HDK Eşsözcüsü İdil Uğurlu ve HDP Milletvekili Tülay Hatimoğulları, iktidarın muhalefetten ‘kurtulma’ açıklamalarını değerlendirdi. Uğurlu, iktidarın muhalefeti düşman gördüğünü belirtirken, Hatimoğulları, iktidarın rejimi yeni evreye taşımaya çalıştığını söyledi
Hüseyin Kalkan/İstanbul
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 18 Mayıs’taki kabine toplantısından sonra yaptığı açıklamada “Türkiye önümüzdeki dönemde sadece salgını yenmekle ve 2023 hedeflerine ulaşmakla kalamayacak, aynı zamanda bu hastalıklı siyasetin temsilcilerinde de kurtulacaktır” dedi.
Darbe tartışmalarında rahatsız olduğunu her gün açıklayan bir iktidarın, açıkça muhalefetten kurtulmak istediğini en yetkili ağızda ifade etmesi önümüzdeki süreçte iktidar tarafından darbe adımlarının atılacağının bir göstergesi olarak algılandı. Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eşsözcüsü İdil Uğurlu ve HDP Milletvekili Tülay Hatimoğulları ile AKP-MHP blokunun muhalefete yönelik yaklaşımını konuştuk.
‘Muhalefetiz demokrasi olmaz!’
İdil Uğurlu, iktidarın kendi dışında herkesi düşman gördüğünü belirtti. Uğurlu, “Salgın sürecinde de AKP Genel Başkanı gene 2023’ü işaret edip bununla da kalmayıp virüsten de hastalıklı siyasetin temsilcilerinden de kurtulacağız ifadelerini kullandı. Muhalefetin seçilmişlerini de muhalefeti de virüs ile eşdeğer tutup toplumun başına bela olan bir salgın olarak tariflemiş oldu, zaman zaman iktidarın virüsü ‘düşman’ olarak tanımladığını da hep birlikte izledik. Yani muhalefet eden, rıza göstermeyen herkes yok edilmesi gereken düşmandır artık. Bu ifadeler genel olarak AKP-MHP blokuna muhalefet eden, yaptıklarına rıza göstermeyenleri işaret ettiğini hepimiz biliyoruz. Ayrımcı infaz yasası ile iktidara muhalefet yapan tüm kesimler Covid-19 ile baş başa bırakıldı” dedi.
‘Salgın krizi görünür kıldı’
HDP Milletvekili Tülay Hatimoğulları ise iktidarın salgın dönemini kendi lehine kullanmaya çalıştığını belirterek, “Kapitalizmin krizinin ve artan otoriterliğin ezilen ve sömürülenlere etkileri daha fazla derinleşmiş durumda. Salgın bu süreci daha görünür kıldı. İktidar bu süreci yönetebilmek, olası toplumsal hareketlilikleri dizginleyebilmek için korona günlerini kendi lehine kullanmaya çalışıyor” dedi.
Hatimoğulları, AKP iktidarı ve müttefiklerinin yeni rejimi derinleştirmek ve yerleştirmek için salgın günlerini fırsata çevirmeye çalıştıklarını belirterek yeni bir evreye girildiğine vurgu yaptı. Hatimoğulları, sözlerini şöyle sürdürdü: “Darbe tartışmaları, ölüm listeleri açıklama, iç savaş tehdidi, erken seçim, siyasi partiler yasası, meslek odaları seçim sistemi, kadınların her defasında engelledikleri tecavüz yasası gibi gündemlerin yoğun bir biçimde tartışılması iktidarın yeni evrede atacağı adımların göstergesidir.
Muhalefeti dizayn etmek üzere HDP üzerinden yürütülen tartışmaların altını ayrıca çizmek gerek. İktidar, seçimli ya da seçimsiz ‘gitmemek’ üzere bir kurgu içinde. Buna engelleme ihtimali olan her kesimi ezip geçerek yol temizliği yapmak istiyor.” Tülay Hatimoğulları, iktidarın gündemi değiştirme çabalarına ve oyunlarına gelmemek gerektiği üzerinde durarak, şunları söyledi: “Ağır baskı koşullarında muhalefetin suni tartışmalardan uzak, baskı rejimine karşı hedef odaklı bir çizgide ısrarı süreci tersine çevirebilir.”
‘Üçüncü yolun zamanı’
HDK Eşsözcüsü İdil Uğurlu ise muhalefeletin ısrarla bu iktidarın topluma ve doğaya vereceği bir şey olmadığını anlatması gerektiğinin altını çizerek şöyle dedi: “Muhalefetin yapacağı şey umutla, mücadele ile toplumsal örgütlenmeyi sağlamak kapitalist sistemin insanlığa, doğaya verebileceği bir şey olmadığını anlatmak. Halkların Demokratik Kongresi fikriyatı ile üçüncü yolun yeni bir yaşamın mümkün olduğunu topluma anlatmak ve yeni yaşamı inşa etmektir. Üçüncü Yolu örmenin tam da zamanıdır. Toplumların düşmanı virüs kapitalist sistemin kendisidir ve toplumların başına bela olmuştur. Kurtulmanın yolu en geniş demokrasi blokunu oluşturup, mücadele etmekten geçiyor.”