İki yıldır Türkiye ve selefi grupların kontrolü altında olan Efrîn, eski günlerini arıyor. İç savaş boyunca çatışma görmemiş bir cennet parçası olan kent, uzun süredir zeytiniyle, kültürüyle değil, talan, yağma ve kaçırmalarla anılıyor
Tarihi insanlığın köklerine kadar uzanan Efrîn, binlerce yıldır Kürt merkezi olmuş bir şehir. 2012’den sonra başlayan süreçte ve Ocak 2014’te ilan edilen Demokratik Özerk Yönetim döneminde Suriye rejimi, Türkiye ve IŞİD tarafından kuşatılmış olmasına rağmen kendini ekonomik, demokratik, kültürel, siyasal anlamda hep geliştirmişti. Oysa şimdi artık korkunç uygulamalarla anılıyor. Son iki yılda Efrîn’de 545 sivil katledildi, 6 bin insan kaçırıldı, onlarca okul ve ev işkencehane ve zindana dönüştürüldü. Efrîn yaklaşık 2 yıldır tarihi, doğası, kültürü ve insanıyla tam bir kırıma maruz kalıyor. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) ve Efrîn İnsan Hakları Örgütü’nün aralık ayı verilerine göre, 20 Ocak 2018’den bugüne kadar 486’sı bombardımanlarla, 54 kişi de gördüğü işkenceden dolayı toplam 545 sivil yaşamını yitirdi. Katledilen Efrînlilerin çoğu da kadın. Yine bu bombardımanlarda 300’ü çocuk, 210 kadın olmak üzere 670 kişi de yaralanırken, en az 60 kadın tecavüze uğradı.
İlk günden beri talan
18 Mart 2018’de bütün dünya AFP muhabirlerinin objektifinden o görüntülere tanık olmuştu. ‘Savaş ganimeti’ adı altında Efrînlilerin işyeri ve evlerini yağmalıyor, dükkanlardan yüklendikleri paketleri götürüyorlardı. Yağma daha sonra da devam etti. Efrîn’deki 270 zeytin presinin 140’ı tümden çalınarak Türkiye ve Ezaz’a götürülüp satılırken, geriye kalanların sahipleri de ÖSO’cularla ortak olmaya zorlandılar. 7 pirinç ve sabun fabrikasının makineleri ve depolardaki ürünler talan edildi. SOHR’a göre, operasyondan önce Efrîn’de 100 bin civarında küçük ve büyük baş hayvan bulunuyordu. Bugün ise bunların ancak yüzde 20’si kalmış durumda.
Zeytin ve zeytinyağı
Efrînlilerin temel geçim kaynağı tarım ürünleri ve zeytini de kitabına uydurulan protokollerle Türkiye’ye kaçırıldı. Efrîn Tarım Konseyi, 2017’de Efrîn’den üretilen 15 bin ton buğdayın 2018’de 20-25 tona ulaştığını ve hepsinin çalındığını belirtirken, Tunus ve Türk fabrikalarının bu işte ortak olduklarını aktardı. Bu arada, 700 bin nar ağacının tüm ürünleri talan edildi ve ağaçların büyük bölümü kesildi. Efrîn zeytinin yüzde 85’i Türkiye’ye götürülüyor. 2018 yılında yaklaşık 220 bin ton Efrîn zeytini Hatay’daki sıkımhanelere götürülerek elde edilen zeytin yağının büyük çoğunluğu İspanya’ya pazarlandı. Bir kısmı ise iç piyasaya sürüldü. Türkiye Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, “Gelirin PKK’ye gitmesini istemedik” diye itirafta bulunurken, Efrîn İnsan Hakları Örgütü ise 2018 yılında Efrîn’den Türkiye’ye kaçırılan zeytinden 70 bin ton zeytinyağı üretildiğini belirtiyor.
