İHD, son 10 yıl içerisinde 280 ırkçı saldırı yaşandığını ve 47 mezarlığın tahrip edildiğini açıkladı. Saldırıların sayısındaki artışın da ‘cezasızlık’ ortamından kaynaklandığı belirtildi
İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Merkezi, “Türkiye’de Nefret Suçları ve Son Zamanlarda Yaşanan Irkçı Saldırılar Özel Raporu”nu kamuoyuyla paylaştı. Raporda, nefret suçları ile ilgili kapsamlı yasal düzenlemeler bulunmamasından dolayı ciddi yasal boşlukların ortaya çıktığı kaydedildi. Raporda, son dönemde özellikle Suriyeli mülteciler ile Kürt mevsimlik işçiler başta olmak üzere pek çok kesime yönelik ırkçı saldırıların sayısındaki artışın da “cezasızlık” ortamından kaynaklandığı belirtildi.
Bir yılda 33 saldırı
Raporda, 2019 yılı içerisinde bir kişinin ırkçı saldırılar, 5 kişinin de LGBTİ’lere yönelik saldırılar sonucu yaşamını kaybettiği, 27 kişinin de uğradıkları nefret saldırıları sonucunda yaralandığı kaydedildi.
2010 yılından bu yana 280 ırkçı saldırı gerçekleştiği bilgisine yer verilen raporda, bu saldırılarda 15 kişinin öldürüldüğü, bin 97 kişinin yaralandığı kaydedildi.
Mezarlıklara 47 saldırı
Raporda, mezarlık saldırılarına da değinilerek, 47 saldırının yaşandığını kaydedildi. Cezasızlığın bir devlet politikası olarak işletildiğine işaret edilen raporda, Batman’da uzman çavuş Musa Orhan’ın İpek Er’i zorla alıkoyarak tecavüz etmesi ve Er’in intihara sürüklenmesi olayında failin salıverilmesi bu duruma örnek gösterildi.
Raporda yer verilen saldırılar şöyle:
* Okumak ve para kazanmak umuduyla Türkiye’ye gelen 19 yaşındaki Afgan Hafizullah, 30 Mayıs 2020 tarihinde kâğıt topladığı sırada İstanbul’un Ataşehir ilçesinde bıçaklanarak öldürüldü.
* 31 Mayıs 2020 tarihinde Ankara’nın Etimesgut ilçesi Alsancak mahallesinde akşam saat 22.30’da Ağrı Patnoslu Barış Çakan (20) Kürtçe müzik dinlediği için kalbinden bıçaklanarak öldürüldü.
* 7 Haziran 2020 tarihinde Taha B., Hatay’ın Reyhanlı ilçesine bağlı Uzunkavak mahallesinde komşuları olan Suriyeli mülteci Yusuf ailesine silahla saldırdı. Saldırıda yaralanan 2 yaşındaki Halid Yusuf, 9 Haziran 2020 tarihinde öldü, Yusuf’un dedesi Muhammed Yusuf da saldırıda ağır yaralandı.
* Mehmet Nuri Deniz, 12 Haziran 2020 tarihinde sosyal yardım desteği alabilmek için İstanbul’da gittiği Şişli Kaymakamlığı’nda görevlilerce darp edildiğini, Kürt olduğu için ırkçı ve ayrımcı söylemlerle karşılaştığını iddia etti.
* Giresun’da geri dönüşüm işinde çalışan Osman İnan’ın, Selahattin Demirtaş’ın fotoğrafını paylaştığı için 14 Haziran 2020 tarihinde 50-60 kişilik bir gurubun saldırısına uğradığı öğrenildi.
* Bursa’nın Gürsu ilçesinde 15 Temmuz 2020 tarihinde kurulan pazarda çalışan Suriye vatandaşı Hamza Acan (17), Suriyeli bir kadına sözlü saldırıda bulunan ve pazarda çalışan bir grubu uyardığı için çıkan tartışma sırasında başına taşla vurulması sonucu yaralandı. Hastaneye kaldırılan Hamza Acan’ın beyin kanaması nedeniyle yaşamını yitirdiği öğrenildi.
* Yozgat’ın Çekerek ilçesine bağlı Bazlamaç ve Kayalar köylerinde orman işçisi olarak çalışan Kürt işçiler 21 Temmuz 2020 tarihinde saldırıya uğradı.
* 30 Temmuz 2020 tarihinde basında yer alan haberlere göre, 26 Temmuz 2020 tarihinde Hatay’ın Kırıkhan ilçesinde Yabancı Öğretim Sınavı’na hazırlık için gittikleri kurstan çıkan Suriye vatandaşı 5 öğrencinin “Ya bu ülkeden gideceksiniz ya da sizi öldüreceğiz” diyen ırkçı bir grubun saldırısına uğradı.
