Kapitalist aşırı üretimin sonucu olarak giderek büyüyen ekolojik yıkımın görünümlerinden biri olan küresel ısınma yaşamı tehdit ediyor
Ekolojik yıkımın görünümlerinden olan küresel ısınma bulaşıcı hastalıklar ve sosyo-ekonomik açıdan savunmasız bırakılan toplumlar için potansiyel bir halk sağlığı tehdidi oluşturuyor. Bulaşıcı Hastalıklar Dergisi, iklim değişikliğinin vektör, su ve gıda kaynaklı enfeksiyonların bulaşma oranının nasıl artacağı ve sosyo-ekonomik açıdan savunmasızlığa itilen toplumları nasıl etkilediği konusunda bir makale yayımladı.
Dünyanın yüzde 50’si tehdit altında
Yaşanan yoğun sera gazı emisyonu nedeniyle dünyanın sıcaklığı giderek artıyor. İklim değişikliği, birçok bulaşıcı hastalığın bulaşma gücünü doğrudan etkiliyor. Makalede, özellikle sosyo-ekonomik açıdan savunmasız bırakılan toplumlar için bu bulaşıcı hastalık oranında yaşanacak artışın potansiyel bir halk sağlığı tehdidi oluşturduğuna dikkat çekildi. Ayrıca, enfekte Aedes sivrisinek ısırığı yoluyla insanlara bulaşan vektör kaynaklı bir enfeksiyon olan Dang humması ile Batı Nil Virüsü (BNV) hastalıklarının, artan kentleşme oranları, insan hareketliliği ve iklim değişikliği nedeniyle küresel nüfusun yüzde 50’den fazlasının şu anda dang hummasına yakalanma riskiyle karşı karşıya olduğu belirtildi.
Her yıl 1,4 milyon ölüm
Makalede ayrıca gıda ve su kaynaklı enfeksiyonların ılıman koşullarda bakterilerin çoğalmasıyla birlikte özellikle yaz aylarında oranlarında artış olabileceği kaydedilirken evlerde, okullarda ve sağlık merkezlerinde kirli su gibi nedenlerle temel hijyen eksikliğinden kaynaklanan hastalıklar nedeniyle dünya çapında her yıl yaklaşık 1,4 milyon ölüm meydana geldiği ifade edildi. İklim değişikliğine atfedilebilen enfeksiyon oranlarının kontrol edilmesiyle ilgili zorlukların, erken uyarı sistemleri aracılığıyla enfeksiyonların salgın öncüllerinin sürekli izlenmesiyle bir dereceye kadar aşı sınırlanabileceğine vurgu yapılıyor.
Kaynak: ROJNEWS