Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Düştü düşecek” dediği Kobani’ye destek için yapılan eylemler ve 6-8 Ekim 2014 tarihinde yaşanan olayların üzerinden 4 yıl geçti. O dönem olayların merkezi olan Diyarbakır’da sağlık çalışanı olarak görev yapan ve yaşananların tanığı olan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili Saliha Aydeniz, 6-8 Ekim olaylarını değerlendirdi.
Halkların direnişi
Kobane’de gelişen direnişi, IŞİD zihniyetine karşı “halkların direnişi” olarak tanımlayan Aydeniz, böylesi bir ortamda Erdoğan’ın sarf ettiği “Kobani düştü, düşecek” sözünün Kürtlerin ve dostlarının öfkelenmesine ve halkın sokaklara çıkmasına yol açtığını belirtti. IŞİD’in Kobani’ye yönelik barbarca saldırılarına tepki göstermek için Kürtlerin sokağa döküldüğünü belirten Aydeniz, Kürt halkının protestolarında Kobani şahsında kazanılan statüyü ortadan kaldırılmak isteyen güçlere tepkilerini gösterdiğini dile getirdi. Kobani’deki direnişin ortaya çıkardığı gerçekliği Türkiye’nin hala göremediğini vurgulayan Aydeniz, bundan kaynaklı Türkiye’nin yaşadığı siyasal ve ekonomik krizin bugünlere dayandığını kaydetti.
‘Sorumlu hükümet’
O dönem yaşanan olaylara dair hükümet kanadının HDP’yi hedef alması üzerinde duran Aydeniz, “Olayların araştırılması için defalarca önerge verildi. Ama AKP’nin oylarıyla reddedildi. AKP, bu olaylarda sorumluluğu olanların açığa çıkarılmasını istemedi. Halkın haklı tepkisine karşı provokasyonlar yapıldı. O dönemki provokasyonlardan o dönemin hükümetinin birebir sorumlu olduğu söylenebilir” dedi. O dönem 112 Servisi’nde çalıştığını ve olayların çıktığı günde de ambulans nöbetçisi olduğunu anlatan Aydeniz, “Birebir şahit oldum. Fiskaya’da yaralanan gençleri taşıyan ambulansların etrafı polisler tarafından sarıldı. Gençlerin hastaneye götürülmesi engellendi. Karanlık güçler o gün devredeydi. Bu tipleri daha sonra Sur’daki çatışmalarda da gördük. Bu provokasyonlar ile Kobani’deki IŞİD çetelerine moral verilmek istendi” diye konuştu.
‘Üstü örtülüyor’
Aydeniz, çıkan olaylarda yaşamını yitiren kişilerden sadece 4’ü için soruşturma ve davalar açılmasını da eleştirdi. Aydeniz, “46 kişi yaşamını yitirdi ama 4 kişiye dair dava açıldı. Neden 42 kişi hakkında dava yok. Bu yapılmayarak, var olan provokasyonun üstü örtülüyor” ifadelerini kullandı. O dönem sokakların ateş topuna dönüştüğünü hatırlatan Aydeniz, Türkiye’nin o dönem yaşananlardan ders çıkarmadığını vurgulayarak, şunları söyledi: “Eğer ders çıkarmış olsaydı, Kürt sorununun demokratik yollarla
‘MGK kararları yürürlükte’
Aydeniz, yaşanan olayların ardından 30 Ekim 2014’te toplanan Milli Güvenlik Kurulu’nda (MGK) alınan kararlara da dikkat çekti. Aydeniz, “MGK’de alınan kararlar, yürürlüğe konuldu. Son 3 yılda yaşadıklarımız da bunun somut göstergesi” dedi. Hükümetin uyguladığı baskı ve şiddet politikalarına rağmen amaçlarına ulaşamadığını söyleyen Aydeniz, Kürt halkının bu politikalara boyun eğmediğini vurguladı.
46 kişi öldü
İHD raporuna göre 7-12 Ekim 2014 tarihleri arasında Kobani eylemlerinde 46 kişi öldü, 682 kişi yaralandı, 323 kişi de tutuklandı. Eylemlerde yaşamını yitirenlere ilişkin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldı. Ancak aradan geçen 4 yılda Hür Dava Partisi üyeleri Yasin Börü, Ahmet Dakak, Riyat Güneş ve Hasan Gökgüz dışında hayatını kaybeden diğer kişilere dair yargılanan olmadı.
Öcalan’dan çözüm önerisi
Yaşanan olaylar üzerine 9 Ekim 2014’de açıklama yapan dönemin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, HDP’yi kastederek, “Bu eylemler karşısında siyasi partilerimizin de son derece dikkatli ve sorumlu davranmaları büyük önem taşıyor. Şiddeti, kargaşayı ve vandalizmi teşvik eden söylemler, yaşanan can kayıplarının, akan kanın birinci derecede sorumlusudur” dedi. Erdoğan’ın açıklamasına ilişkin aynı gün açıklama yapan dönemin HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ, HDP’nin Kobani için dayanışma çağrılarında kimseyi şiddete davet etmediklerini ve insani bir çağrı olduğunu söyledi. Yine, aynı toplantıda Demirtaş, PKK Lideri Abdullah Öcalan ile yazılı olarak mesajlaştıklarını belirterek, “Kendisiyle bu katliam tehlikesine karşı diyalog ve müzakereyi hızlandırma yöntemini bütün taraflara telkin ettiğini önerdiğini belirtmek istiyoruz” dedi.
DİYARBAKIR