Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kremlin Sarayı’nda gerçekleştirilecek Üst Düzey İşbirliği Konseyi Sekizinci Toplantısı dolayısıyla Rusya’ya gitti. Moskova’da Türk ve Rus diplomatların karşıladığı Erdoğan, ardından Kremlin’de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüştü. Görüşmenin ana gündem maddesiİdlib’de Türkiye ve Rusya’yı karşı karşıya getiren tartışmalar olduğu öğrenilirken, ANHA’dan Dılsoz Bekir, konuya dair dikkat çekici bir analiz kaleme aldı.
Bekir’in analizi şöyle: Yeni gelişmelerin yaşandığı ve özellikle Suriye’nin kuzeyinde cereyan eden olaylar ile beraber Türkiye’nin Rusya’dan almak istediği S-400 füzeleri gündemin en önemli maddesi oldu. Bu durum yakın dönemde bölgeyi yeni askeri sürprizlerle karşı karşıya bırakabilir.
Türkiye’nin, ABD’yi razı etmek için Rusya ile yaptığı S-400 anlaşmasını iptal edeceği ya da iki tarafı da ikna edebilecek bir çözüm arayışında olduğu gelen bilgiler arasında. ABD yönetiminin yaptığı açıklamalardan da anlaşıldığı kadarıyla Türkiye’nin ya müttefiki ABD’nin yanında yer alıp, NATO içerisinde kalması gerektiğini ya da tamamıyla Rusya tarafına geçmesi gerektiği vurgulanıyor. Yani Türkiye’nin bir seçim yapması gerek. Ya Rusya’nın S-400’ü ya da Amerika’nın F35’i diyecek. Her iki seçenek de Türkiye için zorlayıcı. Nitekim Türkiye, Suriye savaşında ikili oynayarak, Amerika ve Rusya ile ilişkilerini zayıflattı. Rusya ile ilişkilerine devam ettiği takdirde, Amerika ile ilişkilerinin tamamıyla kopacağı ve bu durum Demokratik Suriye Güçleri’ne (DSG) yarayacağı, hatta daha fazla destek anlamına geleceğini biliyor. Yine Amerika ve diğer güçlerin Kuzey ve Doğu Suriye’de kurulan YPG’yi tanıyacağını, bunun da Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’ni tanıma anlamına geleceğinin farkında. Çünkü Türk devleti,Irak Kürdistan’ı bölgesel hükümetinin ardından başka bir Kürt statüsünün kendisi için büyük bir tehlike olarak görüyor.
Anlaşmadan çekilirse…
Türkiye S-400 anlaşmasını iptal ederse, Rusya-İran ile Astana ve Soçi toplantılarında vardığı anlaşmaları da bozmak zorunda kalacak. Buna, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Erdoğan arasında Soçi’de varılan, rejim ile çetelerin İdlib’deki alanlarını değiştiren ‘silahsız bölge’ anlaşması da dahil. Erdoğan ve Putin dün yine bir araya geldi ve İdlib temel gündem maddesiydi. ABD’nin ısrarlarının yanında, Türkiye’nin mevcut durumu devam etmeyecek, er ya da geç oynadığı tereddütlü denge politikası yıkılacaktır. Bunun sonucunda, İdlib’de birbirine karşıt durumda bulunanlar iç dış tüm güçler arasında çatışmalar patlak verecektir.
İdlib savaş meydanı
Böyle bir durum yaşanırsa İdlib’in nüfusu 3,5 milyon olur. Yani bölge onlarca silahlı grup ve Heyet Tehrir El-Şam (Eski adı Cebhet El-Nusra),IŞİD gibi terörist unsurlar arasında paylaşılacak. IŞİD ele başlarının doğrudan ya da Türkiye üzeri İdlib’e geçtiği istihbarat bilgileri ve sinyallerinin geldiğini de göz önünde bulundurursak,İdlib dünya savaşının yapıldığı meydana dönüşecek. Bu savaşta bir tarafta Rusya,İran ve Suriye rejimi diğer tarafta da ABD öncülüğündeki koalisyon güçleri var.
Domino etkisi yapabilir
Türkiye’nin 14 adet gözetleme noktasını desteklediği silahlı grupların bölgelerine kurduğu biliniyor. İleriki günlerde Rusya ve müttefikleri, aralarında İdlib’in de bulunduğu alanlara yönelik askeri bir adım atarsa, Türkiye bütün gözetleme noktalarının ne olacağı tartışma konusu. Saldırı yapıldığı takdirde Türkiye’ye bağlı bu örgütler buralarda takılı kalacaklar. Bunun sonucunda Türkiye’nin, İdlib, Afrin, Ezaz, Bab ve Cerablus üzerindeki bütün anlaşmaları bozmak isteyecektir.
DIŞ HABERLER