Baş eğmemesiyle gündem olan TUHAY-DER yöneticisi Edibe Babur, o anları gazetemize anlattı
Gülcan Dereli
Siirt’te İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile diyaloglarında “Burası Kürdistan’dır” dediği için gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan Cemil Taşkesen, Ankara’da siyasetin ana gündemlerinden olmuştu. Yankı yaratan “Kürdistan” çıkışının bir benzeri de önceki gün Van’da yaşandı. HDP Van İl Örgütü’nün 4 Kasım 2016’da düzenlenen siyasi operasyonları protesto etmek için düzenlediği basın açıklamasına müdahale sırasında gözaltına alınan Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUHAY-DER) yöneticisi Edibe Babur, polisin zorla başını eğdirmeye çalışmasına “Kürtler asla size baş eğmez” diye karşılık verdi. O anların görüntüsü sanal medyada gündeme oturdu. Biz de gözaltına alınıp bırakılan TUHAY-DER yöneticisi Edibe Babur ile konuştuk.
Yaşananları anlatan Edibe Babur, “4 Kasım 2016 darbesinin yıldönümü nedeniyle biz de Kürt halkı olarak, Kürt kadını olarak demokratik hakkımızı kullanmak istedik. Ancak gördük ki darbe devam ediyor. Maalesef barbarca üzerimize yürüdüler, darp ettiler bizleri. 5-6 saat gözaltında tutulduk sonra da bırakıldık. Maalesef polis kadınlar tarafından defalarca şiddete maruz kaldık, dövüldük, ahlaksız söylemlerde bulundular. İnsanın ağzına alamayacağı sözler sarf ettiler, hakaret ve küfür ettiler. Yani bir kadın olarak iğrendim, onlara kadın demek içimden gelmiyor” dedi.
‘Baş eğdiremeyeceksiniz’
Polisin şiddeti sırasında başının eğdirilmeye çalışıldığını dile getiren Babur, “Protesto sırasında polisler kolumu ters bükmeye çalışıyorlardı, başımı eğmeye çalışıyorlardı. Ben de onlara şu mesajı vermek istedim: Siz bizi dövseniz de hapsetseniz de ne yaparsanız yapın Kürt halkına alsa baş eğdiremeyeceksiniz. Kürt halkı yıllardır size karşı bu haklı mücadelesine devam ediyor” diye konuştu.
‘Bu demokratik bir hak’
Van’ın ilçelerinde 3 dönem de ilçe eşbaşkanlığı yapan Babur, sözlerine şöyle devam etti: “Biz orada protesto hakkımızı kullanmak istedik. Bu demokratik bir haktır. Eğer kendinize demokrat diyorsanız, bu ülke demokratik diyorsanız ki değilsiniz, bu da bizim hakkımız siz 2016 yılında partimize karşı büyük bir siyasi darbe yaptınız ve yıllardır Kürt halkı üzerinde bu zulmü sürdürüyorsunuz. Yani gözaltında aramızda böyle bir diyalog da geçiyordu.”
‘Yüreğimden çıktı’
Sözlerinin yüreğinden haykırırcasına çıktığını vurgulayan Babur, “Yalnız Kürt halkı olarak ve bir Kürt kadını olarak şunu söylemek istiyorum: Bunların tek amacı Kürtlere boyun eğdirmek. Kürtleri sindirmek, onlarca partimizi kapattılar, zannediyorlar ki partileri olmazsa Kürtler olmaz. Ama yanılıyorlar. HDP bir Kürt partisidir, bir kadın partisidir, biz de o darbe gününde o protesto hakkımızı kullanmak istedik. Gözaltına alınmamız onların ayıbı, bizim için bir gururdur. Biz tutuklansak da biz öldürülsek de vazgeçmeyiz. Bu yolda binlerce siyasi şehitlerimiz var. O yüzden o sözü içimden bağırmak geliyordu, ben de haykırdım. Kürt halkına dedim ki görün işte üzerimizdeki barbarlığı, zulmü görün, dünya görsün istedim doğrusu. Onlara tepki olarak içimden çıktı bu sözler” dedi.
‘Barış için mücadele’
Gözaltında polislerin kendisine ‘Git evinde otur’ dediğini aktaran Babur, “Orada gözaltındayken bana şunu söylüyorlardı: ‘Sen artık git evinde otur, çocukların var.’ Dedim ben çocuklarım için de sizin için de özgür bir yaşam sürdürebilmeniz için mücadele ediyorum. Kendim için, çocuklarım için tek değil. Bu ülkeye huzur, barış gelsin diye mücadele ediyorum. Tabii zorlarına gitti” diye kaydetti.
‘Davamızdan dönmeyiz’
PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecride de dikkat çeken Babur, sözlerini şöyle noktaladı: “Yalnız şunu söylemek istiyorum: Yıllardır Kürt halkı büyük bir tecrit altındadır, bu da siyasi parti olarak HDP’nin şahsında yapılıyor ve Sayın Abdullah Öcalan şahsında yapılıyor. Öcalan’ın şahsında da tüm Kürt halkını tecrit altında tutmaya çalışıyorlar, sindirmeye çalışıyorlar. Şunu çok iyi bilsinler: Tutuklansak da öldürülsek de baş eğmeyeceğiz. Ben bir anneyim, bir Kürt kadınıyım, bunun için de ne yaparlarsa yapsınlar davamızdan geri dönmeyeceğiz.”