Gülcan Kılagöz
Motivasyon, bir insanı belirli bir amaç için harekete geçiren, bir şeyi yapma ve başarma isteğinin meydana getirdiği içten gelen itici güçtür. Psikolojide güdü adı verilen güç olarak tanımlanan motivasyonun amacı düşünceyi ya da davranışı eyleme geçirmektir. Motivasyon davranışa enerji sağlayan organizmanın içindeki ve çevredeki güçler olarak da tanımlanır.
Motivasyonu etkileyen içsel ve dışsal etkenler vardır. İçsel etkenler: Bireysel hedefler ve niyetler, biyolojik ve psikolojik ihtiyaçlar, kendine güven, risk alma, kaygı ile baş etme gibi kişisel faktörler iken, dışsal etkenler ise, toplumun ve kişinin yakınlarının beklentileri gibi çevresel faktörlerdir.
Motivasyon istek, isteklendirme, coşku, heyecan gibi kelimelerle yakın anlamda kullanılmakla beraber, genel anlamıyla kişinin bir hedefi gerçekleştirmek için oluşturduğu çaba olarak tanımlanır. Motivasyon, içsel ve dışsal olmak üzere 2 kaynaktan beslenir. İçsel motivasyon deyince öncelikle kişinin kendi iç sesleri ve psikolojik durumu gelir. İlk önce ruhumuzu yani içsel motivasyonumuzu kendi düşünce yapımızla sağlamamız gerekiyor.
İç motivasyon, başkaları tarafından zorlama olmaksızın, insanın kendinin ve yeteneklerinin farkında olarak hedefler belirlemesi ve bu hedeflere ulaşmak için harekete geçmesidir. Sevdikleri ve istedikleri işleri yapan ve kendi kendini motive edebilen kişiler yılmadan mücadele eder. Motivasyon insanın belirli bir amacı gerçekleştirmek üzere kendi arzu ve istekleri ile davranmaları sürecidir. Kendimiz için doğru motivasyon kaynaklarını keşfetmemiz önemli. Aynı zamanda iç sesimiz sayesinde düşüncelerimiz de etkileniyor ve hedeflere ulaşmak için gereken gücü veriyor.
Onbinlerce fikrimiz var
Yapılan araştırmalara göre, günde ortalama 60 bin fikir üretiyoruz. Bu da dakikada ortalama 40 fikir olarak karşımıza çıkıyor. Daha çok küçük yaşlardan itibaren kendimiz ve çevremiz hakkında düşünmeye başlarız. Düşünce, insanın biri ya da bir şey hakkında oluşturduğu kavram veya yargı olarak tanımlanabilir. Bu 60 bin düşüncenin her birinin doğru olacağını düşünemeyiz. Sayısız duygusal değişkene bağlı olarak durumlara anlık olarak tepki veriyoruz. Bu düşüncelerin çoğunun farkında olmuyoruz ve kaçarken yakalamaya çalıştığımız diğer düşüncelerse gerçekliğimizin bir parçası olabiliyor. Bunlar basitçe kişisel yargılardır ve doğruluk garantisi çoğunlukla olmayabiliyor. Her düşüncenin doğru olmadığını kabul etmek istiyorsak sağlıklı bir iç diyalog geliştirmemiz gerekir. Kişisel değerler insan yaşamında belirleyici ve rehberdir.
İstekli olmak yeterli
Bu düşüncelerin birçoğu yeni düşünceler ve ilham kaynakları yaratıp motivasyon sağlarken diğerleri de cesaretimizi kırabilir. Cesaretimizi kıran her fikre karşılık yine de bizi motive eden ve yapabileceğimize inandıran düşünceler de vardır. Bunun için ise motivasyon inancımızın ve özgüven duygumuzun güçlü olması gerekir. Kendimize inanarak başladığımız işlerde çok daha hızlı, verimli ve başarılı sonuçlar alabiliriz. Birçoğumuz az çok motivasyonu arttırmak için yapmamız gerekenleri biliyoruz ancak bunun için yeterince istekli olmadığımızda sonuç alamıyoruz.
İmkansız değil
Motivasyonu sağlamak için, tam olarak ne istediğimizi bilmeliyiz. Hedefiniz net ve keskin olduğunda bunun gerçekleşebileceği fikrine ikna olduğunuzda motivasyonunuz artacak ve hedef ile arzu edilen sonucu mutlaka perçinleyecektir. Talepleriniz ne denli büyük olursa olsun onları gerçekleştirmek imkansız değildir. Başarılı olabilen insanlar hedeflerine odaklanabilen insanlardır. Motivasyon kişiye bağlıdır. Aslında bir seçim ve insanın içindedir. Tüm güçlü yanlarımız ve değerlerimiz sayesinde kurulur.
Motivasyonun 3 temel parçası vardır.
Harekete Geçme “Aktivasyon”: Bu bir karar aşamasıdır.
Devamlılık “Israr”: Elbette ki her şey dört dörtlük gitmeyecek, önünüze bazı engeller çıkacak, ama önemli olan yılmadan o engelleri aşmak.
Yoğunluk: Hedefi kovalarken, ne kadar konsantre, coşkulu ve güçlü olduğunuzdur.