Ortaya çıkması için çok büyük emek verilmiş olan ‘Firari Yazılar’ isimli bu güzel çalışmanın, bu tür sorunların aşılmasında da bir vesile olmasını diliyor, gazetemizin tüm okurlarına kitabı edinip, okumalarını tavsiye ediyorum
Dr. Ayhan Kavak ve Adil Okay’ın büyük bir emekle hazırladıkları “Firari Yazılar” isimli eseri büyük bir ilgiyle okudum. Klaros Yayınları’ndan çıkan bu değerli kitaba emeği geçen herkese ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
Söz konusu kitapta birçok önemli konu işlenmiş. Mapushane edebiyatının temel sorunları genişçe açımlanmış; sanat-siyaset ilişkileri etraflıca irdelenip, “politik mahpuslar her koşulda üretir” tespitiyle umut dolu çağrışımlar gerçekleştirilmiş. Sözün gücü imge gücüyle birleştirilerek adeta tarih şimdileştirilmiş, şimdi de tarihin derinliklerinde gezdirilmiş.
Ben bu kitap vesilesiyle bir başka konuya değinmek isterim. İçeridekilerin ürünlerini yayınlatma konusunda birçok zorlukla karşılaştıkları bir gerçektir. Kitapta söyleşisi yayınlanan birçok arkadaş bu konuya dikkat çekmiş, daha fazla ilgilenilmesi gerektiği hususunda ortak bir kanı dile getirilmiştir. Kendim de dile getirmişim. Kitapta öne çıkarılan ilgili bölümü burada yazmak istiyorum:
Parayla kitap basmak
“Edebi eserlerin parayla basılması, edebiyata ve edebiyatçılara büyük bir hakarettir. Ama bugünkü kapitalist koşullarda parasız herhangi bir ilgi, iltimas ve ilişki kalmış mıdır, diye sormaktan da kendimi alamıyorum. Sırf kağıt parasını vermediğim için bir şiir kitabımın 11 yıl boyunca bir yayınevinde bekletilmesinin acısını, üzüntüsünü ve edebiyat onuruna karşı mahcubiyetini hiçbir kelimeyle izah edemem. Böylesi bir durum çok ağır bir psikolojik baskıdır biz içeridekiler için. Benim gibi şiir yazıp da sırf imkansızlıktan dolayı kitaplarını yayınlatamayan, hatta o kızgınlıkla kitap dosyalarını yırtıp atan onlarca arkadaşı tanıyorum. Rahmetli pirimiz Seyid Rıza’nın söylemiyle, Ayıptır, yazıktır, günahtır…”
Ölmüş dayıya mektup
“Bir edebiyatçı edebiyat yapar. Eserini en iyi şekilde yazmaya çalışır. Topluma ve tarihe karşı görevini layıkıyla yerine getirmeye çalışır. Para-pul peşinde koşmaz, koşturulmamalıdır. Bu konuda sorumluluk herkese düşer. Özellikle de somut bir örneği biz içeridekilerin eserlerini yayınlatabilme imkanlarının sağlanması konusunda ciddi bir duyarlılığın gösterilmesi için anlatmak istiyorum. Geçen yıl bir arkadaşımız kitabını yayınlatabilmek için dayısına mektup yazıp, yardım istedi. Cevap ne olsa iyidir? Aldığı cevap şudur: Dayısı yıllar önce ölmüş ama kendisi üzülmesin diye ailesi ona haber vermemiş. Kitabını yayınlatmak için kendisinden para isteyince dayısının öldüğünü öğrenir. İşte maddi imkansızlıklardan dolayı kitaplarımızı zamanında yayınlatmamızın böylesi ağır ve çok olumsuz sonuçları da oluyor ne yazık ki…”
Ortaya çıkması için çok büyük emek verilmiş olan “Firari Yazılar” isimli bu güzel çalışmanın, bu tür sorunların aşılmasında da bir vesile olmasını diliyor, gazetemizin tüm okurlarına kitabı edinip, okumalarını tavsiye ediyorum.
Bandırma 1 nolu T Tipi Cezaevi