Türkiye’nin gücünü aşan sözler verdiğini kaydeden gazeteci İslam Özkan, İdlib’de HTŞ’nin daha da güçlendiğini ve meselenin müzakereyle hallolmasının imkan dahilinde olmadığını vurguladı
İdlib’de yoğunlaşan çatışma ortamından sonra Şam rejimi tarafından ilan edilen tek taraflı ateşkesin, bölgede bulunan TSK güçlerinin geri çekilmesi için uygulandığını söyleyen gazeteci İslam Özkan, “İdlib meselesi hallolmadan uluslararası anlamda Suriye ile ilgili bir sürecin başlatılması şu anda mümkün görünmüyor” değerlendirmesi yaptı. Rusya destekli Suriye rejim güçleri ile Türkiye destekli Heyet Tehrir El Şam-HTŞ (El Nusra) arasında İdlib’de yaşanan çatışmalar, 31 Ağustos Rusya imzalı tek yanlı ateşkesle hafiflese de durum sarsıcı gelişmelere gebe.
İdlib’de genel olarak uyulsa da ateşkes ihlalleri yaşanırken gelişmeleri değerlendiren gazeteci-yazar İslam Özkan, Türkiye’nin Rusya baskısıyla Soçi ve Astana süreçlerinde “terör örgütü” olarak ilan ettiği HTŞ’nin imha edilmesi için yeşil ışık yaktığını söyledi. Özkan, ancak Rusya ve Şam rejiminin saldırı ve bombardımanlarının büyük bir sivil kayba yol açması üzerine bundan vazgeçtiğini dile getirdi. Soçi’deki tarafların birbirlerine verdikleri sözleri doğrudan olmasa bile dolaylı yollardan hatırlattıklarını kaydeden Özkan, “Burada Rusya’nın Türkiye’ye yönelik suçlaması orada herkesin terör örgütü olarak ifade ettiği ve El Kaide uzantısı olarak gördükleri HTŞ örgütünün temizlenmemesidir…
Buraya doğrudan operasyon kararı alınmıştı. Fakat Erdoğan, bu sürece müdahale ederek sürecin müzakereyle çözülmesi gerektiğini söyledi. Bu aslında Türkiye’nin gücünü aşan ve yapamayacağı bir şey hakkında verdiği bir sözdü” diye belirtti. Özkan, HTŞ’nin şimdiye kadar kimseyle diplomasi masasına oturmadığına da dikkat çekti. Özkan, Bu örgütün şimdiye kadar izlediği mücadele yöntemleri arasında silah dışında başka hiçbir mücadele yönteminin bulunmadığını vurguladı. Dolayısıyla meselenin müzakereyle hallolmasının mümkün olmadığını ifade eden Özkan, “Türkiye anladığım kadarıyla ÖSO’ya bağlı güçleri harekete geçirerek İdlib’te HTŞ’yi ortadan kaldırmayı amaçlıyordu. Ortaya çıkan sonuçlardan birisi de HTŞ’nin İdlib’e bütünüyle hakim olmasıydı. Yani İdlib’te HTŞ eskisinden çok daha güçlü bir hale geldi ve kentin tamamını ele geçirdi” ifadelerini kullandı.
‘Türk askeri çekilsin diye yaptı’
Rusya’nın Türkiye’nin Soçi ve Astana süreçlerinde verdiği sözleri tutmadığını düşünmesi nedeniyle İdlib’e müdahale zamanının geldiği kanaatine vardığını dile getiren Özkan, şöyle devam etti: “Kaçınılmaz son bir şekilde gerçekleşti. Türkiye bu süreci sadece geciktirmiş oldu. Sürecin bitirilmesi amacı güden operasyonla Türkiye’nin 12. gözlem noktası Suriye’ye bağlı askerler tarafından kuşatıldı. Ardından orada bir ateşkes ilan edildi. Bunun nedeni anladığım kadarıyla orada bulunan Türk askeri birliklerinin kuzey hattına geri çekilmesi içindir. Tabi bir de bu uluslararası bir krize dönüşme potansiyeli de taşıyordu. Çünkü Cilvegözü Sınır Kapısı’na göç akını oldu. Burada Türkiye, Rusya ve Şam rejimi protesto edildi.
Dolayısıyla Şam yönetimi böyle bir karar aldı ve ateşkes ilan etti… Burada sürpriz olan şey, Türkiye ve Erdoğan aleyhine atılan sloganlardı.” Erdoğan’ın “İdlib yavaş yavaş yok oluyor” sözlerini de yorumlayan Özkan, “Erdoğan’ın bu açıklaması aslında Suriye’deki sürecin yavaş yavaş nihayete ermeye başlandığı şeklinde okunabilir. Tabi ki Halep’te yaşananlar aslında İdlib’de yaşanacakların bir göstergesiydi. Rusya, Suriye topraklarının tamamında Şam yönetimi hakim oluncaya kadar bu süreci devam ettirecek gibi görünüyor. Kısaca İdlib meselesi hallolmadan uluslararası anlamda Suriye ile ilgili bir sürecin başlatılması şu anda mümkün görünmüyor. İdlib sorunu çözülürse Suriye’deki sorun büyük ölçüde çözülebilecek” dedi.
Ferhat Çelik/İstanbul-MA