6 bin kişi kaçırıldı
Efrîn İnsan Hakları Örgütü ve North Press Agency (NPA) verilerine göre, 20 Ocak 2018’den bu yana kentte en az 6 bin sivil kaçırıldı. Kaçırılan kişilerin 700’ünün ağır işkencelerden geçirildiği ortaya çıkarken, 3 bin 300’ünden hâlâ haber alınamıyor. Bu arada, insan kaçırıp fidye isteme de ÖSO grupları için ayrı bir kazanç ve talan kapısına dönüştü. Birçok kişi korkudan dolayı bu uygulamaları gizledi.
Her yer zindan
ÖSO unsurlarının hakimiyetinden sonra birçok okul ve evlerin alt katları cezaevine dönüştürüldü. Başta Demokratik Özerk Yönetim mekanizmalarında yer almış Kürtler olmak üzere Efrînliler, merdiven altı sorgu merkezlerinden geçirildi. Efrîn İnsan Hakları Örgütü’ne göre, Ezher Efrîn özel okulunun bir bölümü, Karama Okulu, Efrîn merkeze bağlı Kurtek köyündeki bazı villalar, kaçırma ve işkence merkezine dönüştürüldü. Maratê eski ve yeni hapishanesi, mahkumların, fidye ödenene kadar tutuldukları yer olarak kullanılıyor. Bu hapishanelerin kontrolü şu anda El Hamzat grubunda. SOHR’un bildirdiğine göre, Şam Cephesi’ne ait El Maasara hapishanesinde (Saco) yaklaşık 600’den fazla kaçırılan Kürt tutuluyor. Burada çok ağır işkencelere maruz kalan esirler, aileleriyle görüştürülmüyor.
Doğa katliamı
Efrîn İnsan Hakları Örgütü’nün verilerine göre, 2 bin 180 bin dönüm arazi yakıldı ve 10 binden fazla zeytin ağacı yakıldı. Yakılacak odun ticareti için ise 450 binden fazla zeytin ve orman ağacı kesildi ki, bunların 300 binden fazlası nadir bulunan yaşlı ağaç ve 15 bini de meşe ağacıydı.
Okullar yıkıldı, eğitim durdu
Human Right Watch (HRW) raporlarına göre 2018’de Efrîn’deki toplam okul sayısı 318’di. İlkokulda 42 bin, ortaokulda 9 bin, lise 550 ve üniversitede 450 olmak üzere toplam 52 bin öğrenci eğitim görüyordu. Saldırılar sırasındaki bombardımanlarında 86 okul hedef alındı ve bunlardan 64 tanesi tamamen yıkıldı. Bu arada, okulların çoğu askeri üsse dönüştürüldü. Cindires’teki bir okul askeri hastaneye dönüştürülürken, Efrîn’deki Şehit Azime okulu askeri merkez haline getirildi. Ezhar Okulu ise istihbarat merkezi olarak kullanılıyor. Ayrıca, Viyan Amera Kürt Dili Akademisi, İttihat El Erebi Okulu, Şehid Cigerxwin Okulu, Ticara Okulu, Ziraat Okulu, Esdiqaa Okulu, artık askeri merkez ya da cezaevi olarak kullanılıyor.
Kürtçe düşmanlığı
Kente hakim olan Türk ordusu ve ÖSO grupları, Kürtçe’ye ait sembolleri de yok etti. Efrîn’in sembollerinden olan Newroz Kavşağı’nın ismi Husin El Zeytun olarak değiştirildi. Weteniyê Kavşağı’na ise Recep Tayyip Erdoğan’ın ismi verildi. Yine Demirci Kawa’nın isminin verildiği meydana şimdi Selahaddin Eyyubi Meydanı deniliyor. Bilbilê ilçesine bağlı Kotana köyünün ismi Zafer Obası, Qestela Miqdad’ın ismi Selçuk Obası ve Kurzêla Çiyê köyünü ismi de Cafer Obası olarak değiştirildi.
