İçişleri Bakanlığı, KHK ile ihraç edilen memurlarla ilgisinin olmadığını iddia ederek ihraçların sorumluluğunu belediyelere attı.
OHAL kapsamında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK), Eylül 2016’dan itibaren Demokratik Bölgeler Partisi’nin (DBP) 102 belediyesinden 97’sine kayyum atanırken, bu belediyelerde örgütlü olan Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası’na (Tüm Bel-Sen) üye bin 600’ün üzerinde kişi ihraç edildi. OHAL Komisyonları’na yapılan başvuruların olumsuz sonuçlanması üzerine emekçiler, bu kez sendika üzerinden Ankara İdare Mahkemesi’nde İçişleri Bakanlığı aleyhine dava açtı.
Bakanlık topu belediyeye attı
Davayı görüşen İdare Mahkemesi, İçişleri Bakanlığı’ndan savunma istedi. Mezopotamya Ajansı’ndan Lezgin Akdeniz’in haberine göre mahkemeye gönderilen yazıda, belediyede çalışan memurların ihraç edilmesinde bir ilgilerinin olmadığını savunan Bakanlık, bağlı oldukları kurumları işaret etti.
Belediyeler bakanlığı işaret etti
Bu yanıt üzerine Mahkeme, bu kez memurların ihraç edildiği belediyelerden savunma istedi. Belediyelerden gönderilen yanıtlarda ise, ihraçların belediye ile ilgisi bulunmayıp, İçişleri Bakanlığı tarafından yapıldığı, dolayısıyla davacıların talep ettiği özlük ve parasal haklarının yasal faiziyle ödenmesi taleplerinin yasal olarak mümkün olmadığı belirtildi.
‘Listeler bakanlığa gönderildi’
Konuya ilişkin Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuşan Tüm Bel-Sen Genel Sekreteri Yılmaz Yıldırımcı, OHAL ilan edildikten sonra valiliklerin bünyesinde Olağanüstü Hal Komisyonları kurulduğunu hatırlatarak, bu komisyonların resmi kurumlara yazı yazarak belirli kriterlere uyan personelin isim listelerini istediğini kaydetti.
Resmi kurumların da hakkaniyete ve demokrasiye uymayarak, yasaları çiğneyerek bu yazı doğrultusunda iş yerlerindeki amirlerin, müdürlerin keyfiyetiyle listeler oluşturulduğunu ifade eden Yıldırımcı, listelerin önce valilik bünyesinde oluşturulan komisyonlara, buradan da kurumların bağlı bulunduğu bakanlıklara iletildiğini söyledi.
‘Bakanlık ihraç etti’
Bakanlıkların ilk çıkan KHK’ler ile birlikte bu listelerde bulunanları hukuksuz bir şekilde ihraç ettiğini belirten Yıdırımcı, “25-30 yıl kamu hizmeti yapmış emekçiler, bir sabah resmi gazetede isimlerini gördüler. Ben bir belediye çalışanıyım. Belediye çalışanlarının çoğu Tüm Bel-Sen’in üyesidirler. Çalıştığımız kurum olarak İçişleri Bakanlığı’na bağlıyız. İhraç olan üyelerimizin tamamının dosyalarının altında İçişleri Bakanlığı’nın ismi yazar. Bakanlık listelerimizi komisyona göndererek ihraç etti” dedi.
Yıldırımcı, ihraç kararlarından sonra kurulan OHAL Komisyonlarına bu hukuksuzlukların düzeltilmesi için itirazlarda bulunduklarını da ifade etti.
Ancak Komisyonların dosyaların yüzde 80’ini reddettiğini söyleyen Yıldırımcı, bu süreçte ilgili kurumlara dosyaları gönderildikten sonra, hukuksuz bir şekilde işinden ihraç edilen üyelerinin tekrar işlerine iade edilmesi için İdari Mahkemesi’ne İçişleri Bakanlığı aleyhine davalar açtıklarını belirtti.
‘Trajik bir durumla karşı karşıyayız’
Yıldırımcı, “Bildiğiniz gibi OHAL Komisyonunun reddettiği dosyaları Ankara’da kurulan 4 İdari Mahkemesi’ne götürebiliyoruz. Açtığımız dava üzerine mahkeme, İçişleri Bakanlığı’ndan savunma istedi. Bakanlık, ‘biz ihraç etmedik, bizim bu ihraçlarla bir ilgimiz yoktur. Çalıştığı kurum kendisini ihraç etmiştir’ diye mahkemeye savunma gönderdi. Bunun üzerine İdare Mahkemesi ilgili belediyeden savunma istedi. Belediyeler de, ihraçlara ilişkin bir bilgilerinin olmadığını ve kendilerinin ihraç etmediğine yönelik bir yazı gönderdi. Şimdi İçişleri Bakanlığı ‘ben ihraç etmedim’ diyor. İdare Mahkemesi belediyeden savunma istiyor. Belediyede aynı şekilde ‘ben ihraç etmedim’ diyor. Kısacası şu anda hiçbir kurum bizi kimin ihraç ettiğine dair sorumluluk almıyor ve savunma yapmıyor. Çok trajik bir durum ile karşı karşıyayız” dedi.