Diyarbakır Newrozu’nda devletin skandal uygulamaları; Çocuklar çıplak aramaya maruz kaldı, kan örneği ve parmak izi alındı, iki yaşındaki çocuk, arama noktasından ulusal kıyafeti çıkarılarak çıplak olarak geçebildi
Gülcan Dereli
Newroz kutlamalarına milyonlar akın etti. Birçok noktada polisin yıldırma politikasına karşı onlarca kentte milyonlarca Kürt meydanlara, sokaklara çıkarak Newroz Bayramı’nı kutladı. Ancak Newroz’a katılımı engellemek için Kürt çocuklarına akıllara durgunluk veren uygulamalar yapıldığı ortaya çıktı. Aralarında 2 ila 5 yaşındaki çocukların da olduğu çok sayıda kişi gözaltında ‘kan’ donduran uygulamalara maruz kaldı. Çocuklar çıplak aramaya maruz kalırken, kan örneği ve parmak izi alındı. 2 yaşındaki bir çocuğun da kontrol noktasında ulusal kıyafet giydiği için alınmadığı, polisin ‘ya çıkarırsın o şekilde girersin ya da giremezsin” dediği ortaya çıktı. Duruma tepki gösteren baba, “Ne olursa olsun Newroz’a katılacağız” diyerek çocuğunun elbisesini çıkarmak zorunda kaldı, küçük bebek babasının montuyla çıplak olarak arama noktasından geçebildi. Gözaltında ve kontrol noktalarındaki uygulamaların devletin kendi yasalarına da aykırı olduğunu belirten Avukat Mehdi Özdemir, “Hem mevzuata aykırı bir işlem yapıldı. Hem çocukların bedensel ve manevi unsur açısından kötü muamele oluşturacak şekilde bir işlem, cerrahi işlem gerçekleştirildi. Bu yönü itibariyle de savcının talimatı suç teşkil etmekte” dedi.
Çocuklar çıplak bırakıldı
Özellikle Diyarbakır Newrozu’ndan Kürt ulusal kıyafetlerine olan tahammülsüz had safhaya çıktı. Irkçı skandal uygulamalardan bazıları Diyarbakır’ın Bismil ilçesinde 19 Mart’ta yapılan Newroz kutlamasında yaşandı. Bismil’de anneleriyle birlikte Newroz’u kutlamak isteyen 5 yaşındaki A.B ve E.B. isimli ikiz çocuklar Kürt ulusal kıyafeti giydikleri için üzerleri çıkarılarak gözaltına alındı. Skandal bununla da sınırlı kalmadı. 5 yaşındaki çocuklardan parmak izi alınıp fişlendiler.
Kürt çocuklarına yönelik başka ırkçı saldırılar da ortaya çıktı. 2 yaşındaki, 2.5 yaşındaki çocukların ulusal kıyafetlerinin soğukta çıkartılması sağlandı. Çocuklardan biri Av. Müslüm Dalar’ın 2.5 yaşındaki oğluydu.
Ulaştığımız Diyarbakır Barosu Çocuk Merkezi Başkanı Av. Emin Gün, Diyarbakır Newrozu’nda polisin birçok hukuksuzluğa imza attığına dikkat çekti. Av. Emin Gün iki yaşındaki çocuklara da ulusal kıyafet nedeniyle yapılan zulüm konusunda şunları söyledi: “Üzerinde ulusal kıyafet olanlar zaten gözaltına alındı. Üzerinde ulusal kıyafet olmayan çocuklar da çıplak aramaya maruz kaldı. Newroz alanında tesadüfen karşılaştığımız meslektaşlarımızın iki yaşındaki çocuğunun bile üstünün çıkarıldığını öğrendik. O soğukta çıplak aranmıştı. Çocuk korkunç durumdaydı. Sadece bir çocuğa ilişkin bir durum değil bu tüm çocuklara yapıldı” dedi.