Büyük göç dalgası
2018’de Efrîn’in nüfusu 550 bin idi. Şimdiyse 300 binden fazla Efrînli sivil topraklarını terk etmiş durumda. Öyle ki, kentte bulunan Efrînli oranı yüzde 20’lere düştü. Şu anda nüfusun yüzde 80’ini Hama, Humus, İdlib, Dera ve Guta’dan getirilerek yerleştirilen Selefi gruplar ve aileleri oluşturuyor. ÖSO grupları, Efrîn’deki Şex El-Hadid bölgesi evlerinin yüzde 90’ını ele geçirdi ve mülklerini paylaştırdı. North Press Agency (NPA), yerel kaynaklardan aldığı bilgilerle yaptığı haberde, ÖSO gruplarının bölgede el konulan 2 bin 500 evin dışında, Şex El-Hadid semt sakinlerinin evlerinin çoğunu ele geçirildiğini bildirdi.
Göç edenler de kurtulamadı
Efrîn’den göç etmek zorunda kalarak Şehba’ya geçen sivillere yönelik saldırılar da devam etti. Kentten göç etmek zorunda kalanların bulunduğu Efrîn Şêrawa ilçesi ve Şehba’ya yönelik ağır silah ve top atışları hiç bitmezken, 41 sivil yaşamını yitirdi, çoğu çocuk ve kadın 78 sivil de yaralandı ya da sakatlandı. En son olarak da 2 Aralık 2019’da Efrînli sivillerin bulunduğu Şehba’nın Til Rıfat ilçesine yapılan top atışlarında 8’i çocuk 12 sivil yaşamını yitirdi.
Kadınlar baskı altında
Efrîn’in özgürlüğe ve hoşgörüye alışkın kadınları, 2018’den sonra ciddi bir baskı altına girdiler. Kentteki kadınlara kara çarşaf giyme zorunluluğu getirildi ve sokağa çıkışları yasaklandı. Bu arada, 50’den fazla kadın katledildi, 210 kadın yaralandı, 60 kadın tecavüze uğrarken, 3 kadın intihar etti.
İbadethaneler yıkıldı
2018’den önce dinsel inançlar açısından Suriye’nin en özgür yerlerinden biri olan Efrîn’de ÖSO güçlerinin gelişinden sonra durum değişti. Efrîn Êzidî Birliği binası da dahil 10 inanç merkezi ve ibadethane yıkıldı. Efrîn’deki Êzidîlerin nüfusu 25 binden 7 bine düştü. Üstelik Basûfanê Camii’nde Êzidîlere zorla İslamiyet dayatılmaya başlandı. Mabata ilçesindeki Alevilere ait merkez binası yıkıldı, bölgedeki Alevilerin çoğu göç etmek zorunda kaldı. Efrîn kent merkezindeki Rai Salih Evangelist Kilisesi’ndeki eşyalar yağmalandı.
Tarih talan edildi
Efrîn’e yapılan saldırı sırasında bazı tarihi mekânlar bombardıman altında kalarak tahrip oldu. Onlarca tarihi mekân ağır iş makineleri ile kazıldı, tarihi eserler çalındı. Efrîn Kantonu Arkeoloji Müdürlüğü Eşbaşkanı Hemîd Nasir, 16 bin tarihi eserin çalındığını açıkladı. Efrîn İnsan Hakları Örgütü’nün Temmuz 2019 sonunda yayımladığı rapora göre, Efrîn’de ÖSO grupları, 42 tarihi yer, arkeolojik höyük ve kutsal mekanda hazine aradı, 20 bin tarihi parça çalınarak yurt dışına çıkarılarak satıldı. En son Ayn Dara’daki Bazalt Aslan Anıtı’nın çalınması ise Reuters tarafından da doğrulandı. SOHR’un verdiği bilgiye göre, MÖ 1300-700 yıllarında Hititler tarafından yapıldığı tahmin edilen Ayn Dara Tapınağı’ndaki Bazalt Aslan Anıtı birdenbire ortadan kaybolmuştu. Ayrıca, SOHR, tarihi MÖ 280’e kadar uzanan El-Nabi Hori bölgesi de ÖSO’nun yağma alanlarından biri olduğunu ve eserlerin Facebook üzerinden satıldığını bildirmişti.
HABER MERKEZİ