AKP iktidarı şirketleri madenciliğe teşvik ediyor. Bu nedenle binlerce noktada maden ruhsatı veren ve vermeyi sürdüren iktidar, doğa savunucularına karşı topyekûn müdahale hazırlığına giriştiği anlaşılıyor
AKP iktidarının ekonomi politikaları yarını değil, bugünü önceleyen bir çizgi izlerken son dönem aldıkları tüm kararlarda tam bir yağmacı anlayış ortaya çıkıyor. Bu yağma sürecinde Türkiye halkları yoksulluğa, doğal yaşam da yok oluşa sürükleniyor. İktidar, doğa yağmasına karşı direnişe geçen halka karşı giderek daha da sertleşeceğinin işaretlerini veriyor. İşte bu işaretlerden 3’ü (Kaz Dağları, Emirdağ, Dersim), aynı gün tek merkezden yönlendirildikleri anlaşılabilen girişimlerle; direniş alanına yönelik gerçekleştirilen saldırı, kepçelerle alanlara girmek ve halka gerçek dışı suçlamalarda bulunmak şeklinde ortaya çıktı. Kaz Dağları Kirazlı Mevkii’nde altın madeni için yüz binlerce ağacın katletmesinin hemen ardından kalan ağaçları, toprağı ve su havzasını korumak amacıyla başlatılan nöbet eylemine 100’e yakın jandarma ile baskın düzenlenerek nöbet tutan 4 kişi gözaltına alındı ve alanda kurdukları çadırlar söküldü.
Direnişler korkutuyor
Saldırı olarak nitelenebilecek bu gelişmenin başlıca nedenlerinden biri, Bayramiç’te Cengiz Holding’in maden genişletme adımına karşı bölge halkının kararlılığıydı. İktidara göre bu kararlılığa yol açan şey 14 ayı aşkın süredir kesintisiz olarak bölgede yaz kış nöbet tutanların yarattığı direniş ruhuydu. Bu saldırı karşısında ise Türkiye coğrafyasının hemen her yerinden tepkiler ortaya çıkarken Çanakkale’de toplananlar, ‘Yaşam savunucuları değil, ruhsatsız ve işgalci Alamos Gold tahliye edilsin!’ sloganlarıyla sürece sessiz kalmayacaklarını gösterdi. Çanakkale’de ekoloji ve çevre mücadelesi yürütenler, odalar ve siyasi partilerden oluşan 65 örgütlenme açıklama yaparak direnişçilerin yanında olduğunu belirtti. Bir diğer gelişme ise Afyon Emirdağ Yaylaları’nda açılmak istenen madene karşı direnen yurttaşlara karşı yaşandı.
Doğaseverler hedefte
Emirdağ Yaylaları’nda maden şirketinin alana getirdiği iş makinelerinin yakılması sonrası savcılık Emirdağ Yaylaları Doğa Platformu üyelerinin ifadesini aldı. Platform üyeleri ise Afyon Emirdağ Yaylaları’na Tüprag Metal Madencilik tarafından altın arama sondaj çalışmaları yapması için getirilen makinelerin şirket tarafından provokasyon amacıyla yaktıklarını dile getirdiler. Platform üyeleri, “Biz el ilanlarımızla dağlara çıktık. Dağda kalan insanlara bildirilerimizi verdik. İki üç gün sonrada kim yaptı bilmiyoruz birileri makineleri ve çadırları yakmış. Biz de oraya el ilanı vs. dağıtmak için çıktığımız için Emirdağ Savcılığı, platformumuzun üyesi olan sekiz kişinin ve dağdan birkaç çobanın ifadelerini aldı. Şirket, makineler yanınca Emirdağ’ı terk etti. Bir avukat ordusu oluşturdular ve davaya hazırlanıyorlar. Biz bu işin halkı aydınlatmak bölümündeyiz. Hukuki süreci avukatlarımıza devrettik” diye açıklamada bulundular.
Munzur Gözeleri’nde yağma
Bir diğer gelişme ise Dersim Munzur Gözeleri’nde yaşandı. Turizm adına gözelere iş makineleri getirilerek, koruma alanı yerle bir edilmeye başlandı. Gelişmeyle ilgili açıklama yapan Dersim Araştırmalar Merkezi, “Tunceli Valisi’nin, peyzaj çalışmalarında iş makineleri kullanılmayacağını belirtmesine rağmen, Munzur Gözeleri’ne iş makineleri girdi. Bu girişimi inanç yerlerimize bir saldırı olarak görüyor, yetkilileri bu yanlıştan vazgeçmeye çağırıyoruz” ifadelerine yer verildi. Diğer taraftan Valiliğin ve kalkınma ajansının hedefi turizm adı altında bölgede bir kısmının ruhsatlandığı diğer kısmının ise ihaleye çıktığı maden sahalarının önünün açılması amacıyla iş makinelerinin sokulduğu iddiaları daha güçlü. Bölgede binlerce hektar doğal alan (orman, mera, tarım alanı ve Millipark alanı) yağmaya açılmak istenirken aynı zamanda bölge halkının değerlerine bir saldırı gerçekleştiriliyor.
EKOLOJİ SERVİSİ