12 Eylül Askeri Darbesi’nin zorlu koşullarında kuruldu İHD. Binlerce insan, işkenceli sorgulardan sonra tutuklanmış, cezaevleri ruhen ve fiziken yaralı insanlar ile dolmuştu.
İfade özgürlüğü yok edilmişti. Militarizm, tüm hayatlara müdahale ediyordu. İdam cezaları uygulanıyordu. İşte böylesine zor günlerde kurulan ilk Sivil Toplum Örgütü oldu İHD.
Cesur insanlar kurdu İHD’yi. Militarizme başkaldıran, düşünce ve ifade özgürlüğünü savunan, cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine başkaldıran insanlar kurdu! Yıllar içinde İHD, yaşamın tüm alanlarına müdahale eden, hak ihlallerini temel aldı.
Devlet güçleri tarafından öldürülen, gözaltında kaybedilen, köyleri yakılıp yıkılan, kocasından şiddet gören, işinden atılan, çocuk hakları ihlal edilen herkes, kadın, erkek, lgbti-+ bireyler, İHD’yi bir başvuru merkezi, adeta bir sığınılacak liman olarak gördüler.
İHD, kurulduğu günden bu yana, ihlale maruz kalmış insanlara yardım ederken, kendisi de çok yoğun hak ihlallerine maruz kaldı. Bombalandı, üye ve yöneticileri öldürüldü, tutuklandı, işkence gördü. Ancak İHD vazgeçmedi mücadeleden.
Mücadele gerekçesi, bu yolda kaybettiği “ölülerine” olan borcuydu. Musa Amca’yı, Vedat Abi’yi, Ferhat Tepe’yi, Elif Tuncer’i hiç unutmadı İHD’liler. Kontrgerilla güçleri tarafından vurulup öldürülmek istenen genel başkanları Akın Birdal’ın yaşadıklarını hep akıllarında tuttular.
İHD hiç unutmadı, hiç biat etmedi! İHD bir okul aynı zamanda. “Taraf” ancak “objektif” olmayı öğretti üyelerine. İdam cinayettir, “işkenceciye bile işkence yapılamaz” dedi İHD. Bugün hepimiz zor günlerden geçiyoruz. Tüm hayallerimiz tüm taleplerimiz, barış umudumuz, hatta özgürlüğümüz sadece bir kişinin “dudaklarının arasında”!
İHD çok baskı dönemine şahit oldu ve hepsinden de onurla çıktı. İnandığını hep savundu, boyun eğmedi, eğilip bükülmedi. Ve bugün, dünya insan hakları camiasının önemli bir bileşeni oldu.
İHD bugün 32 yaşında! İyi ki varsın İHD!