Dünyanın kişi başına en fazla karbondioksit salan ülkeleri olmalarına rağmen Arap ülkelerinde ekolojik krize yönelik duyarsızlık yaşanırken, gelecekte küresel ısınmanın yol açacağı felaketleri önlemeye dönük çabaların ise yetersiz olduğu gözleniyor. L’Orient-Le Jour gazetesinde Arap ülkelerinde ekolojik yaşamam ve yaşanan krize olan duyarsızlığın irdelendiği yorumda, birçok petrol ve doğalgaz üreticisi ülkenin diğer dünya ülkelerinden çok daha fazla ekosisteme zarar verdiğine dikkat çekildi. Katar’da üretilen petrol ve doğalgazdan kaynaklı kişi başı salınımların ABD’den 3 kat daha fazla olduğu belirtildi.
Ekosisteme duyarlılık yok!
Yapılan yorumda, tüm dünyada milyonlarca gencin katıldığı gösterilere rağmen Arap ülkelerinin sadece birkaçında marjinal katılımlı eylemlerin gerçekleştiği ifade edildi. Gazetenin yorumunda ekolojinin henüz Arap ülkelerindeki entelektüel tartışmaların bir parçası haline gelmediği ve ekolojinin ‘oy getirmeyen’ konulardan olduğu belirtiliyor. Yorumda büyük oranda çöllerden oluşan Körfez ülkelerinin ciddi ekolojik sorunlarla karşı karşıya kalacağına vurgu yapıldı. Nature Climate Change adlı dergide 2015 yılında yayınladığı rapora göre, 2100 yılında Pers Körfezi’ndeki bir insan için açık havada durmak dahi ölümcül olabileceğine dikkat çekilmişti.
Aşırı gösteriş merakı
Petrol ve doğalgaza dayalı güçlü ekonomilerine rağmen Körfez ülkelerinin iklim konusunda kalıcı önlemler almak yerine ‘buldukları her yere klima koymak’ gibi çözümler ürettiğine değinilen yorumda, aşırı gösterişli yaşam eleştirildi.
Hac ziyaretleri bitecek
Petrol üretiminden kaynaklı kirlenme nedeniyle havada artan zehirli partaküllerin miktarına da işaret edilen yorumda, Suudi Arabistan’da halkın yüzde 25’inin, Katar ve Kuveyt’te ise nüfusun yüzde 20’sine yakınının astım hastası olduğu bilgisi paylaşıldı. Yayınlanan yorum haberde, yüzyılın sonuna gelindiğinde Mekke’de Hac ziyaretinin yapılmasının imkansız hale geleceği belirtildi.
EKOLOJİ SERVİSİ