ÖSO tarafından Türkiye’ye teslim edildikten sonra gözaltında işkence ve kötü muameleye maruz kalan ve yaş tespiti yapılmaksızın, 17 yaşındayken ‘ağırlaştırılmış müebbet’ hapis cezası verilen Rojavalı Zaim Hişman Ali’nin durumuna ilişkin İHİK’e yapılan başvuru, alt komisyona havale edildi
Bedri Adanır
17 yaşında Rojavalı Zaim Hişman Ali’ye tek celsede ‘ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası’ verilmesini Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’na taşıyan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Mardin Milletvekili Kamuran Tanhan, Zaim Hişman ALİ’nin halihazırda tutulduğu hapishane olan Antalya S Tipi Hapishane’ndeki koşullarının yerinde incelenmesini talep etmişti.
‘İHİK işkence iddialarını görmezden geliyor’
Gazetemize konuşan Tanhan, Zaim Hişman Ali’nin göz altındayken işkence ve kötü muameleye maruz kaldığı bilgisine ulaştıklarını ifade eden Tanhan, başvurularında ALİ’nin yaşının tespit edilmesini de talep ettiklerini ancak başvurularına verilen cevapta bu hususun, işkence ve kötü muamele iddialarıyla birlikte görmezden gelindiğine dikkati çekti.
Başvurunun cezaevindeki koşulların yerinde incelenmesi için ise İHİK Komisyonu bünyesinde bulunan Hükümlü ve Tutuklu Hakları İnceleme Alt Komisyonu’na havale edildiğini söyleyen Tanhan Komisyonun yasanın kendisine verdiği sorumluluktan kaçtığını dile getirdi. Tanhan sözlerini şöyle sürdürdü:
‘İHİK, görev ve sorumluluktan kaçıyor’
“Oysa biliyoruz ki daha önceden cezaevlerindeki işkence ve diğer hak ihlallerinin yerinde incelenmesi talepleri bu alt komisyon tarafından dikkate alınmamaktadır. Komisyon üyelerinin yeter sayısı yahut komisyon başkanının gündeme taşıması sonucunda yapılabilecek bu çalışmalar ne yazık ki sürekli göz ardı edilmektedir. Komisyondan taleplerimiz bir insanın 30 yıl boyunca haksız, hukuksuz bir şekilde dört duvar arasında kalmasına neden olacak haksızlığın ve hukuksuzluğun ortadan kaldırılması ve işkence iddialarının araştırılması iken bu yanıtla Komisyon yasanın kendisine verdiği sorumluluktan ve görevden kaçarak işkence başta olmak üzere hak ihlallerinin üstüne örten, görmezden gelen bir tutum içine girmektedir.”
‘Bu keyfi hukuksuzluğa karşı durmak hepimizin sorumluluğu’
İHİK’in yasaların kendisine verdiği yetki ve sorumluluğun bir gereği olarak işkence iddialarını araştırması gerekirken görevden kaçtığına vurgu yapan Tanhan, ALİ’nin durumunun bir hukuk garabeti olduğunu dile getirdi. Tanhan, hepimizin sorumluluğudur, diyerek şu çağrıyı yaptı:
Hukuk garabetine dönüşen bu kötücül manzara karşısında Zaim Hişman ALİ gibi sesi duyulmayanların sesi olmak, dayanışma ve mücadele ağlarını daha güçlü örerek bu keyfi hukuksuzluğa karşı durmak hepimizin ortak sorumluluğudur.
ANKARA