İki yaşındaki çocuk çıplak bırakıldı
Diyarbakır Newrozu’nda devletin skandal uygulamaları; Çocuklar çıplak aramaya maruz kaldı, kan örneği ve parmak izi alındı, iki yaşındaki çocuk, arama noktasından ulusal kıyafeti çıkarılarak geçebildi
Gülcan Derelihttps://t.co/bj6zYvxTeg pic.twitter.com/940VxDH9LJ
— Yeni Yaşam Gazetesi (@yeniyasamgazete) March 28, 2022
‘Polis, ‘bu üst ile alamayız’ dedi’
Bebeğinin üzerinde ulusal kıyafet olduğu için içeri alınmayan Av. Müslüm Dalar, o gün yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: “Ben Bismil tarafından gelirken Kamışlo bulvarında barikat kurmuşlardı. Zaten o gaz sıkılan yerdeydi. Annesi arama noktasına gitti, ben de çocuğumu aldım arama noktasında girmeye çalıştım. Bir saat gibi orada takılı kaldım. En son çocuk olduğu için gençler yol verdi. Çocuklu ailedir geçsin diye. Arama noktasına gittiğimde çocuğun üzerindeki yeşil bir elbise vardı. Polis, ‘bu üst ile alamayız’ dedi. Ben de yaklaşık 10 dakika falan itiraz ettim. ‘Çocuktur bu kıyafette ne var’ dedim. O da, ‘ben izin versem bile 4 arama noktası daha var kesinlikle içeri giremezsin. Bu üstünü çıkarmalısın’ dedi. Ben de yarım saat amirleriyle konuştum, geçmeye çalıştım. Hiçbir şekilde izin vermeyeceklerini söylediler. Hatta beni geri döndürmeye çalıştı. ‘İçeride olaylar var, gözaltılar var, çocuğu annesine götür, içeri girip ne yapacaksın, geri dön’ şeklinde beni ikna etmeye çalıştı. Amirleri, ‘ya çıkarırsın o şekilde girersin ya da giremezsin’ dedi. Ben de çıplak bile olsa ben geçeceğim dedim. Sonra ben çocuğu ikna etmeye çalıştım elbisesini çıkardık, montumu çıkarıp çocuğa sararak Amed Newrozu’nun olduğu alana girebildik.”
Kan örneği aldılar
Diyarbakır Newrozu’nda aralarında 10 yaşında çocuğun da bulunduğu onlarca çocuk gözaltına alındı. 42 çocuktan savcılığın talimatıyla kan örnekleri alındı. Kürt çocuklarına yaşatılanları Diyarbakır Barosu Yönetim Kurulu üyesi Avukat Mehdi Özdemir ile konuştuk.
Gözaltına alınan çocukların yaşadıklarını gazetemize anlatan Av. Özdemir, şunları söyledi: “32 çocuk 21 Mart 2022 tarihinde gece 12 ile 22 Mart 2022 tarihi gece 1 ila 2 arasında 32 çocuk ailelerine teslim edilerek serbest bırakıldı. 42 çocuk hakkında ise gözaltı kararı verildi. Ertesi gün bu çocuklar adliyeye çıkarıldı ve savcılık talimatıyla kan örnekleri alınarak serbest bırakıldılar. 74 çocuk hakkında soruşturma faaliyetine başlanıldı. Bu çocuklardan bir tanesi 10 yaşında. Yani 12 yaşından küçük hakkında herhangi bir yakalama ve gözaltı işlemi yapılamayacak bir çocuk. Mevzuata göre yapılamaz. Yakalama, gözaltına alma yönetmeliği 19. maddesine göre yakalama ve gözaltı işlemi yapılamayan 10 yaşındaki bir çocuk gece saat 10 sıralarına kadar emniyette nezarethanede tutuldu. Hürriyetinden yoksun bırakıldı bu anlamda ve kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı ihlal edildi. Bu bir çocuk açısından” dedi.
Kötü muamele
73 çocuğun ise gözaltında tutulma koşullarına dikkat çeken Av. Mehdi Özdemir, “Bir kısım çocuklar çocuk şube müdürlüğünde nezarethanede ve gözetim odasında bekletildi. Bir kısım çocuklar ise göçmenler şube müdürlüğünde nezarethanede tutuldu. Çocukların nezarethane koşulları gözetim odasındaki kalma koşulları itibariyle sayıca daha az kişinin kalabileceği yerlerde çocuğun barınması ortaya çıktı ve bu anlamda çocukların nezarethane koşulları ciddi anlamda kötü muamele yasağını ihlal edecek nitelikte bir durum oluştu. Çocuklar gece boyunca tıkış tıkış bir oda içerisinde kalmak zorunda bırakıldılar” diye konuştu.
