İklim krizi, savaş ve çatışma gibi nedenlerle milyonlarca insan göç etmek zorunda kalıyor. Ekolojist Ertuğrul Barka, çözümün ancak ekolojik-komünal toplumla olabileceğini belirtti
Eko-kırımın neden olduğu küresel ısınma her geçen gün yeni doğa felaketlerini beraberinde getiriyor. Kapitalizmin kar hırsıyla yaklaştığı doğada kuraklık, sel, fırtına ve yangınlar gibi afetler daha sık yaşanıyor. Milyonlarca insan bu olaylar nedeniyle yerlerinden ve yurtlarından göç etmek zorunda kalıyor.
Birleşmiş Milletler’in (BM) verilerine göre 2022 yılında 100 milyon kişi farklı nedenlerden dolayı yaşadığı yeri terk etmek zorunda kalırken, 2023 yılında bu sayı 281 milyon kişi olarak kaydedildi. BM Uluslararası Göç Örgütü’nün (IOM) yayınladığı 2024 Dünya Göç Raporu’na göre milyonlarca insan farklı sebeplerden ötürü göç etti.
Afrikalı göçmenlerin sayısı artıyor
1990’dan bu yana Afrikalı göçmenlerin iki kat arttığına dikkat çekilen raporda, afetlerden dolayı Nijerya’da yaklaşık 2,4 milyon, Somali’de 1,2 milyon, Etiyopya’da 873 bin, Güney Sudan’da 596 bin kişi yerinden oldu. Raporda ayrıca Kuzey Afrika’da yaşanan su kıtlığı, yüksek sıcaklıklar ve orman yangınlarının Libya, Cezayir ve Fas gibi ülkelerde göçlere neden olduğu belirtilirken, Güney Afrika ülkelerinde ise tropikal siklonlar nedeniyle Madagaskar, Malavi ve Mozambik’te göçlerin yaşandığı ifade edildi.
‘Yaşam alanları yok ediliyor’
Eko-kırım ve savaşlar nedeniyle milyonlarca insanın göç etmesine ilişkinde değerlendirmelerde bulunan ekolojist Ertuğrul Barka, kapitalist sermaye ile birlikte artan küresel ısınmanın iklim krizini daha da derinleştirdiğini dile getirdi.
Fosil yakıtlara dayanan enerji üretimi ile krizin daha da derinleşeceğini ve bununla birlikte göçlerin artacağını söyleyen Ertuğrul Barka, “Türkiye’de bir göçmen sorunun olduğu konuşuluyor. Siyasi nedenlerden dolayı göç edenler var ama aynı zamanda küresel iklim değişikliği nedeniyle de ülkeye gelen çok sayıda insan var. İnsanlar tarım yapamıyor. Yaşam alanları yok ediliyor. Kapitalizm ‘doğal kaynakları’ kendisi için sermayeye çevirir. Dolayısıyla doğadaki canlılar bu yaşam alanlarından mahrum kalır” dedi. İklim krizinden en fazla tarımla uğraşan kesimlerin etkilendiğini söyleyen Barka, “Bazıları çıkıp ‘küresel ısınma yok’ dese de dünyada milyonlarca insan göç ediyor. Bir küresel ısınma var ve bundan ilk başta tarım zarar görüyor. Türkiye’de de durum bu şekilde. İnanılmaz bir kuraklık var. Bizim ne kadar yeraltı su kaynağımız varsa suyu pet şişelere koyarak para kazanmaya çalışıyorlar. Dolayısıyla bu şekilde uygulanan yanlış su politikaları sonucu tarım da zarar görüyor. Bu politikalarla birlikte kırsal alandan kentlere bir göç olduğunu görüyoruz” diye belirtti.
Göç arttı
Kapitalist devletlerin Afrika ülkeleri gibi pek çok ülkenin yer altı kaynaklarını sömürmesi ile birlikte bu ülkelerde yaşayanların Avrupa’ya göç ettiğini aktaran Ertuğrul Barka, “Savaşlar, iklim krizi ve küresel ısınma nedeniyle Avrupa’ya gitmeye çalışıyor. Bu insanların birçoğu denizlerde boğuluyorlar. Bu sömürü bu şekilde devam edemez. Yapılan sömürüden sadece o bölgeler etkilenmiyor. Aynı zamanda tüm dünyada etkileniyor. Çözüm ekolojik-komünal toplumdur. Eğer yaşam devam edecekse bu ekolojik-komünal toplum ile olur. En büyük ekolojik yıkımlar savaşlarla oluyor. Bunun için ekolojik değerleri ve komünal yaşam düzenini göz önünde bulundurmalıyız” ifadelerini kullandı.
Kaynak: MA