Türkiye kontrolünde olan Efrîn’in 2 yıllık raporlaştırılan bilançosunda katliam, işkence, tecavüz ve talan gibi birçok suça yer verildi. Fidyenin bir sektör haline getirildiği kentte bazı kişiler birkaç defa kaçırılıyor, temel geçim kaynakları yağmalanıyor
Tarihi insanlığın köklerine kadar uzanan Efrîn, binlerce yıldır Kürt merkezi olmuş bir şehir. 19 Temmuz 2012’de başlayan Rojava Devrimi ve Ocak 2014’te ilan edilen Demokratik Özerk Yönetim döneminde Şam yönetimi, Türkiye ve paramiliter gruplar tarafından kuşatılmış olmasına rağmen kendini ekonomik, demokratik, kültürel, siyasal anlamda hep geliştirdi.
Ekonomik, siyasi, demokratik anlamda gelişkinliğiyle ‘kuşatma altındaki cennet’ olarak tanımlanan Efrîn, Türkiye’nin 20 Ocak 2018’de 79 uçak, yüzlerce tank ve obüs, binlerce asker ve 25 bin paramiliter gruplarla başlattığı saldırılar sonucu ve tam bir talan, işkence ve katliam merkezine dönüştü.
545 sivil katledildi, 6 bin sivil kaçırıldı
ANF’den Beritan Sarya ve Hivda Hebun’un haberine göre iki yılda Efrîn’de 545 sivil katledildi, 6 bin kişi kaçırıldı, onlarca okul ve ev işkencehane ve zindanlara dönüştürüldü. Efrîn yaklaşık 2 yıl boyunca tarihi, doğası, kültürü ve insanıyla tam bir soykırıma maruz kalıyor.
Efrîn İnsan Hakları Örgütü’nün Aralık ayı verilerine göre, 20 Ocak 2018’den bugüne kadar 486’sı Türkiye’nin bombardımanları, 54 kişi de gördüğü işkenceden dolayı toplam 545 sivil yaşamını yitirdi. Katledilen Efrînlilerin 50’den fazlası kadın. Yine bu bombardımanlarda 300’ü çocuk, 210 kadın olmak üzere 670 kişi de yaralanırken, en az 60 kadın tecavüze uğradı.
İlk günden bügüna talan devam ediyor
Saldırıların başından itibaren Türkiye ve Türkiye güdümündeki paramiliter gruplar, Efrîn’de ilerledikleri bütün alanlarında talana başladı. 18 Mart tarihinde ise paramiliter gruplar, Türkiye’nin kendilerine ‘savaş ganimeti’ olarak söz verdiği, Efrînlilerin iş yeri ve evlerini yağmalarken AFP muhabirlerince görüntülendi.
Efrîn’de 270 zeytin presi bulunuyordu, bunların 140 tanesi paramiliter gruplar tarafından tümden çalınarak Türkiye ve Ezaz’a götürülüp satıldı. Geriye kalanlardan kullanılabilir olanları sahipleri de çalınmasın diye paramiliter grupların başlarıyla ortak olmaya zorlandılar. 7 pirinç ve sabun fabrikasının makineleri ve depolardaki ürünler paramiliter gruplar tarafından tümden talan edildi.
Efrînlilerin mallarını talan eden paramiliter gruplar, Ezaz gibi şehirlere götürerek pazarlarda açık artırmayla sattı. Türkiye gözetiminde yapılan talan, öyle bir düzeye ulaştı ki, buna karşı direnmeyen bazı Arap ailelerin ve saldırıya ortaklık eden ENKS’lilerin malları da zorla alınmaya başlandı.
Paramiliter gruplar, Efrînlilerin evcil hayvanlarını bile çaldı. Efrîn İnsan Hakları Örgütü’nden edinilen verilere göre saldırıdan önce Efrîn’de 100 bin civarında küçük ve büyük baş hayvan bulunuyordu fakat bugün talandan dolayı bunların ancak yüzde 20’si kalmış durumda. Efrîn’de kalan Kürtlerin evleri ve malları ise halen talan edilmeye devam ediyor.
Halkın temel geçim kaynakları talan edildi
Efrînlilerin temel geçim kaynağı tarım ürünleri ve zeytini de kitabına uydurulan protokollerle Türkiye’ye kaçırıldı. Efrîn Tarım Konseyi, 2017’de Efrîn’den üretilen 15 bin ton buğdayın 2018’de 20-25 tona ulaştığını, Türkiye ve paramiliter gruplar bu buğdayın hepsini çaldığını belirtti. Çalınan buğdayların Türkiye’ye götürüldüğünü ifade eden Konsey, Tunus ve Türk fabrikalarının bu işte ortak olduklarını paramiliter gruplara da bu talandan yüzde 8 pay verildiğini aktardı.
