İdlib’de grupların çekilmesi için tanınan sürenin son 48 saatine girilirken, Erdoğan, Rusya’nın da yönlendirmesiyle sıkışmışlığı aşmak için Minbic’ı ve Fırat’ın doğusunu gündeme getiriyor.
Suriye iç savaşı İdlib merkezli Rusya, İran ve Türkiye’nin karşılıklı hamleleri ve Türkiye’nin Minbic öncelikli Kuzey ve Doğu Suriye kentlerine yönelik müdahale açıklamalarıyla devam ediyor. En son Soçi’de Rusya Lideri Vladimir Putin ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan arasında varılan ve adına da “silahsızlandırılmış bölge” denilen anlaşmasının gereklerinin yerine getirilmesine son iki gün kaldı. İdlib meselesine dahil olmak isteyen ABD’nin, Türkiye’de ev hapsinde tutulan rahip Andrew Craig Brunson’ın serbest bırakılmasını sağlayarak farklı uzlaşılara girdiği ifade ediliyor. Mezopotamya Ajansın’dan (MA) Nazım Daştan, gelişmeleri kaleme aldı.
Brunson ve ekonomi
Brunson’ın bırakılması, Türkiye iç siyasetinin yanı sıra Suriye’deki varlığıyla da bağlantılı olduğunu belirten Daştan, ”İlişkilerin gerilmesine neden gösterilen Brunson’ın bırakılması için ABD, ekonomik, siyasi ve diplomatik ambargo uygulamıştı. İlişkilerin düzelmesi için ön şart olarak konulan Brunson’ın tutukluluğu süresince dolar fırlayarak ekonomik krizi derinleştirdi” dedi. Nazım devamla şunları dile getirdi:
ABD ile Rusya anlaşması
”ABD’nin ekonomik yaptırımları sonuç verdiği görülüyor. Türkiye Brunson’ı bıraktığı gibi İdlib’de de ABD çizgisine geldiği belirtiliyor. Bu anlamıyla İdlib’e müdahil olmak isteyen ABD’nin, Rusya ve Türkiye arasındaki mutabakatın görünmeyen yüzü olduğu ifade ediliyor. İdlib’teki krizin bir an önce çözülmesi yerine ara bir formülün bulunduğu belirtilirken, bunun gerçekleşmesi noktasında ABD ve Rusya’nın anlaştığı ileri sürülüyor. Yine bölgede Türkiye’nin desteklediği ve başını eski adı El Nusra olarak bilinen Heyet Tahrir El Şam’ın (HTŞ) çektiği grupların anlaşmanın aksine mevzilerine sevkiyat ve güç yığdığı aktarılıyor.
Rusya’nın yönlendirmesi ve ABD tavrı
Türkiye sahada zayıflayan elini güçlendirmek için yeniden Kuzey ve Doğu Suriye bölgesini gündeme getiriyor. Hem yetkililer hem de başını Yeni Akit ve Yeni Şafak gibi gazetelerin çektiği bazı basın yayın kuruluşları bölgeye operasyon gerçekleştirileceğine dair haberler servis ediyor. En son Erdoğan tarafından yine Minbic’e yönelik operasyon düzenleneceği, hatta Kuzey ve Doğu Suriye’ye yayılacağı ileri sürüldü. Bölgeyi takip eden uzmanlar, Minbic’in tekrar gündeme getirilmesinin İdlib’te olası gelişmeleri örtbas etmek olduğu dile getiriliyor. Grupların kalan son 2 günde de çekilmemesi ve olası operasyon ihtimali, Türkiye’yi Minbic’ı gündeme getirmeye zorluyor. Öte taraftan Minbic tehdidinin Rusya’nın ABD karşıtı yönlendirmesi olduğu da ifade ediliyor. ABD’nin ise, bu tehditlere Türkiye ile vardığı anlaşmalar gereği, şimdilik karşılık vermediği şeklinde yorumlanıyor.
Anlaşmaya uymayanlara tasfiye
Minbic ile Kuzey ve Doğu Suriye’nin önümüzdeki günlerde daha fazla gündeme getirileceği belirtilirken, bu süre içerisinde Rusya’nın İdlib’in Türkiye destekli selefi gruplardan arındırılması için baskıyı arttıracağı ifade ediliyor. Bu gelişmelerin üzerinde anlaşılmış palanın bir parçası olarak ileri sürülürken, Rusya ve Türkiye arasında varılan anlaşmaya aksi davranan grupların ise tasfiye edileceği vurgulanıyor. Bu kapsamda Rusya ve Türkiye arasında aylardır süren görüşmeler boyunca Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) kontrolünden çıkan 200’den fazla HTŞ ve diğer selefi grupların komutan ve üst düzey yöneticilerinin infaz edildiği öne sürüldü.
Yeni dengeler ve çözüm masası
İdlib ve Minbic etrafında örülen yeni dengelerin, Suriye iç savaşında yeni hareketlenmelere yol açması bekleniyor. Birleşmiş Milletler (BM) denetiminde Cenevre masasının yeniden kurulması beklenirken, Rusya ve Türkiye’nin Cenevre’de yer alması için birçok tarafın görüştüğü dile getiriliyor. Suriye halkları ise masada yerlerini almak için diplomatik çalışmalar yürütüyor. ”