Dünya Çocuk Hakları günü vesilesiyle açıklama yapan İHD İzmir Şubesi, sözleşmede tanınan ve çoğu devletlerin yasalarında yer alan sözleşmenin aradan geçen 29 yıla rağmen hayat bulmadığını ve birçok maddenin kağıt üzerinde kaldığına dikkat çekti.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü dolayısıyla şube binasında basın toplantısı düzenledi. Dernek adına açıklama yapan İHD Şube Yöneticisi Ali Aydın, Türkiye’nin Birleşmiş Milletler (BM) Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni 1990 yılında imzaladığını hatırlatarak, sözleşmede her çocuğun özüne bağlı yaşama hakkına sahip olduğunun yazılı olduğunu ifade etti. Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin temel ilkesinin “Çocuğun yüksek yararı” tanımı olduğunu ve çocuğun ayrıcalıklı yararının gözetilmesinin öngörüldüğünü dile getiren Aydın, bu sözleşme, çocukların haklarının gözetilmesinde asgari standartların tespiti ve çocuğun öncelikle aile içinde ve çevresinde korunması gerektiğini ifade etti.
“Çoğu maddeler kâğıt üzerinde kalmıştır”
Sözleşmeyi onaylayan devletlerin çocukların, ülkelerinin toplumsal ve siyasal yaşamında etkin, yaratıcı ve katılımcı bir yer alabilmesine elverişli koşulları hazırlamaları için çağrıda bulduğunu belirten Aydın, “Çoğu maddeler kâğıt üzerinde kalmıştır” dedi.
152 milyon çocuğun işçi olarak çalıştırılıyor
Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) verilerine göre dünyada yaşları 5 ila 17 arasında olan yaklaşık 152 milyon çocuğun işçi olarak çalıştırıldığı bilgisini paylaşan Aydın, bu çocukların 73 milyonun tehlikeli işlerde çalıştığını belirtti. Çalışmaya zorlanan çocukların yüzde 70’inin tarım sektöründe çalıştığını vurgulayan Aydın, diğerlerinin ise yüzde 17’si hizmet sektöründe, yüzde 11.9’unun da sanayide çalıştığını belirtti.
“Sağlıksız koşullarda çalıştırılıyorlar”
Aydın, “Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin (BMMYK) verilerine göre; Dünyada, başka bir ülkede güvenlik arayan ve kendi ülkelerinde yerinden edilmiş yaklaşık 50 milyon mülteci bulunuyor. Yerinden edilmiş bu nüfusun yarısı çocuklardan oluşuyor. Dünyada çoğu 10 yaşın altında 300 binden fazla çocuk askerlik yapıyor” diye belirtti. Savaş nedeniyle Türkiye’de yaşayan yaklaşık 3 milyon Suriyelinin yarısının çocuk olduğu dile getiren Aydın, “Çocukların önemli bir kesimi atölyelerde ve sağlıksız koşullarda yaşına uygun olmayan işlerde çalıştırılmakta, okula gidememekte, okula gidenler ise anadilleri ile eğitim yapılmadığından güçlük çekmektedirler” dedi.
“Kürt çocukları kendi dillerinde eğitim alamıyor”
Türkiye’nin sözleşmenin 17, 29 ve 30’uncu maddelerine koyduğu çekince nedeniyle ülkedeki farklı etnik ve kültürel yapıda olan çocukların haklarının kullanılması engellendiğine dikkat çeken Aydın, “Sözleşmenin 30’uncu maddesi ‘Soya, dine ya da dile dayalı azınlıkların ya da yerli halkların var olduğu devletlerde, böyle bir azınlığa mensup olan ya da yerli halktan olan çocuk, ait olduğu azınlık topluluğunun diğer üyeleri ile birlikte kendi kültüründen yararlanma, kendi dinine inanma ve uygulama ve kendi dilini kullanma hakkından yoksun bırakılamaz.’ şeklinde hak tanımasına rağmen Türkiye Cumhuriyeti Devletinin koyduğu çekinceler nedeniyle önemli bir nüfus potansiyeli bulunan Kürt çocukları ve diğer azınlıklar kendi anadilleri ile eğitim yapamamaktadırlar. Yıllardır çözüm bekleyen Kürt sorununun eğitim alanında pratik yansıması Kürt illerindeki okullarda Kürtçe konuşma yasakları ile kendisini göstermektedir” diye belirtti.
Kaynak: MA