Gerekçe Newroz’a katılım
Çocuklara yönelik uygulamaların daha da ileri taşınarak kan örneği alındığına dikkat çekildi. Konuya ilişkin bilgi veren Av. Özdemir, şunları dile getirdi: “Çocukların gözaltına alınma gerekçesi Newroz’a katılmak Newroz’a hangi amaçla, kimin talimatıyla neden katıldı noktası sorulan sorular, başlıca söylüyorum. Başka bir gerekçe yok. Bu gerekçe kendi içerisinde sadece toplantı ve gösteri hakkı kapsamında 2911 sayılı toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet etme kapsamında bir suç gerektiriyor. Bu suç kapsamında yapılacak olan işlem herhangi bir şekilde kan örneğini alma gerektirmeyecek maiyette. 52/71 sayılı ceza mahkemesi kanunu 81. maddesinde bedensel muayene, kan örneği alınması, parmak izi alınmasının soruşturma kapsamında gerekli olmasını ifade ediyor. Fakat kan örneği alınması çocuklar açısından hangi suçtan gözaltına alınmışlarsa o suç açısından gerekli olması koşuluyla alınabilir. Fakat çocukların gözaltına alınma gerekçesi Newroz’a katılım olduğu için herhangi bir şekilde kan örneği alınmasını gerektiren yasal unsurlar oluşmadı.”
‘Savcının talimatı suç’
Kan örneğinin savcılık talimatıyla alındığının altını çizen Av. Özdemir, şöyle devam etti: “Buna rağmen savcılık bu yönde bir talimat verdi ve çocuklar adliyeye çıkarıldıktan sonra hastane sevk edildiler, ondan sonra gecenin ilerleyen saatlerine kadar kan alma işlemleri sürdü ve sonrasında serbest bırakıldılar. Kan örneğinin alınmasına ilişkin yasal mevzuatın ihlal edilmesinden kaynaklı çocuklardan alınan kan alma işlemi kötü muamele yasağını oluşturmaktadır. Hem mevzuata aykırı bir işlem yapıldı. Hem çocukların bedensel ve manevi unsur açısından kötü muamele oluşturacak şekilde bir işlem cerrahi işlem gerçekleştirildi. Bu yönü itibariyle de savcının talimatı suç teşkil etmekte, yapılan gözaltı işlemi suç teşkil etmekte, kötü muamele yasağı ihlal edilmiş olmakta. Çocuklar açısından yasal mevzuata aykırı kan örneğinin alınması işlemi kendi içerisinde de TCK 94 kapsamında işkence suçunu oluşturur. Çünkü bir insanın bedensel yönü itibariyle kan örneği alınması işlemi bir ıstırap verici bir işlemdir. Bu noktada savcı görevini kötüye kullanmıştır. Ve işkence suçu yapılan cerrahi işlem nedeniyle oluşmuştur.”
*
32 çocuk 12 ile 15 yaş arasında
Diyarbakır Barosu Yönetim Kurulu üyesi Av. Mehdi Özdemir, bir başka detaya da dikkat çekti: “32 çocuk, 12-15 yaş aralığındaki çocukları serbest bıraktılar. Fakat şöyle bir durum var. Sadece 12-15 yaş aralığındaki çocukları değil içlerinde slogan atmamış yani böyle bir iddia var slogan attın diye bir iddia var. Veya buna ilişkin olarak gözaltına alındıkları yer itibariyle kategorize ederek serbest bıraktırdılar. Yani Newroz alanına girmekle Newroz alanına girmek isterken gözaltına alınan kişiler arasında bir ayrım yaptılar. Veya platforma yakın bir yerde gözaltı işlemi yapılmış olan çocukla Newroz alanından görece olarak uzak olan çocuk arasında bir ayrım yaptılar. 15 ile 18 yaş aralığında olup da bu yönü itibariyle alandan görece olarak uzak bir yerde gözaltına alınmış hakkında slogan attığına dair bir iddia olmayan kişiler de serbest bırakıldı.”
Konuyla ilgili Diyarbakır Barosu ve Özgürlükçü Hukukçular Derneği olarak bir rapor hazırlığında olduklarını söyleyen Av. Özdemir, “Yakın zamanda bunu kamuoyu ile paylaşacağız” dedi.