Washington Üniversitesi ve Kaliforniya Üniversitesi tarafından yürütülen uzun süreli bir çalışma, yüzlerce canlı türünün Kaliforniya’yı 2012’den 2015’e kadar süren tarihsel kuraklık sırasında nasıl etkilediğini izledi. Nesli tükenmekte olan türlerin dünyadaki en önemli alanlarından biri, her bir trofik seviyede nesli tükenmekte olan türlerle: bitkiler, kemirgenler, etçillerin yaşadığı Carrizo Ovası, olağanüstü iklim olaylarının bütün bir ekosistemi nasıl etkilediğini görmek için ideal bir laboratuvar olduğu beliritiliyor. Aşırı iklim olayları kısa vadede bazı canlılar için oldukça yıkıcı. Uzun vadede ise ekosistemdeki biyoçeşitliliğin sürdürülmesinde, birbirine rakip olan canlıların sistemden dışarı çıkmasını engellemek açısından bu çalışmanın önemli olabileceği vurgulanıyor. İnsanların kuraklık hakkında endişe duydukları zaman ilk akla gelen bitkidir ve hayvan popülasyonlarına fazla odaklanmaz. 2012 yılında Kaliforniya’da başlayan kuraklık son bir-iki yüzyıl içinde yaşanan en kötü durum olduğuna dikkat çekiliyor.
Kuraklık bitince…
Yapılan araştırmada sahada çalışan ekipler bitkileri, kuşları, sürüngenleri, memelileri ve böcekleri kapsayan 423 tür üzerinde veri topladı. Araştırmacılar, her bir karenin içindeki rastgele arazileri ve sayılan bitkileri kordon altına almışlar. Delikler kazıp böcekleri yakalamak için tuzak kurdular. İki haftalık bir süre içinde araziye giren her şeyi tespit ettiler. Sonuç olarak, bitkiler kuraklıktan ilk anda etkilenen ve acı çeken canlılar olduğu ve yıllar geçtikçe bu durumun daha da şiddetlendiğini gördüler. Dev kanguru sıçanları ise kuraklığın ilk ve ikinci yılında yaşamlarını sürdürürken, üçüncü yılda sayıları 11 kat azaldı. Kuraklıktan en son etkilenenlerse çakallar, porsuklar ve şahinler gibi etoburlardı, çünkü dev kanguru sıçanı 11 kat azalmıştı. Kuraklık 2015’te sona erdiğinden beri, Carrizo Ovası ekosistemi geri döndü ve dev kanguru sıçan nüfusu da toparlandı.
EKOLOJİ SERVİSİ