Büyük bir açlığın dünya genelinde savaşlar ve ekolojik yıkımlar sonucu her geçen gün artarken, Türkiye’de iktidar hamaset içeren sözlerle krizi fırsata dönüştürme çabasında. Veriler en büyük gıda krizinin Türkiye’de yaşanabileceğini gösteriyor
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, enerji ve tabii kaynaklar politikalarını enerji, ekonomi ve ekoloji dengesi gözeterek planladıklarını iddia ederek, “Ne pahasına olursa olsun üretelim” anlayışında olmadıklarını, Türkiye’deki maden sahalarının işletme sonrası tarımsal üretime kazandırıldığını söyleyerek, “Zeytin, üzüm, kayısı, badem, ceviz ya da aromatik bitkiler gibi gelir getiren ürünlerle rehabilite edilen alanları yeniden üretime açıyoruz. Bütün gayretimiz yerli kaynaklarımızı milletimizin hizmetine sunmak” olduğu iddialarını sürdürürken, Maden yasası bağlamında çıkardıkları yönetmelikle İkizköy’de zeytinlikleri YK enerji çıkarına kesme hedeflerini unutturmaya çalıştığı görüldü.
Temel gıda ithalata bağlı!
Türkiye’de nerede akan su varsa doğadan çalıp HES ve barajlara bağlarlarken, zeytinlikler , kayısı bahçeleri, ormanlar, meralar ve tüm yaşam alanlarını enerji ve maden şirketleri için yerle bir ediliyor. Bakanın saydığı ve özellikle vurguladığı ‘gelir getiren’ ürünlerde büyük düşüşler yaşanırken çiftçiler ise geçinemedikleri için tarlalarını terk ederken, Malatya’da kayısı ağaçlarını köklediler. Bakanın gözü ‘gelirden’ başka bir şey görmezken, maden sahalarını yeniden tarıma kazandırdıkları iddialarını gösteren hiçbir örnek olmadığı gibi orman ekosistmeleri yok edilip yerine ağaç fidanı dikmeyi marifet sanıyorlar. Diğer taraftan dünya da otaya çıkan gıda krizine dikkat çekilirken, Türkiye ise temel gıda ürünlerini ithalata bağlaması dikkat çekiyor.
FAO: Açlık büyüyecek
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)’nün küresel fiyat endeksi Mart 2022’de tüm zamanların en yüksek seviyesine çıkarken, gıda fiyatlarındaki artış durdurulamıyor. Gıda krizinde öne çıkan en önemli ürün ise buğdayda yaşanıyor. Buğdayın yılbaşından bu yana fiyatı yaklaşık yüzde 60 oranında artarken, ekmek ve diğer unlu mamullerin fiyatları sürekli artıyor. 2022-2023 sezonunda buğday üretiminin azalması ve stokların erimesi ile buğday dış ticaretinde daha büyük sorunların yaşanması ve açlık çekenlerin sayısında ciddi artışlar olması bekleniyor.
Fas’ta yüzde 65 kayıp!
2021 yılında Kürt çoğrafyasında ve İç Anadolu’da etkili olan kuraklık nedeniyle buğday üretimi son 14 yılın en düşük seviyesine geriledi. Türkiye İstatistik Kurumu 2021 yılı üretimini 17,6 milyon ton olarak açıklarken Amerika Tarım Bakanlığı(USDA) Türkiye’deki üretim tahmini ise 16 milyon ton olarak açıklandı. USDA’nın 12 Mayıs 2022’de yayınladığı dünya tahıl piyasalarına ilişkin kapsamlı raporuna göre, dünya buğday üretimi 2022- 2023 sezonunda yaklaşık 775 milyon ton olarak tahmin edilirken, geçen sezona göre 4 milyon ton daha az üretim olacağını açıkladı. Fas’ta kuraklık nedeniyle üretimin yüzde 65 civarında düşeceği vurgulanırken, büyük bir gıda krizinin kaçınılmaz olarak dünya halklarını büyük bir açlığa sürükleyecek.
Birçok ülke gıda krizi ile karşı karşıya
İstanbul’da “2023’e Doğru, 2050 Ufku” başlığıyla çevrim içi düzenlenen 21. Forum İstanbul konferansları kapsamında “Global Bakış: Dünya ve Türkiye” paneli gerçekleştirildi. Kapitalist yağmanın sermaye adına düzenleyicilerinde biri olan Dünya Bankası’nın Başekonomislerinden Ayhan Köse, emtia fiyatlarındaki rekor artışlara dikkat çekerek, “Bugünlerde birçok ülkede açlık krizi olabileceği tehlikesi üzerinde duruyoruz” dedi. Ocak 2022’de dünya ekonomisinin 2021’e göre çok ciddi bir yavaşlama yaşayacağını düşündüklerini aktaran Köse, şu anda bu yavaşlamanın çok daha derin olacağını düşündüklerini söyledi.
En büyük kriz Türkiye’de
ABD Merkez Bankası’nın faizleri artırmaya başladığını, Avrupa Merkez Bankası’nın faizleri artıracağının sinyalini verdiğini anımsatan Köse, borç stoku yüksek olan, yabancı para cinsinden borcu yüksek olan ülkeler için borç maliyetlerinin bir şekilde artacağını vurguladı. Genel olarak tarım emtia maddelerindeki artışların rekor seviyelere ulaşmış durumda olduğuna dikkati çeken Köse, “Bugünlerde birçok ülkede açlık krizi olabileceği tehlikesi üzerinde duruyoruz. Buğday ve diğer tarımsal ürünlerin alımında birçok ülke Rusya ve Ukrayna’ya bağlı ve bu iki ülke önemli rol oynuyorlar. Birçok ülkede açlık problemi ve borç problemi var. Birçok ülkede iklim krizi nedeniyle ortaya çıkan problemler var” diye konuştu. Türkiye’nin borç stoğunun 13,3 trilyon lirayı aşması ve ithal edilen ürünlerin bu nedenle yüksek fiyatlarla yapılmak zorunda olması, üretimdeki düşüşlerle birlikte en büyük krizlerden birinin Türkiye’de yaşanacağını açıkça gösteriyor.
EKOLOJİ SERVİSİ