Osman Kavala ve 15 sanığın yargılandığı Gezi Davası’nın 5. duruşması bugün Silivri’de İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Kavala’nın tutukluluğuna devam kararı verildi.
Osman Kavala ile birlikte 15 sanığın yargılandığı Gezi Davası’nın 5. duruşması görülüyor.
Mahkeme 24 Aralık’ta görülen dördüncü duruşmada AİHM’nin Osman Kavala’nın derhal serbest bırakılması yönündeki kararına rağmen Kavala hakkında tutukluluğa devam kararı verilmişti.
Ayrıca Ali İsmail Korkmaz cinayetinde ölümcül tekmeleri attığı gerekçesiyle 10 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırılan polis Mevlüt Saldoğan’ın ‘zarar gördüğü’ iddiasıyla yaptığı katılma talebi kabul edilmişti.
Duruşmada dinlenen tanık polisler, protestolar sırasında sanıkları şiddet içerikli olaylarda ve yardım alırken görmediklerini belirtmişlerdi.
Dördündü duruşmada Kavala hakkında tutukluluğa devam kararının verilmesinin ardından Osman Kavala’nın avukatları karara itiraz ederek reddi hâkim talebinde bulundu.
Gezi parkı davasında sanıklar, “hükûmeti ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan ağırlaştırılmış müebbet istemiyle toplamda 606 yıldan 2 bin 970 yıla kadar hapis cezası ile yargılanıyor. İddianamede 746 müşteki yer alıyor. Müştekilerin başını Cumhurbaşkanı Erdoğan ve 61. hükûmetin bakanları çekiyor.
Mahkeme başkanı ‘AİHM kararı kesin değil’ dedi
Duruşmanın başlamasıyla mahkeme başkanı dosyaya giren belgeleri okudu. Bakanlığın, AİHM kararı hakkındaki cevabı gönderdiği ama kararın henüz kesinleşmediğinin belirtildiği ifade edildi.
Osman Kavala’nın avukatı Köksal Bayraktar şunları söyledi:
Reddi hakim talebi
“Usul Kanunu (CMK), Murat Pabuç’un dinlenmesiyle tam 7 yönden ihlal edilmiştir. CMK’nın 58/3 gereğine dayandırıyorsunuz kararınızı ama bu bir gerekçe değil. Bu kanun maddesinin tıpa tıp nakledilmesi. Böyle gerekçe olmaz. Maddeye bakıyoruz, tanığın dinlenmesi sırasında ise ses ve görüntü ile aktarma yapıp soru sorma hakkı saklıdır. Dinlemelerinizde hiçbir şekilde sesli aktarma bulunmadınız bu birinci hata. İkinci hata; görüntülü aktarma yapın. Biz başka bir yerde bulunacağız. O ekrandan bize aktarma yapılacak. Üçüncüsü, soru sorma hakkı hazır bulunma hakkı olan kişilere kullandırılmamıştır.
Diyorsunuz ki, ‘burada hayati tehlike vardır.’ Hangi hayati tehlike? Bunu neden açıklamıyorsunuz? Pabuç ile bizim aramızda geçmişte nasıl bir olay geliştir de tehlike arzediyoruz? Bunu açıklamanız lazım. Dolayısıyla 25 Aralık ve 20 Ocak tarihli dinlemelerinizle, CMK’da belirtilen kanuna aykırı delili elde ettiniz. Bunu kabul etmiyoruz. Bunu biz kabul edersek o zaman yargılama yapmaya gerek yok. Dolayısıyla heyetin gerçekten reddi gerekmektedir. Bu söylediklerim Türkiye’nin en büyük 12 Barosu tarafından da ortaya konmuştur.
Tanık bizden gizli dinleniyor. İfadeleri bir kısım avukatlara gönderilirken bir kısmına gönderilmiyor. Yani kanuna aykırı delil aynı zamanda kaçırılmak isteniyor. Bu nedenle yargı görevini yapan avukatlar olarak CMK 24-25 uyarınca reddediyoruz”
İstanbul Barosu Başkanı reddi hakim talebi yerine getirilsin:
Can Atalay’ın avukatı İstanbul barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu da şunları söyledi:
“Önceki celse verilen kararda akıl sağlığı tartışmalı olan kişiyi savunmadan kaçırarak ifade aldınız. Biz İstanbul Barosu tarihine böyle bir utancı yazmak istemiyoruz. Burası yüksek güvenlikli bir yer bunu geçiyorum ama avukatlar hiçbir biçimde olayın, sanığın, tanığın kendisiyle özdeşleştirilebileceği kişiler değildir. Bu konunun zabıtlara geçmesinin savunma tarihi açısından önemli olduğunu düşünüyorum. Heyetinizin vaktiyle özel olarak kurulmuş olması, uygulamaların da bizim açımızdan çok özel
anlamlar teşkil etmesi dolayısıyla bugün itibariyle tahammül noktasını geçtiğinizi özellikle vurgulamak istiyorum. Bu karardan dönülmesini ve bu hukuka aykırı delilin dosyadan çıkarılmasını aksi halde meslektaşlarım tarafından dile getirilen reddi hakim talebinin yerine getirilmesini talep ediyorum.”