* 1 Ağustos 2020 tarihinde basında yer alan haberlere göre, İstanbul’un Küçükçekmece ilçesinde Muhammed Saeed (19) isimli Suriye vatandaşı bir mültecinin 26 Temmuz 2020 tarihinde ırkçı bir grubun saldırısına uğradığı öğrenildi.
* İstanbul’un Zeytinburnu ilçesinde Suriye vatandaşı 6 kişiye, kimliği öğrenilemeyen bir kişinin 17 Ağustos 2020 tarihinde ilk önce sözlü saldırıda bulunduğu, daha sonra ateş ettiği öğrenildi. Açılan ateş sonucu Abdulkadir Davud (21) isimli bir Suriye vatandaşının öldüğü öğrenildi.
* Afyon’un Dinar ilçesinde çalışan inşaat işçilerinin 13 Eylül 2020 tarihinde Ömer A. isimli bir kişinin silahlı saldırısına uğradıkları öğrenildi. Saldırıda Özkan Tokay isimli işçinin öldüğü, 2 işçinin (Fırat T. ve Emrah Ö.) ise yaralandığı bildirildi.
* 14 Eylül 2020 tarihinde basında yer alan haberlerden, Samsun’da yaşayan Suriye vatandaşı Eymenh Hammami (16) isimli bir çocuğun, ırkçı saldırı sonucunda öldüğü öğrenildi.
* 14 Eylül 2020 tarihinde basında yer alan haberlere göre, Edirne’de 54. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı’nda zorunlu askerlik yapan Çetin Doğan isimli kişi 15 Ağustos 2020 tarihinde bir grup askerin ırkçı saldırısına maruz kaldı.”
Talepler
Raporun devamında ise, şu taleplere yer verildi:
* Etnik aidiyet, cinsiyet kimliği ve cinsel yönelim, temelli ayrımcılık nefret suçları tanımının içerisine dahil edilmelidir.
* Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) ayrımcılık yasağını düzenleyen 12 No’lu Protokülü’nü 18 Nisan 2001 tarihinde imzalamış fakat parlamentoda henüz onaylamadığı için uygulamaya konulmamıştır. İHD bu protokolün bir an önce parlamento tarafından onaylanıp uygulamaya geçirilmesi gerektiği görüşündedir.
* İHD, Irkçılığa ve Hoşgörüsüzlüğe Karşı Avrupa Komisyonu’nun (ECRI) Irkçılık ve Irkçılığa Dayalı Ayrımcılığa dair 7 No’lu Genel Politika Tavsiyesi (GPR) ile TCK’nın uyumlu hale getirilmesi gerektiği inancındadır.
* T.C. Anayasası’nın ‘Kanun Önünde Eşitlik’ ilkesini düzenleyen 10. maddesine etnik grup aidiyeti, cinsel yönelim ve cinsel kimlik, her türlü inanç veya inançsızlık ve yaş gibi nedenler de dahil edilmelidir.
* TCK’daki nefret suçları yeniden düzenlenmelidir.
* Nefret söylemini kullananlara yönelik cezasızlık politikası sona erdirilmeli ve nefret suçu mağdurlarına yönelik olumsuz yaklaşımlardan uzak durulmalıdır. Cezasızlık politikasıyla mücadele edilmeli ve yargıda oluşan olumsuz kültürün sona ermesi gerekmektedir.
* Nefret söyleminin ortadan kaldırılması için bazı vasıtalar kullanılmalıdır. Bunlar farkındalık arttırmaktan ve öz denetimden hukuk uygulamalarına kadar geniş bir yelpaze içerisinde değerlendirilmelidir.
* İHD her kademedeki yetkililerin ve siyasi liderlerin nefret söylemlerinden kaçınması gerektiği inancındadır. Ayrımcı, ötekileştirici, kutuplaştırıcı dilin sürmesi durumunda Türkiye’de nefret suçlarının bitmeyeceği kanaatindeyiz. Çünkü bu durum milliyetçi ve ırkçı gruplar üzerinde oldukça olumsuz etkiler bırakmakta ve bu etkiler saldırılara dönüşebilmektedir.
* Irkçı ve homofobik/transfobik suçların rapor edilmesinde, soruşturulmasında ve cezalandırılmasında kolluk kuvvetleri ve savcılık personelinin mağdurlarla işbirliği yapması ve güven içerisinde bir iletişim kurması gerektiği kanaatindedir. Bu amaçla kolluk kuvvetlerine ve savcılık personeline düzenli eğitimler verilmelidir.”
Kaynak: Mezopotamya Ajansı