Ekoloji Birliği’nin 26 Ekim’de Ankara’da yapmak istediği ekoloji mitinginin yasaklanmasına tepki gösteren Ekoloji Birliği Eş Sözcüleri, ‘İklim kriziyle, ekonomik talanla mücadele etmeye devam edeceğiz’ dedi
İklim krizine ilişkin Ankara’da yapılmak istenen mitingin yasaklanmasına tepki gösteren Ekoloji Birliği Eş Sözcüleri, “İklim kriziyle, ekonomik talanla her gün, her saat, her an mücadele eden bir örgüt olmaya devam edeceğiz” dedi.
Ekoloji Birliği’nin 26 Ekim tarihinde Ankara’da yapmak istediği “İklim Krizine ve Ekolojik Yıkıma Dur Diyoruz” mitingi Ankara Valiliği tarafından yasaklanmasına tepki gösteren Ekoloji Birliği Eş Sözcüleri ve Antalya Ekoloji Meclisi Üyesi Muzaffer Asman, iktidarın iklim ve ekolojiye dönük politikalarını değerlendirdi.
Ekoloji Birliği’nin 58 bileşeni olduğunu belirten Ekoloji Birliği Yürütme Kurulu Eş Sözcüsü Coşkun Özbucak, mitingin anti demokratik bir tavır ile engellendiğini ifade etti. Özbucak, valiliğin mitingi yasaklamasının bir nedeninin de yükselen ekolojik duyarlılık olduğunu belirterek, “Kapitalist sistem her tarafı talan ettiği gibi yeni bir süreç başlattı derelerimiz, tepelerimiz, dağlarımız artık bir pazar haline dönüştürüldü. İktidar da bu politikaya uyarak yasaları değiştirmiyor ve bu alanda verilen mücadeleleri engellemeye çalışıyor” dedi.
Özbucak, özelleştirilmeyle birlikte doğanın talan edildiğinin altını çizerek, “İklim kriziyle, ekonomik talanla her gün, her saat, her an mücadele eden bir örgüt konumunda olmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
‘Tek çare örgütlenmek’
Ekoloji Birliği Yürütme Kurulu Eş Sözcüsü, Kaz Dağı Doğal ve Kültürel Hayatı Koruma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Süheyla Doğan, iktidarın her alana saldırdığını belirtti. Bu alanlardan birinin de ekolojik mücadele alanı olduğunu söyleyen Doğan, “İnsanların bir araya gelmesi, örgütlenmesi gerek. Saldırılara ancak bu şekilde karşılık verebiliriz. Tek çare örgütlenmek, bir araya gelme ve ortak mücadele ağını örmek. Ekoloji Birliği de bu mücadele ağlarından bir tanesi” diye konuştu.
‘Doğa herkese yeter’
Antalya Ekoloji Meclisi Üyesi Muzaffer Asman, mitingin ekolojik yıkım ve iklim krizine karşı başlatmış oldukları mücadelenin bir parçası olduğunu belirtti. Valiliğin yasak kararına tepki gösteren Asman, “Üstelik mitinge bir gün kala yasaklanma bize tebliğ edildi. Bu ülkede ekoloji, emek ve özgürlük için mücadele etmenin karşılığı yasaklar, baskılar, yok etme ve imha politikaları. Biz yaşam devam ettiği sürece içinde olduğumuz ekosistemin bir parçası olarak onun varlığını korumaya, onunla birlikte barışçıl bir dünya yaratmaya, elimizden geldiği kadar mücadele etmeye devam edeceğiz” diye konuştu.
Antalya’nın Finike ilçesinde mermer ocaklarının kapatılması için mücadele eden ve 2017 yılında evlerinde öldürülen Ali Ulvi ve Aysin Büyüknohutçu’yu hatırlatan Asman, “Büyüknohutçu’ların anıları mücadelemizin temel direğini oluşturmaktadır bunu herkes bilsin. Tüketici, tüketen ve ürün olmaktan insan olmaya doğru çok fazla bir yol yok. Ne yediğinizi, ne içtiğinizi ve nerede yaşadığınızı asla unutmayın. Zehir yiyorsunuz, soluyorsunuz ve zehirli bir atmosferde yaşıyorsunuz. Oysa doğa herkese yetecek kadar temiz suya, toprağa ve havaya sahip. Yeter ki bunları kapitalistlerin eline bırakmayalım; almayı ve bölüşmeyi bilelim” şeklinde konuştu.
MA