Ahmet Kaya Kültür Merkezi’ne yönelik saldırının üzerinden bir yıl geçti. Dava avukatı David Andic, Fransa’nın davayı siyasi bir dava olarak yürütmek istemediğini belirti
Fransa’nın başkenti Paris’te bulunan Ahmet Kaya Kürt Kültür Merkezi’ne 23 Aralık 2022’de gerçekleştirilen silahlı saldırıda, Kurdistan Topluluklar Birliği (KCK) Yürütme Konseyi üyesi ve Kürt kadın hareketi öncülerinden Emine Kara (Evîn Goyi), sanatçı Mîr Perwer (Mehmet Şirin Aydın) ve Kürt yurtsever Abdurrahman Kızıl yaşamını yitirdi.
Katliamın ardından Kurdistan ve Avrupa’da başta Fransa hükümeti olmak üzere Türkiye’yi protesto eden Kürtler ve dostları saldırının arkasındaki asıl güçlerin ortaya çıkarılmasını istedi.
Katliamda tetikçilik yapan Fransız vatandaşı William Mallet, önce susma hakkını kullanmış ardından da, kültür merkezini özel olarak seçip hedef aldığını belirtmişti. Tetikçi Mallet, tutuklansa da katliam hala tüm detaylarıyla aydınlatılmış değil.
Dava avukatlarından David Andic ve Emine Kara’nın mücadele arkadaşı Fransa Demokratik Kürt Konseyi (CDK-F) Eşbaşkanı Xani Akdoğan katliamın hukuksal ve siyasi boyutuna dair Mezopotamya Ajansı’ndan Esra Solin Dal’a konuştu.
Mahkeme davayı siyasi olarak görmüyor
Av. David Andic, katliamın üzerinden bir yıl geçmesine rağmen davada hiçbir değişikliğin olmadığını söyledi. Dava kapsamında tutuklu tek kişinin olduğunu belirten Andic, tetikçi William Malet’in gözaltı sırasındaki ifadelerini hatırlattı. Tetikçinin Ahmet Kaya Kürt Kültür Merkezi’ni hedef aldığına dair ifade vermesine rağmen soruşturma savcılarının davayı “ırkçılık ve yabancı düşmanlığı” üzerinden gördüğünü belirten Andic, “Tetikçi psikiyatri ile görüşmesinde Kürtleri ve PKK’yi sevmediğini, çünkü PKK’nin Türkiye’de saldırı düzenlediğini söylüyor. Burada açıkça bir siyasi bağlantı var. Mahkeme davayı yabancı nefreti üzerinde görmek istiyor ve bunda ısrarcı” diye aktardı.
‘Gerçekleri görmek istemiyorlar’
Soruşturmanın çok yavaş ilerlediğini kaydeden Andic, “Gerçekleri görmek istemiyorlar” dedi. Katliamın başlarında tetikçi William Malet’in akıl sağlığının yerinde olmadığının öne sürüldüğünü anımsatan Andic, daha sonra psikiyatri doktorunun verdiği raporla akıl sağlığının yerinde olduğunun kanıtlandığını ancak bu defa soruşturmanın ırkçılık üzerinden götürülmek istendiğini aktardı. Andic, sözlerine şöyle devam etti: “Yabancı düşmanlığı olsa Fransa’da yüzlerce farklı milletten insan var. Neden Kürtlere ait bir kurum hedef alındı. Zaten sanık kendi ifadesinde ‘ben PKK yanlısı Kürtleri sevmiyorum, onlar benim için teröristtir’ dedi. Yani tetikçi bir lokantaya veya bir restorana gitmiyor direk CDK-F’ye gitmiş. Kendi de itiraf ediyor. ‘Ben bu kurumun bir Kürt kurumu olduğunu biliyordum ve bilinçli gittim’ diyor.”
‘Aydınlatılmasını istiyoruz’
Savcının ısrarla soruşturmayı “yabancı düşmanlığı ve ırkçılık” üzerinden yürütmek istediğine dikkat çeken Andic, “Yani savcı ve polisin tavrından şunu alıyoruz; Fransa’daki davaya bakan savcı dosyayı siyasi bir dava olarak görmek istemiyor. Biz başından beri bu davanın basit bir saldırı olmadığını ve bunun arkasında başka güçlerin olduğunu söylüyoruz. Soruşturma devam ediyor bu katliamın derhal aydınlatılmasını istiyoruz” dedi.
‘Mücadeleci bir ruha sahipti’
CDK-F Eşbaşkanı Xani Akdoğan da katledilen mücadele arkadaşı Emine Kara’yı anlatarak, Kara’nın özel olarak seçildiğini belirtti. Kara ile 2019 yılında tedavi için Paris’e geldiğinde tanıştığını aktaran Akdoğan, mücadele arkadaşından “Evin Goyi, çok mütevazi ve mücadeleci bir ruha sahipti” şeklinde söz etti.
Akdoğan, Kara’nın uluslararası bir destekle katledildiğini ve bunda Türkiye’nin de rolü olduğunu söyleyerek, “Evin Goyi’yi katledenler şunu bilmeli; onu fiziken bizden aldılar, fakat binlerce Evin şuan bizimle mücadele de yerini aldı” diye belirtti.
Alanlara çıkma çağrısı
Akdoğan, “Evin Goyi bir özgürlük savaşçısıydı ve bizim için bir örnektir. Evin bütün hayatını mücadeleye veren, sözü ve eylemi bir olan bir insandı. Yani iki yıl kaldı Paris’te ama onu tanıyan herkes kendisine hayran kaldı. Kürt halkı onu kendi ailesinden biri olarak görüyordu. Onların mücadelesine sahip çıkacağız. Biz yeniden bu korkakça saldırıyı kınıyoruz ve onu katledenlerden hesap soracağımızı belirtiyoruz” ifadelerini kullandı.
Paris’te 9 Ocak 2013 yılında Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’in de katledildiğini ve katliamın hala aydınlatılmadığını aktaran Akdoğan, Evin Goyi’nin de IŞİD zihniyetini savunan Türk devleti ve karanlık zihniyetler tarafından katledildiğini söyledi. Bu katliamın aynı zamanda tüm Kürt kadınlarına yapıldığını belirten Akdoğan, 23 Aralık’ta katliamı lanetlemek için alanlara çıkma çağrısı yaparak, “2013 ve 2022’de Paris’te kadın öncülerin katledildiği saldırıları lanetlemek ve onurumuza sahip çıkmak için tüm Kürtleri ve dostlarını alanlara çıkmaya çağırıyorum.”
İSTANBUL