Türkiye’nin Federe Kurdistan Bölgesi’ne saldırılarda kullanılan kimyasal silahlara tepki gösteren ESP Eşbaşkanı Şahin Tümüklü, ‘Suçüstü yakalanmış bir iktidarla karşı karşıyayız’ dedi
Türkiye’nin kimyasal silah kullanımı ve Federe Kurdistan Bölgesi’ne yönelik saldırıları devam ediyor. Avrupa’nın birçok ülkesinde çeşitli eylemlerle kimyasal silah kullanımını protesto edilirken, kimyasal silahtan etkilenen 2 HPG’linin hayatını kaybetmek üzereyken çekilen görüntülere değerlendirme yapan Türk Tabipler Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı, hedef gösterildi, gözaltına alındı ve “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla tutuklandı. Buna rağmen kimyasal silaha tepkiler gelmeye devam ediyor.
Onlar için ölüm kalım savaşı
Yaşananlara dair MA ‘dan Rukiye Adıgüzel’e değerlendirmelerde bulunan ESP Eşbaşkanı Şahin Tümüklü, kimyasal silah kullanımının savaşın geldiği düzeyi gösterdiğini ve Türkiye’nin bölgede ilerleyemediğini ve sonuç alamadığını ifade etti. Savaştan sonuç alamamanın Türkiye açısından bir “beka” sorununa dönüştüğünü söyleyen Tümüklü, “Doğal olarak da bu savaşı bir ölüm kalım savaşı olarak da görüyor. Kimyasal silah kullanımına bağlı olarak taktik nükleer bombalar ya da değişik gazların kullanılması aslında düpedüz bu savaşın sonucunu hızlandırma ve bir şekilde başarılı olmaya yönelik bir hamlesi” diye konuştu.
KDP çizgisini hakim kılmak istiyorlar
CHP’nin merkezinde durduğu Millet İttifakı’nın da kimyasal silah kullanımını desteklediğini ve bu savaş suçuna ortak olduğunu söyleyen Tümüklü, “Çünkü onlar da aynı şeyi düşünüyor. Yani rejimin bekasını Kürt özgürlük mücadelesinin yenilgisinde, bastırılmasında görüyor” dedi.
AKP-MHP iktidarının, bölgeye dönük saldırılarda yaratacağı bir başarının özgürlük ve eşitlik mücadelesini dağıtacağını bildiği için kimyasal silaha başvurduğunu belirten Tümüklü, “Türkiye’nin kimyasal silah kullanmasının sebeplerinden biri de, KDP çizgisini Kürdistan’da hakim kılmaya çalışarak Kürt özgürlük mücadelesinin önünü almaya çalışmaktır” diye belirtti.
İkiyüzlü bir siyasetle karşı karşıyayız
Türkiye’nin savaş suçu işlediğinin altını çizen Tümüklü, “Aslında halkları kandırmanın, emekçilerin ve ezilenlerin bilincini bulandırmanın bir aracı olmak dışında hiçbir işe yaramıyor bunlar. İkiyüzlü uluslararası bir siyasetle karşı karşıyayız. Hem kimyasal silahı üretiyorsunuz hem de satıyorsunuz. Emperyalist devletlerin, bütün ezilen halklar ve emekçiler bakımından bir düşman merkez olduğunu asla unutmamalıyız. O bakımdan da oradaki esas şey bu uluslararası kurumların gidip denetlemesi değil. Ezilen halkların, emekçilerin mücadeleyle bunları süpürüp atması daha elzem bir şey” dedi.
Saldırılar artarak sürecek
AKP’nin karşısında yer alan herkesi bir şekilde bir hizaya çekmeye, mümkünse tasfiye etmeye ya da yok etmeye yönelik bir hamle yapmaya çalıştığını belirten Tümüklü, “Bunların hepsi AKP-MHP iktidarının kısa sürede iktidarlarını sürdürme hamleleri. Ama daha geniş bir perspektiften baktığımızda ise rejimin bekasının sürdürülmesi meselesi. Yani rejimin varoluş sorunlarıyla bugün iktidarın kendini sürdürme ısrarı ve çabasının kesiştiği bir noktayla karşı karşıyayız. Doğal olarak da bu saldırıların artarak süreceğini görmemiz lazım. O bakımdan da herkese çok özel bir çağrı zamanından geçtiğimizi aklımızdan çıkarmamamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Önemli olan fiili mücadele çizgisi
“Suçüstü yakalanmış bir iktidarla karşı karşıyayız” diyen Tümüklü, “Bölgede insanlar dahil bütün canlılar yok edilmeye çalışılıyor. Bunun karşısında sessiz kalmak ya da bunun karşısında kısık sesle konuşmak bu egemen siyasetin suyuna su katmak anlamına geliyor. O nedenle buna karşı çıkmak şart” dedi. Mücadeleyi büyütürken alışılmış siyaset tarzının dışına çıkılması gerektiğini söyleyen Tümüklü, “Kimyasal silah kullanımından gazetecilerin işkenceyle gözaltına alınmasına, Şebnem hocanın gözaltına alınmasından işkencenin göze sokulmasına kadar bir dizi mücadeleyi somut eylemli bir pratik özeleştiriyle yanıtlamalıyız” diyerek, bunun fiili mücadele çizgisinin örgütlenmesinden geçtiğini tekrarladı.
İSTANBUL