İbn el-Esir’in tarihi açıdan önem taşıyan kitabı, Kürtçe çeviriyi yapan Emin Narozi’nin katkılarıyla daha değerli hale geldi
Hüseyin Deniz/İstanbul
Kürtçe’de ‘Kurd di tarixa İbn el- Esir’ olarak geçen kitabın asıl ismi “El-Kamil fi t-Tarix”dir. Kitap, İslam ülkeleri ve çevre coğrafyalarda yaşanan olayları ve öne çıkan gelişmeleri kronolojik bir yöntemle veriyor. Arapça yazılmış olan orijinal hali, 10-12 ciltten oluşuyor. Kitabın özgünlüğü, yazarın yaşadığı dönemin önde gelen vakanüvislerinden (tarih yazıcısı) biri olması kadar, tarih anlatımında Kürtlere (252 kez), önde gelen Kürt mir ve komutanlarına da yer vermesinden geliyor. Çevirmen Emin Narozi de, Kürtçe çevirinin ortaya çıkışının en büyük nedeni olarak, kitabın bu özgün yanına dikkat çekiyor. Avesta Yayınları’ndan çıkan eser, iki ciltten ibarettir.
Esir lakabı nereden geliyor?
Şüphesiz ki bu kitabı diğer tarih kitaplarından farklı kılan bir diğer özelliği, yazarın bizzat konumuyla ilgilidir. Bu nedenle kısa da olsa İbn el- Esir’in yaşamına değinmekte fayda var. Asıl adı Ebu Hesen İzedin Eli ibn Ebu l-Kerem Mihemmed ibn Mihemed ibn Ebd ul-Kerim Abd ul-Vahide Şeybaniyê Ciziri’dir. Ciziri lakabı, Cizira Botan’da (bugünkü Cizre) doğmuş olmasına istinadendir. Hicri 555/ Miladi 1160 yılında doğan El Esir’in ailesi de Cizre Botanlıdır. İslam Ansiklopedisi ise, “Ciziri” lakabının yanı sıra ailesinin Kürt Şeyban aşiretine mensup olmasından dolayı İbni Esiri Şeybaniye denildiğine de vurgu yapar. “Esir” lakabı ise, babasından kalmadır. Şeybân kabilesinin ileri gelenlerinden olan babası, Musul Hükümdarı İmâdüddin Zengi’nin veziri Ebu Ca’fer el-İsfahâni katında özel itibarı olması sebebiyle “Esir” (tercih edilen, itibarlı) lakabını almış, birer âlim olarak yetiştirdiği üç oğlu da Beni’l-Esir diye tanınmıştır.
Selahattin Eyyubi ile tanışıyor
Babasının konumu itibariyle dönemin bilim ve kültür merkezi olan Musul’da tahsilini yapan İbni el- Esir, önde gelen hocalarından ve bilim adamlarından ders alıyor. Ebu Temmam, Buhtüri ve Mütenebbi’nin divanları başta olmak üzere pek çok şiir ezberinde bulunuyor; Nahiv, lugat ve beyan ilimlerini öğrenen İbn el-Esir, tahsilini tamamladıktan sonra 587 (1191) yılında dostu Kadi el-Fâzıl’ın aracılığı ile Selahattin Eyyubi ile tanışıyor. Bu tanışma aynı zamanda hayatının da dönüm noktası oluyor. Eyyubi ile birçok sefer ve geziye katılan İbn el- Esir, dönemin birçok ünlü alim, gezgin, komutan, sanatçı ve tarihçiyle ilişki kurmasına imkan sağlıyor. Bu sayede, Haçlılarla yapılan savaşlar başta olmak üzere Moğol ve Tatar akınlarının bazılarında bizzat tanıklığı var.
İlk kez 1800’lerde yayınlandı
‘El Kamil fi t-Tarix’, o dönemin önde gelen olaylarının bir kronolojisini içermesi sayesinde önemli bir başucu kitabı niteliğinde… Kitaptaki olayların bir kısmı İbn el-Esir’in bizzat tanıklık ettiği olaylardan ya da birinci elden bilgiler edindiği tarihi gelişmelerden oluşuyor. Kitapta, Batı’ya ve daha önceki dönemlere ilişkin tarihsel olaylar ise, sözlü tarih ve ulaşabildiği kaynaklardan yararlanarak veriyor. Son yıllarını Musul, Şam ve Halep arasında gidip gelmekle geçiren İbn el-Esir, 1230’da Halep’ten döndükten iki yıl sonra 1232’de Musul’da hayata gözlerini yumuyor. Bu eser ilk olarak, Hollanda’nın Leiden kentinde, Carolus Johannes Turnberg tarafından 1851- 1876 yıllarında yayınlandı. İlk Kürtçe çeviri ise elinizdeki kitaptır. Çevirmen Emin Narozi aslen Batmanlı olup, İsveç’te yaşıyor. Stockholm’de Arap dilini bitiren Narozi, Arapça birçok eseri Kürtçe’ye çevirmenin yanı sıra, çeşitli yayın organlarında makaleleri yayınlanıyor.
Hz. Ali hakkındaki kitap kayıp
İbn el-Esir, El Kami fi t-Tarix dışında birçok esere imza atmıştır. Bilinenlerin isimleri şöyle:
– Esed ul-Habe Ma’rifet is Sehabe/ fi Esmai s-Sahabe (5 cilt),
– Tarih ul-Bahir fi d-Devlet il Atabegiyya (Zengileri ele alıyor),
– Cami ul-Kebir (Yarım Kalmış)
– Tarixa Musuli (Yarım Kalmış)
– El-Lubab fi Tehzib il-Ensab Adab us-Siyaset. (Sad Ebd ulKerim ibn Sem’ani tarafından eksiklileri giderilmek suretiyle yayınlanıyor.)
– Tuhfet ul-’Ecaib,
– Terfet ul-Xeraib,
– Kitab ul-Cihad .
İbni Esir’in 4. Halife Hz. Ali üzerine yazılmış bir eserinden daha bahsedilmekte ancak söz konusu eser hâlâ kayıp.