Babasının koronavirüs nedeniyle yaşamını yitirdiğini ileri süren B.Y., ölüm raporunda “solunum yetmezliği” yazıldığını iddia etti
Koronavirüs (Kovid-19) salgını sürecinde ölüm raporlarında virüs yerine bulaşıcı hastalık, solunum yetmezliği ve bilinmeyen hastalık sebebiyle öldü ibareleri yazıldığı iddiaları resmi verileri sorgulatıyor. Babasını koronavirüs nedeniyle kaybettiğini ileri süren B.Y., ölüm raporuna “solunum yetmezliği” yazıldığını kaydetti.
Mezopotamya Ajansı’ndan Emrullah Acar’ın haberine göre B.Y., şunları söyledi: “Babamın 20 günlük soğuk algınlığı, gribal enfeksiyonu vardı. Ben ambulansı aradım, bana ‘ateşi var mı’ diye sordular. Ben de yok deyince ‘o zaman kovid-19 değil’ deyip kapattılar. Aile sağlık merkezine götürdüm ama 65 yaş üstü olduğu için hiç bakmadılar. Ben kızınca uzaktan ateşini ölçüp ‘Kovid-19 değil’, deyip eve gönderdiler. Bu yaşanılanlardan 4-5 gün sonra 28 Mart’ta babamda nefes darlığı başladı. Ambulansı aradım, ateşi olmamasına rağmen ‘ateşi var’ dedim. Hemen bir ambulans gelip babamı evden aldı. Ancak babam bir gün sonrasında vefat etti. Babamı hastaneye götürdükleri gibi entübe makinesine bağlamışlar. Babam solunum yolu yetmezliğinden vefat etti. Ölüm raporuna ‘solunum yetmezliği’ yazdılar. Ama ben zorla ‘koronavirüs şüphelisi’ ibaresini yazdırabildim.”
Koku alamıyordum
Babasının vefatından sonra yapılan koronavirüs testinde aileden 3 kişinin pozitif çıktığını belirten B.Y, “İlk başta koku alamıyordum. Doktorlar ‘normal hastalıkta bu tarz bulgular var’ dediler. Beş gün boyunca normal tedavi gördük, antibiyotik, ağrı kesici ilaçları, grip ve sıtma için kullanılan ilaçları verdiler. Ben, eşim ve annem 5 günün sonunda taburcu olduk, pozitif olarak bizi eve gönderdiler. Hastaneden çıktığımızda da koku almıyordum ama ‘klinik bulgularınız iyi’ denilerek taburcu edildim. Bir hafta sonra aşırı öksürükten tekrar hastaneye gittim, hastalığın ciğerlerime vurduğunu öğrendim. Daha önceki tomografi sonucumda ciğerde bir şey yoktu” diye anlattı.
İlgisizlikten şikayet etti
B.Y., tedavi sürecine dair şunları anlattı: “İki sefer hastanede kaldım ama doktor yüzü görmedim çünkü ortalıkta doktor yoktu. En son hastaneden çıkarken görüştüm doktorla, oda kadın doğum doktoruydu. Hemşireler günde iki kes gelip tansiyon, kandaki oksijen seviyesi ve ateş ölçüp gidiyorlar. İlaçlarda kapının önüne bırakılıyor, telefon edip ilaç bıraktık diyorlar biz kapıdan alıyorduk.”
B.Y., kendisi ve ailesinin 14 günlük karantina sonunda normal yaşama döneceklerini söyledi.
HABER MERKEZİ