Saldırı öncesi bölgedeki 700 bin nar ağacının tüm ürünleri talan edildi ve ağaçların büyük bölümü paramiliter gruplar tarafından kesildi.
Bakan itiraf etti
Efrin’deki zeytin ağaçları da iki yıldır talan ediliyor. Paramiliter gruplar MİT, sözde sivil meclis ve arasında yapılan anlaşmaya göre Efrîn zeytinin yüzde 10-15’i bırakılıyor ve yüzde 85’i Türkiye’ye götürülüyor. 2018 yılında yaklaşık 220 bin ton Efrîn zeytini Hatay’daki sıkımhanelere götürülerek elde edilen zeytin yağının büyük çoğunluğu İspanya’ya pazarlandı. Bir kısmı ise iç piyasaya sürüldü.Türkiye Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, zeytin talanının gündemleşmesi sonrası “Gelirin PKK’ye gitmesini istemedik” şeklinde hem çarpıtma hem de itirafta bulunurken, Efrîn İnsan Hakları Örgütü ise 2018 yılında Efrîn’den Türkiye’ye kaçırılan zeytinden 70 bin ton zeytinyağı üretildiğini belirtiyor.
Demokratik Özerk Yönetim Efrîn Tarım Konseyi bu yıl tarım ve zeytincilikte verimin daha az olduğunu belirterek, 2019 yılında Efrîn’deki zeytinliklerden 100 bin ton zeytin elde edildiğini, bunların yaklaşık 90 bininin Türkiye’ye kaçırıldığını ifade ediyor.
Kapı açıldı
Türkiye, zeytin talanı için paramiliter gruplarla yaptığı anlaşmada Cindirese’de zeytin talanı için bir sınır kapısı kurulacağını ifade etti. Talan anlaşması sonrası hemen bu kapının yapımına başlandı. Bazıları 100 yaşını geçmiş binlerce zeytin ağacının iş makineleriyle kökünden sökülmesinin ardından Efrîn’i Hatay’a bağlayan 35 kilometre uzunluğundaki ‘Zeytin Dalı Sınır Kapısı’ 8 Mart 2019 tarihinde açıldı. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, bu kapının ‘insani yardımın geçmesi’ için açıldığını iddia etse de Efrîn zeytini ve tarım ürünleri bu kapı kullanılarak Türkiye’ye kaçırıldı.
Bu kapı ayrıca paramiliter grupların Türkiye’ye gidiş gelişi ve tarihi eser kaçakçılığı için de kullanıldı ve kullanıyor. Efrîn’i Türk mallarına yeni bir pazar haline getirmek isteyen işgalci Türkiye geçtiğimiz günlerde bu talan kapısının 6 Ocak 2020’den itibaren herhangi bir mal kısıtlaması olmaksızın Efrîn bölgesine sevkiyatı serbest hale getirdiğini açıkladı.
6 binden fazla sivil kaçırıldı
Efrîn İnsan Hakları Örgütü’nün verilerine göre, 20 Ocak 2018’den bu yana şehirde Türkiye ve güdümündeki paramiliter gruplar tarafından en az 6 bin sivil kaçırıldı. Kaçırılan kişilerin 700’ünün ağır işkencelerden geçirildiği ortaya çıkarken, 3 bin 300’ünden hâlâ haber alınamıyor.
Ayrıca en az 500 kişi fidye için kaçırıldı. İnsan kaçırıp fidye isteme de paramiliter gruplar için ayrı bir kazanç ve talan kapısına dönüştü. Birçok kişi korkudan dolayı bu uygulamaları gizledi. Paramiliter gruplar 2 yıllık bu süreçte kaçırdıkları kişileri bırakma karşılığında 3 bin dolardan başlayıp 100 bin dolara kadar fidyeler istediler.
Fidye isteme sektöre dönüştü
İnsan kaçırıp fidye isteme öyle bir sektöre dönüştü ki kaçırılıp para karşılığı bırakılan bazı kişiler bir süre sonra başka paramiliter gruplar tarafından da fidye için kaçırıldılar. Bu kişilerden Xelil Mustafa Şexo isimli Mustafa Cibili lakaplı Efrînli 1 yıl önce Sultan Süleyman Şah grubu tarafından kaçırıldı ve 20 gün esir kaldıktan sonra binlerce dolar karşılığında serbest bırakıldı. 3 ay önce de askeri polis tarafından kaçırılarak fidye karşılığında serbest bırakıldı.
Xoşnav Bekir Muhammed isimli Efrînli 6 ay önce Şie’ye bağlı Aşağı Meraniye köyünde Liwa Vaqqas tarafından kaçırılarak 3 bin dolar karşılığında bırakıldı. Bırakıldıktan kısa süre sonra bu defa da Cindires’te askeri polis tarafından kaçırıldı. 4 ay zindanda tutulduktan sonra 2 ay önce 4 bin dolar karşılığında serbest bırakıldı.
