İHD İstanbul, İzmir ve Ankara Hapishane Komisyonu tarafından yapılan eylemlerde hasta tutukluların durumuna dikkat çekilerek, ‘serbest bırakın’ çağrısında bulunuldu.
İHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu, hasta tutukluların serbest bırakılması talebiyle yaptığı “F Oturumu”nun, 364’üncüsünde kronik karaciğer hastası olan Memduh Kılıç’ın durumuna dikkat çekildi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu tarafından hasta tutukluların serbest bırakılması talebiyle Galatasaray Meydanı’nda yapılmak istenen “F Oturumu”nun, 364’üncü haftası da polis tarafından engellendi. Bunun üzerine açıklama İHD’nin Taksim’de bulunan binası önünde yapıldı. Hasta tutukluların fotoğraflarının taşındığı açıklamada, “Hasta mahpuslar serbest bırakılsın” ve “Tecrit öldürür dayanışma yaşatır” pankartları açıldı.
Bu haftaki açıklamada kronik bir akciğer hastası olan Memduh Kılıç’ın durumuna dikkat çekildi.
’18 yaşındaki hasta mahpus yaşamını yitirdi’
Basın açıklamasını İHD Hapishane Komisyonu üyesi Mehmet Acettin yaptı. Cezaevlerinin ölüm evi olmaya devam ettiğini dile getiren Acettin, “Bu hafta başında bir hasta mahpus daha hapishanede yaşamını yitirdi. Epilepsi hastası olan 18 yaşındaki Rıdvan Barış isimli mahpus, Elazığ’da bulunan kampus hapishanesinde kalp krizi geçirerek yaşamını yitirdi. Hasta mahpus Rıdvan Barış’ın kalp krizi geçirdiği sırada duvarları yumrukladığı ancak ilgilenenin olmadığı belirtildi” dedi.
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Leyla Güven’in İmralı’daki tecride son verilmesi talebiyle başladığı açlık grevini, tahliye olduktan sonra kalmakta olduğu evinde sürdürdüğünü belirten Acettin, insan hakları savunucuları olarak bu talebin karşılanmasını istediklerini belirterek, “Çünkü, tecrit işkencedir işkence insanlık suçudur diyoruz” diye belirtti.
27 yıldır cezaevinde
Hasta tutuklu Memduh Kılıç’ın 27 yıldır cezaevinde olduğunu vurgulayan Acettin, şöyle devam etti: “Birçok ilaca dirençli, kronik bir akciğer hastası. Kılıç’ın, bir akciğerinin 3’te 2’si alınmış ve solunum cihazı kullanmak zorundadır. Daha önce kaldığı Silivri 5 No’lu L Tipi hapishanesine götürüldüğü, Silivri Devlet Hastanesi de naklinin Metris R Tipi hapishanesine yapılması gerektiğini, ileri tetkik ve tedavisi için de, Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesine sevkinin uygun olduğuna dair rapor vermiştir. Marmara ve Kartal Devlet Hastaneleri tarafından tüberküloz şüphesi olduğuna dair raporları bulunan Kılıç, 5-6 ay karantina altında tutulmuş, fakat ihtiyaçlarını tek başına karşılayamadığı için koğuşuna geri dönmek zorunda kalmıştır.” “27 kişilik koğuşta kaldığı için hem birlikte kaldığı arkadaşlarına bu hastalığı bulaştırma riski, hem de kalabalık ortamdan dolayı yeni bir enfeksiyon kapma riski bulunmaktadır” diyen Acettin, “Ayrıca iki yıldır diş problemi yaşamaktadır. Marmara Üniversitesi Diş Hastanesi, dokuz dişine acil cerrahi müdahale yapılması gerektiğini söylemiş, randevu alınmasına rağmen nedeni belirtilmeden idare tarafından randevusu iptal edilmiştir. Maltepe 1 Nolu L Tipi Hapishanesinde bulunan Memduh Kılıç’a Adli Tıp 3’üncü Adli Tıp İhtisas Kurulu: ‘Sekel akciğer tüberkülozu olduğu, dosyadaki mevcut belgeleri ve kurulumuz muayene bulgularına göre halihazırda; rehabilitasyon tipi hapishane şartlarında kalmasını gerektirecek bir tıbbi durum tespit edilmediği oy birliği ile mütalaa olunur’ görüşüne dayanarak, sevkini uygun bulmadığını ifade etmiştir” diye konuştu.
