İHD Ankara Şubesi’nin, İç Anadolu bölgesinde bulunan cezaevlerine dair hazırladığı 3 aylık hak ihlalleri raporuna göre, 19 tutuklu yaşamını yitirdi, 32 tutuklunun işkence ve kötü muameleye maruz bırakıldı.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi, İç Anadolu bölge cezaevlerinde yaşanan 3 aylık hak ihlallerine ilişkin hazırladığı raporu, şube binasında düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı. Toplantıda konuşan İHD Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Nuray Çevirmen, 2020 yılı Nisan-Mayıs-Haziran aylarında İç Anadolu Bölgesi’ndeki cezaevlerinde başta sağlık hakkı olmak üzere sorunların giderilmediğini, tutukluların gerek yasal düzenlemelerle gerekse Türkiye’nin imzaladığı uluslararası belgelerde güvence altına alınan “insanca yaşam” koşulların sağlanmadığını belirtti.
Toplam başvuru sayısı: 165
Tutukluların şiddete uğradıklarını ve iletişim haklarından mahrum bırakıldığını söyleyen Çevirmen, İHD Ankara Şube’sine 2020 Nisan-Mayıs-Haziran aylarında İç Anadolu Bölge Hapishaneleri için 123 kişi, diğer cezaevleri için 42 kişi olmak üzere toplam 165 kişinin başvurduğunu kaydetti. Çevirmen, İç Anadolu Bölgesi’nde bulunan Afyonkarahisar 1 Nolu Tipi, Aksaray T Tipi, Bolu F Tipi, Eskişehir L Tipi, Karaman T Tipi, Kırıkkale F Tipi, Kırşehir E T Tipi, Seydişehir E Tipi, Sincan Kadın, Sincan 1 Nolu L Tipi ve Tokat T Tipi Kapalı Cezaevi’nde yaşanan hak ihlallerini raporlaştırdıklarını söyledi.
Cezaevlerine ilişkin hazırlanan raporun detayları şöyle:
Sağlık hakkı ihlali
“* Mahpuslar hastaneye gidemiyorlar, gidilebilen çok acil durumlarda ise 14 günlük karantina sürecinde tek başlarına karantina koğuşlarında kaldı. Tek başına yaşamını devam ettiremeyen mahpuslar tek başlarına kalamadıkları için hastaneye gidemedi.
* Talep edilmesine rağmen odalar dezenfekte edilmemektedir. Sadece 1 şişe çamaşır suyu verildi.
* Hastaneye gidip dönen ve karantinaya alınan mahpusların ihtiyaçları yeterinde karşılanmadı.
* Ağır hasta olan mahpusların sağlıklarının korunmasına dair taleplerine rağmen tedbirler alınmamıştır.
* Hasta olanların hijyen ve dezenfektan malzemeleri karşılanmadı.
* Mahpuslar pandemi sürecinde sağlık imkanlarından yeterince yararlanamamakta, ilaçlar zamanında verilmemekte, revire çıkmak isteyenlere ‘doktor gelmemiş, revir açık değil ya da sıra yok’ denilmektedir.
* Pandemi başlangıcında verilen çok sınırlı temizlik malzemeleri artık verilmemekte, yüzde 100 artan fiyatla ücretli olarak verilmeye başlandı.
* Salgın açısından önemli olmasına rağmen havalandırmaya çıkarılmamakta olan mahpuslar bulunmaktadır.
* Maske ve eldiven talep etmelerine rağmen verilmedi.
İşkence, şiddet, kötü muamele
İHD’nin belirlemelerine göre, 2020 yılı Nisan-Mayıs-Haziran aylarında İç Anadolu bölgesindeki cezaevlerinde en az 32 tutuklunun işkence ve kötü muameleye maruz bırakıldığı kaydedildi.
* Aksaray Cezaevi’nde tutuklulara kaba dayak, tekli hücre ve tehdit ve hakaret edildi.
* Bolu Cezaevi’nde bir tutuklunun darp edildi, hastaneye gitmesine izin verilmezken disiplin cezaları verildi.
* Kırşehir E Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklulara psikolojik baskı uygulandı, bazı tutuklular darp edildi. Tutuklulara ayakta sayım dayatılarak, kabul etmeyenler kötü muameleye uğradı.
* Seydişehir T Tipi Kapalı Cezaevi’nde kalan 6 tutukluya ‘ayakta sayım’ dayatılması ardından tutuklular açlık grevine başladı. Ayakta sayımı kabul etmeyen tutuklular darp edilirken, bir tutuklunun burnuna yumruk atıldı, bir tutuklunun kollarında morluk oluştu. Açlık grevinde olan 6 tutukludan ikisi tekli hücreye alınırken, vitaminler verilmiyor.
Görüş ve iletişim hakkı ihlali
* Tutuklulara görüş ve iletişim cezaları verilerek baskı uygulandı.
* Sosyal faaliyetlerin (spor, sohbet, kurs) tamamen durduruldu.
* Tutukluların telefon görüşlerinin tek bir kişiyle sınırlandırılırken, aileleriyle yaptıkları haftalık telefon görüşmeleri basit bahanelerle yaptırılmadı.
