AKP tarafından inşaat yağmasının başlama vuruşu işlevi yüklenen ‘deprem tehlikesi’ ,rant kapısı olarak ele alınıyor. 2000’den bu yana geçici vergi ile halkın cebinden 65 milyarı aşkın para müteahhitlere aktarıldı
AKP iktidarınca deprem tehlikesi, halka korku salıp onları vergiye boğmak ve kentin ortak alanları ile halkın evlerine zorla el koyarak müteahhitler için rant kapısı yapıldı. İstanbul’da deprem toplanma alanları ise AVM ve benzeri amaçla yağmalandı. Geçtiğimiz gün İstanbul Silivri açıklarında yaşanan 4.6 şiddetinde deprem, beklenen büyük depremin yakın zaman içinde yaşanabileceğine işaret ederken halktan toplanan 65 milyarı aşın para yağmanlandı ve AKP iktidarının bugün sadece deprem olsun da iş çıksın anlayışıyla hareket ettiği iddiaları halen gündem de yerini koruyor.
Silivri depremi
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Bölgesel Deprem ve Tsunami İzleme – Değerlendirme Merkezi Müdürü Dr. Doğan Kalafat yaptığı açıklamada, “Bu depremden hemen sonra depremi takip eden süreç içerisinde yaklaşık 3.2 ile 2 büyüklüğünde olan artçı depremler meydana gelmiştir. Bildiğiniz gibi 1999 depremi ve sonrasında Marmara Denizi’nde özellikle bir büyük deprem bekliyoruz. Marmara Denizi’nde iki önemli sistem bir şekilde çarpışıyor. Dolayısıyla hangisinin daha güçlü olacağı konusunda bir sonuç vermemiz gerekirse ağırlıklı olarak Kuzey Anadolu fayının daha tehlikeli olduğu ve daha büyük deprem üreteceğidir. Marmara’dan beklediğimiz depremler 6 ile 7 civarında depremlerdir. Bunlar depremin olacağı segment dediğimiz parçanın özelliğine bağlı olarak değişebilir. İki koldan da deprem olabilir, ikisi de önemli derecede tahribata neden olabilir” diye belirtirken, iktidarın hiçbir hazırlığının olmaması dikkat çekiyor.
Halk soyuldu!
Gölcük depremi olarak bilinen 1999 Marmara Depremi’nin ardından 2000 yılında geçici olarak getirilen, ardından AKP iktidarında önce 2 kez uzatılan sonra da AKP tarafından kalıcı hale getirilen ve deprem vergisi olarak bilinen ‘Özel İşlem ve Özel İletişim Vergileri’nden elde edilen gelirden depreme hazırlık amacıyla hiçbir tutar ayrılmadı. Bugüne kadar 65 milyar lirayı aşkın para halkın cebinden alınıp, otoyol vb. inşaatlara aktarılarak iktidar eliyle belli başlı inşaat müteahhitlerine yağmalatıldığı iddiaları halen sürmekte. 2011 yılında dönemin Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Deprem vergileri duble yollar gibi 74 milyonun ihtiyacını karşılamak amacıyla kullanıldı” sözleri keyfi ve hukuk dışı uygulama ile halkın nasıl soyulduğunu göstermişti.
Toplanma alanları yağmalandı
Marmara Depremi’nden sonra İstanbul’da yaşamsal önemde olan 493 boş alan deprem toplanma alanı ilan edilmişti. Bu alanların 433’ü imara açıldı ve bu alanlara AVM’ler inşa edildi. Bugün sadece 60 adet toplanma alanı kalmış durumda. Olası deprem gerekçe gösterilip başlatılan kentsel dönüşüm uygulamaları ile halk evlerinden edildi. Gölcük depreminin üzerinden 20 yıl geçmiş olmasına rağmen eski yapıların yüzde 5’i bile yenilenmedi. 2012’de yürürlüğe giren Afet Yasası ile halkta beklentiler ortaya çıkarılırken, proje odaklı bir uygulama süreci ile konut yenileme işi müteahhitlerin inisiyatifine bırakılarak tam bir yağma yaşandı ve halen bu durum kesintisiz sürmekte.
AVM işgalleri
İstanbul’da deprem toplanma alanları olarak belirlenen bazı yerler ve üzerine inşa edilen AVM’lerin belli başlı olanları şöyle sıralanıyor: Anthill (Şişli), Zorlu AVM (Zincirlikuyu), Starcity Outlet Center (Bahçelievler) Zaman Gazetesi (Bahçelievler), Ağaoğlu MyCity (Bahçelievler), Meydan AVM (Bahçelievler), Sahilpark Veliefendi (Zeytinburnu), Onaltı Dokuz (Zeytinburnu), Ora AVM (Bayrampaşa), Kiptaş Tuzla 2- 3 Etap Konutları (Tuzla), DAP Royal Center (Maltepe), Kemalpark Evleri (Esenler), Çınar Olimpia Park Sitesi (Bağcılar), Ataköy Konakları (Bakırköy), Capacity AVM (Bakırköy), Selenium Plaza (Beşiktaş), Ortaköy Ermeni Vakfı Arazisi (Beşiktaş), Taş Yapı (Kadıköy), Akasya AVM (Acıbadem).
EKOLOJİ SERVİSİ