Şehir zindana döndü
Şehir aynı zamanda tam bir zindan ve işkence diyarına dönüştürüldü. Şehirde birçok okul ve evlerin alt katları zindana dönüştürüldü MİT’in kontrol ettiği hapishaneler yanında her ‘Milli Ordu’ üyesi kendi zindanlarını oluşturdu. Başta Demokratik Özerk Yönetim mekanizmalarında yer almış Kürtler olmak üzere Efrînlilerin bu zindanlardaki işkence, katletme gibi faaliyetlerle iradesi kırılmaya; Efrîn’den ve Kürtlüklerinden vazgeçilmeye zorlandılar.
Efrîn İnsan Hakları Örgütü ve farklı kaynakların verdiği bilgiler şöyle:
“-Ezher Efrîn özel okulunun bir bölümü, Türk istibaratı tarafından siyasi suçlamalar ile kaçırılanların getirilip işkence edildiği yer olarak kullanılıyor.
-Efrîn şehir merkezinde bulunan Karama Okulu, göz altı ve işkence merkezine dönüştürüldü.
-Efrîn merkeze bağlı Kurtek köyündeki bazı villalar kaçırma ve işkence merkezine dönüştürüldü.
-Maratê eski ve yeni hapishanesi, kaçırılıp işkence edilen ve bırakılmaları karşılığında fidye istenilen mahkumların, fidye ödenene kadar tutuldukları yer olarak kullanılıyor. Bu hapishanelerin kontrolü şu anda El Hamzat grubunda.
-Şam Cephesi grubuna ait El Maasara hapishanesinde (Saco) yaklaşık 600’den fazla kaçırılan Kürt vatandaşı tutuluyor. Burada çok ağır işkencelere maruz kalan esirler, kötü sağlık koşullarında yaşadıkları gibi ayrıca aileleriyle görüştürülmüyorlar.”
Ayrıca işgalden önce Demokratik Özerk Yönetimin siyasi, askeri, asayiş vb. gibi herhangi bir mekanizmasında çalıştığı tespit yada şüphe edilen Kürtler, Rai kasabasındaki cezaevine götürülüyor. Bu zindan doğrudan MİT ve TSK’ye bağlı ve buradaki tutsaklara ölüme kadar götüren ağır işkenceler yapılıyor. Buradaki esirlerin içinde kadınlar da var.
Doğa katliamı
Efrîn saldırılarının başladığı 20 Ocak tarihinden bu yana bombardıman sonucu önemli oranda arazi ve ağaç yakılırken, paramiliter grupların talanları sonucu da 100 binlerce ağaç kesildi. Efrîn İnsan Hakları örgütünün verilerine göre şunlar söylenebilir:
“-2 bin 180 bin dönüm arazi yakıldı ve 10 binden fazla zeytin ağacı yakıldı.
-Paramiliter gruplartarafından yakılacak odun ticareti için ise 450 binden fazla zeytin ve orman ağacı kesildi.
-Bunların 300 binden fazlası nadir bulunan yaşlı ağaç ve 15 bini de meşe ağacıdır.”
64 okul yıkıldı
Efrîn’de saldırıdan önce toplam okul sayısı 318’di.
İlkokulda 42 bin, ortaokulda 9 bin, lise 550 ve üniversitede 450 olmak üzere toplam 52 bin öğrenci eğitim görüyordu. Fakat işgal saldırısıyla birlikte öğrenciler eğitimden mahrum bırakıldı.
Saldırılar sürecinde Türkiye’nin bombardımanlarında 86 okul hedef alındı ve bunlardan 64 tanesi tamamen yıkıldı.
20 binden fazla tarihi eser kaçırıldı
Türkiye saldırısı sırasında bazı tarihi mekânları bombalayarak büyük oranda yıktı. İşgalin ardından ise şehirdeki onlarca tarihi mekânı ağır iş makineleri ile kazdı. Binlerce tarihi eser çalındı ve Türkiye’ye götürüldü.
2019 Temmuz ayı içerisinde Efrîn Kantonu Arkeoloji Müdürlüğü Eşbaşkanı Hemîd Nasir Türk devletinin Temmuz 2019 ortasında Türk devletinin 16 bin tarihi eseri çaldığını ve bunun büyük bir bölümünün Türkiye’deki müzelere satıldığını söyledi. Nasır Türkiye’nin tarihi alanlarda yarattığı birçok tahribatı belgelediklerini ve kentteki tarihi mekanlarda yarattığı tahribatın yerinde incelenmesi için bir uluslararası komite kurulması çağrısı yaptı.