‘Heyetinizi reddediyoruz’
Mücella Yapıcı, Tayfun Kahraman ve Can Atalay’ın avukatı Fikret İlkiz de şunları ifade etti:
“28 Haziran 2016 Pazartesi günü, 31 Mart 2016 Perşembe, iddianameye baktığımızda Arap Baharı ile başlar. Murat Papuç, ifadesinden yola çıkarak pek çok soru sormuşsunuz. Murat Pabuç da, ’15 yıldır bütün dünyayı etkileyen işte Arap Baharıdır’ diyor. Siz bu ifadenin tamamının gelmesini istediniz. Dosyaya ne şekilde girdiğiniz bilmiyoruz ama 17 Aralık 2019 tarihli, 30. Ağır Ceza Mahkemesi’ne yazılan savcılık yazısında ifadenin tamamının olmadığı söyleniyor. Kim yolladı bilmiyoruz. Özellikle ifadenin belli bir yerine gelindiğinde, 28 Mart 2016’da (ifadeye) ara verilmiş. Ara verildikten sonra, 31 Mart 2016’da devam etmiş. Arada kalan günlerde ne oldu? Siz sormadınız. Biz olsaydık sorardık. Bunu nasıl sormazsınız diye size sorma gereği duymuyorum. Bunlara rağmen Murat Pabuç sizin için bulunmaz bir tanık haline geldi. Size hiç güvenimiz yok. Biz Gezi’yle ilgili olarak ‘yapmadım, etmedim, bilmiyoruz’ demiyoruz. Herhangi birini bizim yüzümüzden tutuklu tutmayın. Heyetinizin reddi ile ilgili olan ve Murat Papuç’la ilgili tavrınız nedeniyle heyetinizi reddediyorum.”
Avukat Erdoğan: Suçlu kamu görevlilerini savundunuz
Can Atalay ve Tayfun Kahraman’ın avukatı Ayhan Erdoğan şunları söyledi:
“Ali İsmail Korkmaz davasında ailenin avukatıydım. Size kesinleşen karar ve mahkemenin gerekçeli kararını sunuyorum. Biraz evvel iddianamede “taş ya da sopayla ilişkili” dediniz. Mevlüt Saldoğan’a soruşturma aşamasında denk gelmedim. Gezi süreci denen toplumsal muhalefetin, en büyük muhalefet hareketi içindeki süreçte, kurumlarda çalışan kendisine rapor almış kişilerin savcılıklara bildirmesi sonucu elde edilmiş Mevlüt Saldoğan’ın bir raporu var doğru. Raporu ayak başparmağıyla ilişkili. Ayak parmağının zedelenmesidir. O yaralanma cinayet sebebidir. Ali İsmail’i öldüren tekme o kadar şiddetliydi ki ayak başparmakları hasar görmüştür ve o nedenle hastaneye gitmiştir. Yani o ayak, o tekme cinayet silahıdır. Siz o rapora dayanarak ifade ettiniz. Taş ve sopa diye ifade yok. Tek bir şikâyeti var. Ali İsmail Kormaz’ı öldürmekten dolayı mahkum edilmesinden dolayı meslekten atılması, hapis yatmasından ötürü mağduriyet bildiriyor. Biz Ali İsmail Korkmaz ailesi olarak heyetiniz hakkında HSK’ya şikayette bulunduk. Öncelikle bu katılma kararının kaldırılmasını, ayrıca red sebepleri arasında bunun da bir red sebebi olduğunu belirtiyoruz. Çünkü o zaman bu siyasi bir süreç olduğunu gösteriyor, katılma durumunu sürdürürseniz, Gezi sürecinde suç işlemiş kamu görevlilerini de savunmuş oluyorsunuz.”
Kavala’nın tutukluluğuna devam kararı
Avukatlar red taleplerinin reddedilmesinin ardından salonu terk etti. Mahkeme Başkanı alkışlayan izleyicilerin de salondan çıkarılmasına karar verdi. Duruşma bir süre avukatlar ve izleyiciler olmadan devam etti. Heyet daha sonra duruşmaya ara verdi.
Duruşmaya verilen aranın ardından Mahkeme, Osman Kavala’nın tutukluluğuna devam kararı verdi. Dava 18 Şubat’a ertelendi
(T24, Haber Merkezi)