriye’ye bir operasyon zemini olarak kullanmak istediler. Türkiye sınırına düşen havan mermilerinin ise kimler tarafından atıldığı kuşkusu var. Çünkü bir zamanlar MİT müsteşarı savaş gerekçesi yaratmak için birkaç kişiyi Suriye’ye gönderir, Türkiye’ye birkaç füze attırırım, demişti.
AKP-MHP ittifakı iktidarını ayakta tutmak için böyle bir askeri harekat yapabilir. Tüm faşist iktidarlar her zaman dış düşmanlar yaratırlar. Ne var ki, Millet İttifakı AKP-MHP iktidarına karşı muhalefet yaptığını söylüyor, ancak onların iktidarını ayakta tutmak için yürüttüğü savaş politikalarına karşı çıkmıyorlar. Böylece gerçek bir muhalefet partisi olamıyorlar. M. Ali Erbil’in oynadığı bir dizide, grup içinde herhangi bir sorun çıktığında İstiklal marşını okuması gibi AKP-MHP iktidarı her sallandığında bir yere savaş açıyor. Böylece muhalefeti de vatan, millet, Sakarya ile kuyruğuna takıyor. Eğer bu muhalefet bu iktidarın savaş politikalarına karşı çıkmazsa; bu savaşın gerekçelerini halka anlatmazsa iktidarı bazı serap anlarında görebilirler.
Suriye’den Türkiye’ye saldırılar yapıldığı koca bir yalandır. Bir zamanlar El Nusra gibi çete gruplarının Ceylanpınar’dan Rojava’nın Serekani şehrine saldırdıklarını unutmadık. AKP-MHP hükümeti şimdi Suriye’den topraklarımıza saldırı var, yalanını atıyor. Birçok uluslararası basın ve tarafsız gazeteci ise bazı çetelerin ya da Türk askerinin bulunduğu yerden Tıl Rıfat ve Tıl Temir’e sürekli top atışları yaptığını söylemektedir. ABD başkanı Biden’in Türk devleti Suriye’de istikrarı bozuyor; DAİŞ’e karşı mücadelemizi zayıflatıyor, demesi Türkiye’ye ciddi bir uyarıdır. Türkiye sınırlarının güvencesi olduğunu söyleyen NATO’nun en etkili liderinin Türkiye Suriye’de istikrarı bozuyor söylemini ABD’nin Türkiye’yi sevmediği biçiminde yorumlayamayız. Türkiye hala bir NATO üyesidir. ABD ve Avrupa ülkelerinin biz Türkiye ile müttefikiz ama AKP-MHP politikalarından rahatsızız, demelerini tüm Türkiye halkları ve siyasetçilerinin sorgulaması lazım.
AKP-MHP ittifakının bazı konularda ABD ile karşı karşıya gelmesi Tayyip Erdoğan’ın ABD’ye karşı çıkmasıyla açıklanamaz. Çünkü Tayyip Erdoğan’ın Biden’den randevu almak için her yolu denediği; neredeyse Biden bir söz söylese Erdoğan’a selam gönderdi diye sevinildiği ve bunun propagandasının yapıldığı Türkiye’de hiç kimse Erdoğan’ın Biden ve ABD’ye karşı olduğuna inanmaz. Zaten Erdoğan ben Bush, Obama ve Trump’la çok iyi anlaşıyordum, diyerek ABD politikalarını çok iyi uyguladığını itiraf etmiştir. Zaten AKP’nin iktidara gelmesini sağlayan ve şimdiye kadar ayakta tutan da ABD ve arkasındaki İngiltere’dir.
Türkiye kendi içindeki Kürt sorununu çözeceğine; nerede Kürtlerin bir kazanımı ya da örgütlenmesi varsa oraya saldırarak Kürt sorununu ortadan kaldıracağını sanıyor. Aksine Türkiye’nin kendi içinde çözebileceği ve Türkiye’nin gücü haline getirebileceği Kürt sorununu şimdi kendi eliyle bölgeselleştiriyor ve uluslararasılaştırıyor. Sonucu Türkiye için olumlu olacak bir politika izleme yerine, geleceği belli olmayan maceralarla bazı Kürt güçlerinin üzerine gitmek Türkiye’nin çıkarına değildir.
Muhalefet Kürt sorununu çözelim, diğer Kürtleri kendimize düşman değil dost yapalım, sadece Kürtler değil, Ortadoğu halkları üzerinde etkili olalım diyerek savaş politikasına karşı çıkacağına, AKP-MHP iktidarının bir askeri harekat yaparak muhalefeti yedeğine alıp iktidarını sürdürmesine yardımcı olması sadece muhalefete değil, tüm Türkiye’ye kaybettirir.
Artık dış düşman yaratıp vatan, millet, Sakara diyerek iktidarı ayakta tutma oyunlarını boşa çıkarma zamanıdır.