Efrîn İnsan Hakları Örgütü’nün Temmuz 2019 sonunda yayımladığı rapora göre, Efrîn’de Türkiye ve güdümündeki paramiliter gruplar 42 tarihi yer, arkeolojik höyük ve kutsal mekanda hazine aradı, tahrip veya talan edildi. Bu yerlerde alınan 20 bin tarihi parça çalınarak yurtdışına çıkarılarak satıldı.
Efrîn Kantonu Arkeoloji Müdürlüğü Eşbaşkanı Hamid Nasır’ın çağrısı ve Efrîn İnsan Hakları Örgütünün raporuna rağmen uluslararası kurumlar Efrîn’deki tarih talanına sessiz kaldı ve Efrîn’de tarih talanı ve kazılar bu güne kadar da devam etti.
Tahrip edilen mekanlar
Efrîn İnsan Hakları’nın yayımladığı rapora göre, tahrip edilen ve UNESCO listesinde yer alan, yağmalanan tarihi ve dini yerler şu şekilde:
“Ayn Dara Tapınığı, Şera ilçesindeki Hurri Kalesi , Qestel Cindo’daki Ezdilere ait kutsal Şêx Hemîd Türbesi, Şera ilçesindeki Ezdilere ait Baflûnê Türbesi, Şera ilçesindeki Qere Curên Türbesi, Şera ilçesindeki Şînka Türbesi, Şera ilçesindeki Nurîr Dersimî ve eşinin yer aldığı Şêx Henan Türbesi, Efrîn’in Xelnêrê köyündeki a Saraqizê Türbesi, Cindirês ilçesi Kanî Gewrkê köyündeki Şêx Ebdulrehman Türbesi, Îska köyünün mezarlığı, Şera ilçesindeki Hurriler döneminde kalma antik tiyatro, Şera /Dêr Siwanê höyüğü, Şera / Girê Ereb Şêxo höyüğü, Şera / Kefer Romê höyüğü, Parsexatûnê Dağı, Omera – Berava köyündeki höyükler, Qîbarê köyü , Stêr köyü höyüğü, Cindirês / Hemamê köyünde bir tarihi taş, Reco / Elbîskê köyü, Cindirês / Kora köyündeki tarihi kuyular, Reco’daki Meydan Ekbes höyüğü, Cindirês’in Sîdankê köyündeki tarihi yerler, Cindirês’in Kora köyündeki Elotê kuyusu, Reco – Gewinda köyündeki Şêxmûs Türbesi Reco Sêmalka höyüğü, Cindirês / Çobana köyü Xeraba Elo harabeleri, Cindirês / Qurbê köyü harabeleri, Cindirês’deki tarihi höyük askeri ve helikopter pistine çevrildi, Şiyê / Turmîşa köyündeki Xeraba Reza harabeleri, Ziravkê höyüğü, Mabeta / Ereba köyü harabeleri, Efrîn / Eyn Hecerê köyü höyüğü, Mabeta / Girê Kitix höyüğü, Mabeta / Girê Durumiyê höyüğü, Mabeta / Gemrûkê köyü höyüğü, Bilbilê / Yexmûr Dada Türbesi , Bilbilê / Ebîdanê höyüğü, Şêrewa / Beradê höyüğü, Şêrewa / Kîmarê köyü harebeleri, Şêrewa / Birc Ebdalo köyü harebeleri , Şêrewa / tarihi Duderî mağarası.”
Okullar askeri üsse dönüştü
Efrîn’de bulunan okulların çoğu da askeri üsse dönüştürüldü. Efrîn’de askeri üs olarak kullanılan okullarla ilgili bilgiler şöyle:
“-Cindires’te bulunan bir okul askeri hastaneye dönüştürüldü.
-Efrîn merkez’de bulunan Şehit Azime okulu askeri merkez olarak kullanılıyor ve paramiliter burada askeri eğitim görüyor.
-Efrîn’de Ezhar Okulu istihbarat merkezi olarak kullanılıyor. Ayrıca bu okulda gizli bir zindan bulunuyor.
-Viyan Amera Kürt Dili Akademisi (yüksekokul) askeri üs olarak kullanılıyor.
-İttihat El Erebi Okulu askeri üs olarak kullanılıyor.
-Şehid Cigerxwin Okulu Türk devletinin komando merkezi yapıldı.
Efrîn’de bulunan İtihad el Erebi okulu şimdi askeri üs oldu.
-Ticara okulu polis merkezi oldu.
-Ziraat okulu Türk devleti tarafından kurulan Efrîn meclisi merkezi yapıldı.
-Esdiqaa Okulu Ahrar Şarqiye çeteleri tarafından merkez olarak kullanılıyor.
-Ayrıca Efrîn işgal edildiğinde Sanayi okulundaki tüm eşyalar talan edildi.”