‘Durumum kötüleşiyor’
Kılıç’ın son gönderdiği mektubunu paylaşan Acettin, şunları söyledi: “Tedavim için Metris R Tipi Hapishanesine sevkimi istemiştim. 2 yıldır buradayım; tedavi olamıyorum ve hastalığım gittikçe ilerliyor ve sağlığım kötüleşiyor. Bir an önce tedavi olmam gerekiyor. Akciğerimin durumunun iyi olmadığına dair doktorlar rapor vermişler. Sevkimin acilen yapılması ve Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesinde tedavimin başlaması gerekiyor.” Kılıç’ın tedavisinin yapılmasını ve serbest bırakılmalarını isteyen Acettin, “Aksi takdirde bu hafta yaşamını yitiren Rıdvan Barış gibi acı bir son yaşanmaya devam edecektir. Yetkililere sesleniyoruz daha kaç hasta mahpusun ölmesine seyirci kalacaksınız” diye belirtti.
İzmir
İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi, “Hasta tutsaklar serbest bırakılsın” talebiyle yaptıkları eylemin 473’üncü haftasında Konak ilçesindeki Başbakanlık binası önünde bir araya geldi. Açıklamaya, Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay ve HDP yöneticilerin yanı çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcileri destek verdi. “Susma, suça ortak olma ölüyorlar” pankartının açıldığı eylemde, İzmir’in Aliağa ilçesinde bulunan Şakran 2 No’lu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde 24 yıldır tutuklu bulunan Akciğer hastası İbrahim Tekin’in durumuna dikkat çekti.
İbrahim Tekin
Şakran 2 No’lu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde 24 yıldır tutuklu bulunan İbrahim Tekin’in durumuna dikkat çeken avukat Aydın, şöyle devam etti: “İbrahim Tekin 1994’te İzmir Devlet Güvenlik mahkemesinde yargılanmış ve ceza almış. 1995’te ikinci davasından müebbet ceza almıştır. 24 yıldır hapishanededir. Birçok sağlık sorunlarıyla boğuşmaktadır. Akciğer sorunları nedeniyle nefes alma tüpü ( makine ) ile yaşamaktadır. Soğuklarda makinenin kullanımı sıkıntı olmaktadır. Ayrıca kapasiteye göre kalabalık bir ortamda yaşaması ona sıkıntı vermektedir. Uyku apnesi bulunmaktadır. Göbek fıtığı, kasık fıtığı, burun ve iç guatrdan ameliyatları geçirmiştir. Yine kendi bildirimine göre fıtık için Aliağa hastanesine gittiğinde film çekmişler ve kan almışlar. Tahlillerin sonucunda kadın doktor ‘ciğerinde kanser lekesi var’ demiştir. İbrahim Tekin’in şahsında tüm ağır hasta tutuklular serbest bırakılsın istiyoruz.”
Ankara
Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi, eylemlerinin 237 ‘nci haftasında 26 yıldır cezaevinde olan Refik Şünkür’ ün kolunu kullanamadığını ve kalp hastası olmasına rağmen tedavi için başka cezaevine nakledilme isteğinin reddedildiğini aktardı.
44 yaşında olan Refik Sünkür’ ün 26 yıldır cezaevinde olduğunu ve bel, boyun fıtığı hastalıkları, Troid, mide ülseri, reflü rahatsızlığı mevcut olup ve mide alt kapakçığının işlevini yitirmiş olduğunu belirten Turgut,” Şünkür’ ün sol kol dirseğinde yaralanmaya bağlı olarak 15 santimetrelik bir kemik kaybı mevcut. Kolu ile ilgili olarak yapmış olduğu girişimlere rağmen bir tedavi yapılmamış ve yapılmıyor. Kolunu kullanamadığından ihtiyaçlarını yeterince karşılayamıyor. Kalbindeki ritim bozukluğundan kalp pili taşıyor olmasından dolayı 6 ayda bir düzenli olarak kontrole götürülmesi gerekiyor ” diye konuştu.
Bolu’ da pil kontrolü yapılamadığı için İstanbul’dan görevlilerin gelmesi gerektiğini belirten Turgut, bu durumun kontrollerin aksamasına sebep olduğunu söyledi. Turgut, şunları söyledi: “Yaşanan sıkıntılardan kaynaklı Şünkür’ ün, tedavi amaçlı İstanbul cezaevlerine naklini istemiştir. Kurul raporu için Köroğlu Devlet Hastanesine gönderilmiş ve kurula çıkarılmıştır. Kardiyoloji doktoru, ‘Devlet Hastanesinde pil kontrolü yapılmıyor. Ameliyatı Üniversite Hastanesi yaptığından kararı onlar versin’ diyerek Üniversite Hastanesine sevk etmiştir. Oraya götürülmeyi beklerken kurula yine çıkarılmış ve karar verecek durumda olmamalarına rağmen Kurul; ‘Pil kontrolü Bolu ilinde yapılabilir’ yönünde karar vermiştir. Adalet Bakanlığı da bu rapora dayanarak talebini reddetmiştir.”
Kaynak: MA