* Pandemi döneminde tutuklular berbere çıkarılmadı. Havalandırma kapıları geç açılırken, erken kapanması, kantinden alınmış olan radyolarının toplatılıp, geri verilmemesi gibi birçok ha ihlali yaşandı.
* Kitap, dergi ihtiyacı karşılanmadı, tutukluların odalarında bulunacak kitap sayısı sınırlandırıldı. Tutuklulara yollanan kitap ve dergilerin bazıları sakıncalı denilerek verilmedi.
* Yazınsal ve edebi çalışmalarının ancak el yazısı ile yazabilmeleri, bunların çoğaltılması için ücretli fotokopi çekme olanağı mevcut durumda kullandırılmadı.
* Tutuklulara Yeni Yaşam ve Evrensel gazeteleri yargı kararı olmamasına rağmen verilmedi.
* Tutuklulara gelen mektuplar ya verilmiyor ya da uzun zaman sonra veriliyor.
* Tokat T Tipi Kapalı Cezaevi’nde iletişim cezası olan tutuklular aile görüşmesi olmaması nedeniyle pandemi sürecinde haftalık 20 dakikaya çıkarılan telefon hakkından yararlandırılmadı.
* Afyon 1 Nolu Kapalı Cezaevi’nde bir tutuklunun Kürtçe olarak yazdığı ve baskısı yapılan kitap ‘Kürtçenin yabancı dil kategorisinde’ olduğu değerlendirilerek kendisine verilmemiştir.”
Çevirmen, son olarak cezaevlerinde yapılan uygulamalara ilişkin şu önerilerde bulundu:
“* Yetkililer, hapishane müdürleri, kaynağını uluslararası insan hakları sözleşmeleri ve Anayasa’dan alan yasal düzenlemelere aykırı işlemler ve uygulamalar yapmaktadır. Tutukluların avukat görüşü, arkadaş görüşü ve aile görüşlerinden mahrum bırakılması, yine dışarıyla iletişim bağı olan telefon, faks ve mektup hakkının engellenmesi gibi uygulamalar insanlık onuruna aykırı uygulamalardır.
* İç Anadolu Bölgesindeki cezaevlerinde insanlık onuruna yakışır muamele yapılmamakta ve tutukluların şiddet, hakaret ve kötü muameleye ve hak ihlallerine maruz kalmakta, hasta olanların tedavileri aksatılmakta, iletişim ve bilgi edinme hakları engellenmektedir.
* Cezaevi idareleri tarafından hasta tutuklu veya hükümlülere diyete uygun yemek sağlanmalıdır.
* Hapishanelerdeki sağlık personeli sayısı arttırılmalıdır. Hastaların havasız, kışın soğuk, yazın sıcak ringler ile hastaneye sevk edilmesi, hastane önlerinde ringler içerisinde saatlerce bekletilmesi uygulamalarına son verilmelidir. Ağır hastaların ring araçları ile değil ambulansla hastanelere sevki sağlanmalıdır. Tek kişilik ring aracı tamamen kaldırılmalıdır.
* Hastaların revire çıkarılmaları, hastaneye sevkleri hızlandırılmalıdır. Teşhis, tedavi ve kontrollerinin uzman hekimler tarafından yapılması sağlanmalıdır.
* Kelepçeli muayene ve tedavi yöntemi uygulamasından vazgeçilmelidir. Bu uygulama nedeniyle birçok hasta mahpusun tedavisi yapılamamaktadır.
* Hapishanelere bağımsız sağlık kurumlarının girmesine ve inceleme yapmasına izin verilmelidir.
* Hapishanelerin denetiminde başta meslek kuruluşları ve insan hakları örgütleri olmak üzere ilgili kuruluşların yer alacakları şekilde yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
* Cezaevlerinin infaz sistemi ve hukuk sistemi ile bir bütünlük içinde ele alınarak değerlendirilmeli, insan haklarına, evrensel hukuk ilkelerine uygun çözümler üretilmelidir.
* Hakkında yasaklama, toplatma kararı olmayan gazetelerin hapishanelere alınmasının önündeki engeller kaldırılmalı ve temini sağlanarak gazeteler mahpuslara verilmelidir.
* Ailelerinden uzakta olan mahpusların, maddi koşullar ve hastalıklar nedeniyle gelemeyen ailelerine yakın cezaevlerine nakil talepleri kabul edilmelidir.
* Cezaevlerinde son dönemlerde artış gösteren işkence-darp vakalarına son verilmeli, sorumlu olan kişiler hakkında soruşturma açılmalı ve cezai yaptırımlar uygulanmalıdır.
* Cezaevlerinde meydana gelen intihar vakalarının önüne geçmek için mahpusları ruh ve bedensel bütünlüklerine yönelik tehditler ortadan kaldırılmalı, insan onuruna yaraşır uygulamalar geliştirilmelidir.
* Gerekli önlemi almayan ve etkisi olan kişiler varsa etkin soruşturmalar yapılmalı ve yaptırımlar uygulanmalıdır.
* Tüm cezaevlerinde yaşananlara, hak ihlallerine, sağlığa erişim engellerine karşı Adalet Bakanlığı’nı, ilgili tüm kurum ve kuruluşları göreve davet ediyoruz.”
ANKARA