Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) hazırladığı “Küresel Enerji ve Karbondioksit Emisyonları Statü Raporu”na göre, özellikle Asya’da kömür ve doğalgaz kullanımındaki artışla bağlantılı olarak karbondioksit emisyonu bir önceki yıla oranla 1.7 artışla 33.1 milyar tona yükseldi. Böylece küresel karbondioksit emisyonunda da 2010’dan bu yana en yüksek seviye görüldü. Rapora göre 2018’de ABD’nin karbondioksit emisyonu yüzde 3.1, Çin’de yüzde 2.5, Hindistan’da ise yüzde 4.5 yükseldi. Küresel ısınmayı fasa fiso olarak değerlendiren ülkelerin içinde yer alan ABD, Çin ve Hindistan’a Rusya ve Türkiye gibi ülkelerde yer alıyor. Karbondioksit emisyonu küresel ortalama sıcaklık artışının temel nedeni olarak görülüyor. Dünya genelinde birçok ülke iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini azaltmak için karbondioksit emisyonundaki artışı dizginlemeye çalışıldığı iddiaları açıklanan son verilerle havanda su dövmekten başka bir şey olmadığına işaret ediyor.
Kasırga ‘tehlike çanıydı’
BM Genel Merkezi’nde açıklamalar yapan Genel Sekreter António Guterres, “İklim değişikliğine neden olan emisyonların yüzde 80’i G20 ülkelerinden geliyor ve iklim değişikliği sorununun daha da kötüleşmemesi için sorumluluk da büyük ekonomilere düşüyor. Açık konuşalım bu yarışı kazanmıyoruz ve durum daha da kötüye gidecek. Bu eğilimin tersine çevrilmesi gerek” değerlendirmesinde bulundu. Guterres, Afrika’da yaşanan Idai kasırgası için, Afrika tarihindeki iklim kaynaklı en kötü felaketlerden biri olduğunu söyledi. Kasırga nedeniyle Mozambik, Malavi ve Zimbabve’de en az 700 kişinin hayatını kaybettiğini, yüzlerce kişinin ise kayıp olduğunu dile getiren Guterres, olaydan 3 milyon kişinin etkilendiğini kaydetti. Kasırgadan etkilenen en az bir milyon çocuğun acil insani yardıma ihtiyaç duyduğunu ve Kasırganın iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerini bir kez daha ortaya koyduğuna dikkat çeken Guterres, “Idai kasırgası tehlike çanıydı” dedi.
EKOLOJİ SERVİSİ