İdam cezası verilen işçi aktivisti Şerife Muhammedi, Tabas’ta yaşanan maden faciasında hayatını kaybeden madencilerin ailelerine başsağlığı dileyerek, ‘Maden işçileri, ailelerinin geçimini sağlayacak küçük bir ücret alabilmek için en güvensiz koşullarda çalışıyorlar’ dedi
İran’ın doğusunda bulunan ve Kürtlerin yoğunluklu olarak yaşadığı Güney Horasan kentine bağı Tabas ilçesinde 21 Eylül’de gece saatlerinde bir kömür madeninde metan gazı patlaması meydana geldi. Yüzeyin 700 metre altındaki maden tünellerinde çok sayıda madenci mahsur kalırken, İran devlet medyasının Pazar günü bildirdiği bilgiye göre; kömür madeninde metan sızıntısının tetiklediği patlamada en az 52 kişi öldü, 17 kişi de yaralandı. Madende mahsur kalan 18 madenci içinde arama kurtarma çalışmaları devam ediyor.
Rasht’ın Lakan Kadın Cezaevi’nde bulunan ve hakkında idam kararı verilen işçi hakları savunucusu sendikacı Şerife Muhammedi, yaşanan maden faciasına ilişkin bir mektup kaleme alarak, madencilerin ailesine başsağlığı diledi.
Mutluluk kurudu
Mektubunda maden faciasında yaşamını yitirenlerin ailelerine taziye dileklerini ileten Muhammedi, “Biliyorum ki bu günler geçecek ve hayat şarkısını yeniden birlikte söyleyeceğiz. Tabas’ta 52 madencinin ölüm haberi beni sarstı. Maden işçileri, kendilerinin ve ailelerinin geçimini sağlayacak küçük bir ücret alabilmek için, bir lokma ekmek için en zor işleri, en kötü ve en güvensiz koşullarda yapmaya hazırlar. Babalarının işten dönmesini bekleyen çocukların gözlerini hayal ediyorum. Ne yazık ki eğitimin ilk gününde kadınların ve çocuklarının dudaklarındaki gülümseme ve mutluluk kurudu! Parmaklıklar ardında bu sevdiklerimizin ailelerine, zor yaşam ve geçim koşullarının altında ezilen sınıf arkadaşlarıma başsağlığı diliyorum!” dedi.
Oğluna seslendi
Mektubunda okulların açılmasından kaynaklı oğluna da seslenen Muhammeedi, “Sen de bu sene eğitime başladın. Yanında olmak ve sana en güzel kıyafetleri alıp okula göndermek isterdim. Ancak benim için gerçek mutluluk, hiçbir çocuğun yoksulluk nedeniyle mutluluktan, eğitimden ve yaşam hakkından mahrum bırakılmadığı, hiçbir ebeveynin, bir iş gününün ardından çocuğunun veya eşinin işyerinden sağ çıkıp çıkmayacağı konusunda endişe duymadığı gündür. Ve ben o günü bekliyorum!” ifadelerinde bulundu.
Kaynak: JINNEWS